3 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l İç İçe İki Bilmece Bir gün Üç arkadaş bisiklet- lerine bindiler. Yanlarına yiyecek de aldılar, yola çıktılar. bir iki saat gidecekler, deniz ke- narında bir yerde duracaklar, banyo yapacaklar, akşama tekrar #ve döneceklerdi. Bu plân üç arkadaşın da pek hoşuna gitmişti, Güzel bir gün geçirecekler diye seviniyorlardı. Fakat öyle olmadı... (Tam yarı yolda içlerinden biri: — Eyvah, durun.. Durun be- nim bisikletim bozuldu! Diye - bağırdı. Şimdi siz “acaba hangisininki bozuldu,, diye soracaksınız değil mi? amma söylemiyeceğim. Siz Şöyle | bulun bana da gösterin. Resimde her çocuğun önünden bir çizgi başlar. Evvelâ birinin önüdekin- den başlayın bisikletin yanındaki okta bitiyorsa odur. Bitmiyorsa, ötekinin önündeki çizgiden başlayıp kalemin ucile çizgilerin Üstünden gidin. Hangi çocuğun önündeki çizgi bisiklete çıkıyorsa demek ki onun bisikleti bozulmuş. Bu çizgiyi renkli ka- lemle işaret edinl Bu, bilmecenin birinci kısmı | Şimdi İkincisli: Içlerinden biri köpeklerini de beraber ge- tirmişti. Fakat bisiklet bozulunca akıllı köpekler hemen bir tarafa sıvışıp saklandılar. Öfke onlardan çıkar diye korktular. Resmi her tarafa çevirin. Bu iki köpeği bu- lunca yerlerini İşaret edin. Bil- meceyi postaya verip bize yolla- yın, Biz de size güzel güzel be- diyeler yollarız. Hem Koşmadan Hem De Terlemeden Oynanır Lâzım olan şeyler: Bir kutu kapağı, birkaç şişe mantarı yâni tıpa, perde halkası gibi kemikten küçük bir halka, bir parça da lâstik. Evvelâ resimde gördüğünüz gibi kapağın kenarlarının bir ta- nesini kesip çıkarın. Bu açık ta- rafın ortasında bir delik açın ve lâstiği buradan geçirip bağlayın, ötekl ucuna da perde halkasını bağlayın, mantarları resimde ol- duğu gibi kapağın içine sıralayın. Halkadan tutup kapağı kendinize doğru çekin ve sonra birdenbire bırakın. Devrilmeyen mantarlar kaç tane ise okadar sayı kaza- nırsınız. Eğer mantarların hepsi devrilmişse ©o zaman siz yanar- sınız. Arkadaşınız oynar, Hanginiz daha çok sayı alırsanız o oyunu kazanmış olur. İşte size terlemeden, koşma- dan oynanacak — güzel bir yaz oyunu. '-ın_n " 7:;”'//;7 e F Uzun Sakalın Bir gün Uzun sakal hastalan: mişti. Fakat nesi — olduğunu kendisi de bilmiyordu. Şöyle bir “köşeye oturdu. düşünmeye başladı. Acaba nezle mi oldum, ayağım mı kırıldıi, yoksa gözlerim kör, kulağım sağır mı olacak.. diyordu. Ah bu hastalık ah. Acaba dişimi gidip çıkarsam geçer mı, diye kendi kendine söylenip du- rurken arkadaşı Top sakal geldi. Uzun sakal ona dert yandı. Top sakal : — Peki neren ağırıyor, göster bakayım? dedi. Uzun sakal karnını gösterdi: — İşte buram ağırıyor. Nezle mi oldum acaba dersin, yoksa verem mi, dişimi çikartsam acaba geçer mi? Diye söylenip — durdu. Top sakal da gülmeden katıldı, — Yok canım, yok, azıcık hazımsızlık var yemeğini ye, arka- sından da azıcık yürü, hep geçer, dedi. Uzanı makal buna pek sevindi. ertesi gün yemek vakti eline ye- meğini elne aldu Öne — doğru M tallıkları... uzanarak bahçenin etrafında dört dönmiye başladı. O sırada