Tele ii Bilmece Bir gün üç arkadaş bisiklet- lerine bindiler. Yanlarına yiyecek de aldılar, yola çıktılar. Şöyle bir iki saat gidecekler, deniz ke- narında bir yerde duracaklar, banyo yapacaklar, akşama tekrar eve döneceklerdi. Bu plân üç arkadaşın da pek hoşuna gitmişti, Güzel bir gün geçirecekler diye seviniyorlardı. Fakat öyle olmadı... Tam yarı yolda içlerinden biri: — Eyvah, durun.. Durun be- nim bisikletim bozuldu! Diye bağırdı. Şimdi siz “acaba hangisininki bozuldu,, diye soracaksınız değil mi? amma söylemiyeceğim. Siz lun bana da gösterin. Resimde her çocuğun önünden bir çizgi başlar. Evvelâ birinin önüdekin den başlayın bisikletin yanındaki okta bitiyorsa odur. Bitmiyorsa, ötekinin önündeki çizgiden başlayıp kalemin vcile çizgilerin üstünden gidin. Hangi çocuğun önündeki çizgi bisiklete çıkıyorsa demek ki onun bisikleti bozulmuş. Bu çizgiyi renkli ka- lemle işaret edin! Bu, bilmecenin birinci kısmı | Şimdi İkincisi: Içlerinden biri köpeklerini de beraber ge tirmişti. Fakat bisiklet bozulunca akıllı köpekler hemen bir tarafa sıvışıp saklandılar. Öfke onlardan çıkar diye korktular. Resmi her tarafa çevirin. Bu iki köpeği bu- lunca yerlerini işaret edin. Bik meceyi postaya verip bize yolla- yım. Biz de size güzel güzel be- diyeler yoilarız. Uzun Sakalın Aptallıkları... ği <P> Bir gün Uzun sakal bastalan- mıştı. o Fakat mesi © olduğunu kendisi de bilmiyordu. Şöyle bir köş«ye oturdu. düşünmeye başladı. Acaba nezle mi oldum, ayağım mı larıldı, yoksa gözlerim kör, kulağım sağır mi olacak.. diyordu. Ah bu hastalık ah. Acaba dişimi gidip çıkarsam geçer mı, diye kendi kendine söylenip du- rurken arkadaşı Top sakal geldi. Uzun sakal ona dert yandı. Top sakal : — Peki neren ağırıyor, göster bakayım? dedi. Uzun sakal karnını gösterdi: — İşte buram ağırıyor. Nezle mi oldum acaba dersin, yoksa verem mi, dişimi çikartsam acaba geçer mi? Diye söylenip o durdu. sakal da gülmeden katıldı. — Yok canım, yek, azıcık hazımsızlık var yemeğini ye, arka- sından da azıcık yürü, hep geçer, dedi, Uzu: sakal buna pek sevindi. ertesi gün yemek vakti eline ye- meğ.ni elne aldu Öne (doğru Top uzanarak bahçenin etrafında dört dönmiye başladı. O sırada yine top sakal geldi. Arkadaşını gö rünce başladı gülmeye, — Hayrola uzun sakal ne yapıyorsun öyle, — Canım sen yemeğin arka- sından yürü demedin mi, başka çaresini bulamadım önden onu tutuyorum, arkasından da (Oben yürüyorum, Artık Topsakal bu işe kimbilir daha ne kadar güldü. Bu Resme İyi Bakın Resme evvelâ bakınca bir dört köşe, onun içindede bir minder görüyorsunuz, değil mi? Ben de evvelâ öyle gördüm. Fakat şöyle gözlerimi diktim. Birkaç dakika baktım, baktım, ne gördüm biliyor musunuz? Altüst olmuş, ters dönmüş bir kanepe.. Siz de gözlerinizi dikip (/” bir bakınız. Bakalım benim gör düğümü görebilecek misiniz? Evde başkalarına veyahut arkadaşları" nıza