yine top sakal geldi. Arkadaşını gö- rünce başladı gülmeyo, — Hayrola uzun sakal ne yapıyorsun öyle. — Canım sen yemeğin arka- sından yürü demedin mi, başka çaresini bulamadım önden onu tutluyorum, arkasından da — ben yürüyorum, Artık Topsakal bu İşe kimbilir | daha ne kadar güldü. Bu Resme İyi Bakın Resme evvelâ bakınca bir dört köşe, onun içinde de bir minder görüyorsunuz, değil mi? Ben de gevvelâ öyle gördüm. Fakat şöyle gözlerimi — diktim. Birkaç dakika haktım, baktım, ne gördüm biliyor musunuz? Altüst olmuş, ters dönmüş bir kanepe.. Siz de gözlerinizi dikip bir bakınız. Bakalım ' benim gör- düğümü görebilecek misiniz? Evde başkalarına veyahut arkadaşları- nıza da ayni şeyi yapmalarını söyleyin. Bakalım onlar ne göre- cekler. ' Biraz Da Gülelim —— Kocaburun zaten aptallığıyle meşhurdur ya; neyse.. Riyaziye yoklamasında —bunu — büsbütün gösterdi. Ona " murabba nedir ,, dediler. “ Dört köşeli bir yuvar- laktır,, dedi, “ Ya müselles neye derler Ğ diye sordular O zaman da “tüç köşeli bir murabbaa diye cevap verdi. derler ,, Dahası var. Hesap çalışırken bana ne sorsa beğenirsiniz. — Kuzum söylesene, kaç ikiyi bir araya koyarsam üç olur ha? Eh artık aptallık olursa bu kadar olur. Kocaburun biraz da oburdur. bir gün de başka bir şey söyledi. Bakın yazayım da siz de gülmek- ten katılın.. — Karnımda acıktı. Amma neyse ki — ağustos ayındayız, şubbatta değil., — Karnının açlığile A gustos, şubbatın işi ne kuzum, — Ha anlamazsın ki — sen. Temmuzda şubbattan daha çok gün var.. Onun için temmuzda daha çok yemek yeriz anladın mı? üüü Dinsizin Hakkından An cak İmansız Gelir OÖ SA Gemd uti Kötü Düşiinc;li Ö%ıaym. Sonra Yine Siz Zarar Edersiniz Namık biraz aksi bir çocuktu. Babasının dağ- ların — arasında bir çiftliği vardı. Yaz olunca din- lensin diye an- nesi ile beraber oraya — gitmişti, Namık bir gün sabah erkenden kalkmış, —anne- sine hiç haber vermeden saat- lerce — uzaktaki ormana — kadar gitmiş, bir ağa- cın — gölgesindea uzanıp yatmıştı., çiftlikte ne mu- ziplik yapayım diye düşünüp du- rurken arkadaki çalılar kımılda- mıya başladı. Namıkta yürek kalmadı. Ödü patladı. Titreye, titreye yavaşça doğruldu. Sesin geldiği tarafa doğru, korka korka, başını çe- virdi, bir de ne görsün, güzel, sevimli bir köylü kızı. Fakat Namığın gözü bir şey görmüyordu. Korkuttu diye za- vallı kızcağıza çatmıya başladı. Kız af istiyor, fakat Namık din- lemiyordu “benim ödümü patlat, sonra af dile. Ne işe yarar, seni dövmeden içim rahat et- mez,, diye — kızcağızın Üzerine doğru bücum edip duruüyordu. Derken öteki taraftaki çalıların arkasından bir hışırtı daha geldi. Iki çocuk ta kavgalarını bıraktı- lar, iatemeden kaşlarını o tarafa çevirdiler. Fakat bu sefer çevir- melerile, ters yüzü koşmaları bir oldu. Çünkü çalıların arkasından bu defa cıkan köylü kızı değil, Bivri dişli bir yaban domuzu İdi. Onun hiç şakası yoktu. Bir İnsanı parçalar mı parçalar.. Iki çocuk ta alabildiklerine — koşuyorlardı. ü l Namık erkek olduğu için dahö çabuk koşuyordu. Önde İdi. Kız: cağız da koşayım derken yuvar" lanmasın mı?. Namık arkasına dö“ nüp kızı yerde yatar görünce bi raz durakladı. Kız ayağa kalktı. Fakat — yürüyemiyordu, — bileği incinmişti. Domuz da alabildiğine koşuyordu. Namıkın aklı başından gitti. Hemen bir dal parçası ya* kaladı. Onunla domuza hücum etmiye başladı. Kıza da bir ağa” ca tırmanmasını söyledi. Kız ağaca tırmanınca Namıli kendisi kaçmağa uğraştı. Fakat öyle yorulmuş öyle yorulmuştu ki nefesi tükenmişti. Ayakları gerl geri gidiyor, bir tür!