da ayni şeyi yapmalarını söyleyin. Bakalım onlar ne göre- cekler. Oyun Hem Koşmadan Hem De Terlemeden Oynanır Lâzm olan şeyler: Bir kutu kapağı, birkaç şişe mantarı yâni tıpa, perde halkası gibi kemikten küçük bir halka, bir parça da lâstik. Evvelâ resimde gördüğünüz gibi kapağın kenarlarının bir ta- nesini kesip çıkarın. Bu açık ta rafın ortasında bir delik açın ve lâstiği buradan geçirip bağlayın, öteki ucuna da perde halkasını bağlayın, mantarları resimde ol- duğu gibi kapağın içine sıralayın. Halkadan tutup kapağı kendinize doğru çekin ve sonra birdenbire bırakın. Devrilmeyen mantarlar kaç tane ite okadar sayı kaza- mırsınız. Eğer mantarların hepsi devrilmişse o zaman &iz yanar- sınız. Arkadaşınız oynar, Hanginiz daha çok sayı alırsanız o oyunu kazanmış olur. İşte size terlemeden, koşma- dan oynanacak (güzel bir yaz oyunu. e Biraz Da Gülelim Kocaburun zaten aptallığıyle meşhurdur ya; neyse. Riyaziye yoklamasında (bunu © büsbütün gösterdi. Ona "“ murabba nedir ,, dediler. “ Dört köşeli bir yuvar. laktır,, dedi, " Ya müselles neye derler va diye sordular O zaman da “üç köşeli Obir murabbaa derler — diye cevap verdi. Dahası ver. Hesap çalışırken bana ne sorsa beğenirsiniz. — Kuzum söylesene, kaç ikiyi bir araya koyarsam üç olur ha? Eb artık aptallık olursa bu kadar olur. Kocaburun biraz da oburdur. bir gün de başka bir şey söyledi, Bakın yazayım da siz de gülmek- ten katılın.. — Karaımda acıktı, Amma neyse ki (o ağustos © ayındayız, şubbatta değil.. — Karnının açlığile Ağustos, gubbatın işi ne kuzum. — Ha anlamazsıınki — sen, Temmuzda şubbattan daha çok gün var.. Onun için temmuzda daha çok yemek yeriz anladın mı? Hediyelerin Verildiği Günler Bilmecelerimizde mükâfat kazı. nanların hediyeleri bundan sonra cuma ve pazar günleri öğleden sonra verilecektir. Küçük okuyuzu'arımız bu günleri hatırlarında tutmalıdırlar, .Dinsizin Kötü Düşünceli Olmayın. Sonra Yine Siz Zarar Edersiniz Namık biraz aksi bir çocuktu, Babasının dağ- ların © arasında bir çiftliği vardı, Yaz olunca din- lensin diye an- nesi ile beraber oraya gitmişti. Namık bir gün sabah erkenden kalkmış, anne sine hiç haber vermeden saat- lerce © uzaktaki ormana Okadar gitmiş, bir ağa- cın gölgesinde uzanı tm: çiftlilete “ne — ziplik yapayım diye düşünüp dı- rurken arkadaki çalılar kımılda- mıya başladı. Namıkta yürek kalmadı. Ödü patladı. Titreye, titreye yavaşça doğruldu. Sesin geldiği tarafa doğru, korka korka, başını çe- virdi, bir de ne görsün, güzel, sevirâli bir köylü kızı, Fakat Namığın gözü bir şey görmüyordu. Korkuttu diye za- vallı kızcağıza çatmıya başladı. Kız af istiyor, fakat Namık din- lemiyordu “benim ödümü patlat, sonra af dile. Ne işe yarar, seni dövmeden içim rahat et- mez,, diye (kızcağızın Üzerine doğru bücum edip duruyordu. Derken öteki taraftaki çalıların arkasından bir hışırtı daha geldi. Iki çocuk ta kavgalarını bıraktı. lar, İstemeden kaşlarını © tarafa çevirdiler. Fakat bu sefer çevir- melerile, ters yüzü koşmaları bir oldu. Çünkü çalıların arkasından bu defa cikan köylü kızı değil, sivri dişli bir yaban domuzu idi. Onun hiç şakası yoktu. Bir İnsanı parçalar mı parçalar.. İki çocuk ta alabildiklerine (koşuyorlardı. Bilmecemizi Halledenler 90 Temmuz tarihli gazetemizde birinci ikramiyemiz olan bir konsol saatini Be- iktaş Valdeçeşmesi No. 8 de Binbaşı Salt kızı Sabit Aybek kazanmıştır. İstanbulda bulunan oku- yucularımızın hediyelerini pazarteal, oumartesi öğleden sonra İdarehamiz- den almaları lâzımdır. Taşra okurlarıs mızın hediyeleri posta İle gönderilir. Fatih Sarigüzel Cad. muallimler sokak No. 23 to Kemul, Düzce İlktedrisat wüfettişi o Ahmet oğlu Sadi Kayhan, Ortaköy Karakaş sokak No. 6 da Faruk Ak, Toket or man Direktörü oğlu Aslan Clvelek, Mahmutpaşa Handan hanı No, Ste ilikçi Rıfat Çetintaş, Kastamoni P.T. 'T. kontrolörü Vecihi Araboğlu Cen- giz, Bozonada merarlik sokak No. 4 te Zeki kızı Sevim, Gerede Avar oğlu Fethi, Babıâli Yerebatan caddesi bakkal (Kosyon| Şucanddin oğlu Çaimlıoa 13 üncü mektep 65 Firuzan, Fetih park caddesi No. 18 Fevzi İşeri. Kai Hakkından Ani cak Imansız Gelir | Namık erkek olduğu için dahs çabuk koşuyordu. Önde idi. Kır cağız da köşayım derken yuvar laamasın mı?. Namık arkasına dö nüp kızı yerde yatar görünce bi raz durakladı. Kız ayağa kalktı. Fakat © yürüyemiyordu, incinmişti. Domuz da alabildiğine koşuyordu. Namıkın aklı başındad gitti. Hemen bir dal parçası ya" kaladı. Onunla domuza hücum etmiye başladı. Kıza da bir ağa” ca tırmanmasını söyledi, Kız ağaca tırmanınca Namık kendisi kaçmağa uğraştı. Fakat öyle yorulmuş öyle yorulmuştu ki nefesi tükenmişti. Ayakları geri geri gidiyor, bir türlü koşamıyor” du, Domuzun onu yakalamasıni birkaç metre kalmıştı. Kız da bur nu görünce basbas bağırıyordu. Derken at sesleri (o duyulmağs başladı. e Yabandomuzu avcıları da ellerinde silâhlarla göründüler. Domuz bunları görür görmer, kaçmanın yolunu tuttu. Namık dâ kurtuldu. Meğer gelenlerin bir tanesi kızın babası değilmimiş. Ondan sonra ikisi de biribirlerini affettiler, Arkadaş oldular. Kıs her zaman çiftliğe, Namıkla oy" 53 Kâmu” itin Acuner, inci mektep sımf A/3 den ran Samsun il fes memuru oğlu Osman Tüzün, Beyoğlü yan mektebi 157 Nuri Tuncer. Cihangir Yeniyuva sokak doktof Mehmet AN kızı İlham Aukara Gazi orman çifte liği posta müdürü Niyasi B-A dan 134 Ferdane Güner, Amasy$ dava vekili Abmet kâtibi Yusuf, Çem berlitaş kürekşier caddesi No. 41 de Osman Küçüktepe. Sivas avukat Gani vasıtasile Adil Sirkeci Eoussuut caddı si cıgaracı Merzifonlu Ahmet vasıtasil€ M. Kümil, Fatih Kınalızade sokak No oğlu Aziz, İstanbul Firuzağa Yeniyi va sokaki Fazilet, Mığla dağ Tug yı levazım Md. oğlu Cahit, Samaiy# 43 üncü mektep 02 M. Vaşur. ( Sonu yane)