ü koşamıyor" du. Domuzun onu yakalamasına birkaç metre kalmıştı. Kız da bu nu görünce basbas bağırıyordu. | Derken at sesleri duyulmağa başladı. Yabandomuzu avcılari da ellerinde silâhlarla göründüler. Domuz bunları görür görmez, kaçmanın yolunu tuttu. Namık da kurtuldu. Meğer gelenlerin bir tanesi kızın babası değilmimiş: Ondan sonra İkisi de biribirlerini affettiler. Arkadaş oldular. Kız her zaman çiftliğe, Namıkla oy” namağa gitti. Hediyelerin Verildiği Günler Bilmecelerimizde mükâfat kaza- nanların hediyeleri bundan sonra cuma ve pazar günleri öğleden sonra verilecektir. Küçük okuyusu'larımız bu günleri hatırlarında tutmalıdırlar. hç —a Bilmecemizi Halledenler 20 Temmuz tarihli — gazetemizde Konsol | birinci ikramiyemiz olan saati bir konsol #aatini Be- şiktaş Valdeçeşmesi No. 8 da Binbaşı Salt kızı Sabit Aybek kazanmıştır. İstanbulda bulunan oku- yucularımızın — hediyelerini pazartesl, oumartesi öğleden sonra İdarehamiz- den almaları lâzımdır. Taşra okurları- mızın hediyeleri posta İle gönderilir. Fatih Sarigüzel Cad. munallimler sokak No. 23 te Kemal, Düzce İlktedrisat müfettişi — Ahmet oğlu Sadi Kayhan, Ortaköy Karakaş sokak No. 6 da Faruk Ak, Tokat or- man Direktörü oğlüu Aslan - Civelek, Mahmutpaşa Handan hanı No. 5 te ilikçi Rıfat Çetintaş, Kastamoni P.T. | T. kontrolörü Vecihi Arashoğlu Cen- giz, Bozcaada mezarlık sokak No. 4 to Zeki kızı Sevim, Gerede Avar oğlu Fethi. Babıâğli Yerebatan caddesi bakkal ıEıîoııı Şucaaddin oğlu Çamlıca ' 13 üncü mektep 66 Firuzan, Fatih park caddesi No. 12 Fevzi İşeri. Erenköy polis merkezinde komlari Mürek- | Hilmi vasıtasile Ne kepli | Aksoy, Samsun Dumlu- kalem | pınar mektebi 8 üncü Bir nit, Sabahattin Acuner, İstanbul WL inci mektep sınıf A/3 den 83 Kâmu- ran Ozan, Samsun İnhisarlar fet memuru oğlu Osman "Tüzün, Beyoğlu İtalyan mektebi 157 Nuri Tuncer. — — Cihangir Yeniyuva sokak doktof Mehmet Ali kızı İlhatı :::.:':" Ankara Gazi orman çift- Kalem | liği posta müdürü leılij oğlu Özcan, İstanbul 20 inci mektep 38-A dan 134 Ferdane Güner, Amasyâ dava vekili Ahmet kâtibi Yusuf, Çen* berlitaş kürekçiler caddesi No. 41 dt Osman Küçüktepe. : . Sivas avukat Gani vasıtasile Adil | Sirkeci Evussuut cadd uhtıra DN 45 Nesim Kohelli Defteri | Samsun Mecidiye cadde” sı cıgzaracı Merzifonlu Ahmet vasıtasil? M. Kâüâmil, Fatih Kmalızade sokak No: 3 te Vahide Neşet Kiras, Tokat Çe“ kenli mahallesi sabuncu zade Dursu? oğlu Aziz, İstanbul Firuzağa Yeniyu” va sokakta Varzilet, M ığla dağ Tugâ” yı levazım Md. oğlu Cnhit, Samatyâ 43 üncü mektep Ö2 M. Yaşur. : ( Sonu yarın ) — Ka

Bu sayıdan diğer sayfalar: