fi # ni Vi GİRİYİ Bn Fakat anlaşılan Caresse bütün vaziyeti açıkça görlişmek istiyor- © du. Çünkü birdenbire: © —“Biz dışarda iken sen de taraçaya çıktın değil mi?,, diye “sordu. ie Perdita: o“ — “Evat,, dedi, Mister Cunnin- - gham acele Laurence İle görüp © mek istiyordu.,, — “ Öyle ise niçin Laurece'i © çağırıp söylemedin? ,, i — “ Sizi rahatsız etmek İste- — miyorum da onun İçin. ,, k — * Hiç de rahatsız etmezdin. © Zeten ben, beni düşündüren bir © meseleyi halletmek maksadile ta» > raçaya çıkmıştım. O meseleyi hak - etmiş olsa idim derhal salona > dönecektim. ,, yi — “ Na meselesi? ,, “ Laurence'nin Sir Geofirey'i © kandırmasını ve henüz gelmişken “tekrar İngiltereye avdetimiz için ortada makul bir sebep ol © madığına dair kocama bir telgraf - çektirmesini istiyordum .... Tas bit.... Bunun içinde Laurence'i © biraz okşamak lâzımdı.. i — “ Evet... Gördüm... Söz mi bari? ,, i 1 verdi © Oo — “ Söz verecekti. Fakat tam o srada mİster Cunningham — sağırdı. ,, ; — "“ Hakikaten tehlike varsa, © burada kalmaklığımız hiç de doğru © değil, i çe “ Şaçmalama kuzum Per- © dita!... Sanki umurunda imiş gk — bil... Harp bile olsa bize na? Zaten - ortalığı velveleye veren eski harp gi sürü bunak herifler... - Harpden başka y emi- yorlar... Ne pa e ara © Lavrenceyi isteyorsan bilirsin ki © ben kat'iyen müdahale etmem. © — Hiç te istemiyorum?. — Budala olma Perdita! Onu - İstediğini sende pek âlâ bili o yoraun yal. e Flört — “Öyle, olduğu gibi istemi- yorum... Yani evvelâ © beni çok... “ Amma bütün kalbile her za- — mankindan ziyade sermeli...,, — “Tecrübe etmedin ki..,, — “ Tecrübe edeceği mi de netmiyorum,,' . —“Böyle yapanlara da başka- lerinin bıraktıkları artıklar kâlır..,, © Perdita şüphe diğilse bile o lâkaydı ifade eder bir sesle: — “Öyle mi?,, dedi. — “Ne kadarda safsın Per lim. Bunu Laurence bile pek lâ biliyor. Onun için hiçte gön- ini Üzme.,, © Caresse eğildi. Perditayı yas .naklarından öptü ve odasına av- det etti. Hattıhareketinden, Perdita- karşı göstermiş olduğu uluvvü- . cenaptan dolayı kendi kendisinden memnundu. o Vazifesini (yapmış “gibi vicdanen müsterihti. Şimdi ırtık bir taraftan başladığı flörtü ediği derecelere kadar ileri türebilir, diğer (taraftan da sevişmelerini temin etmiye uğra- şabilirdi. © Perdita bir müddet uyumadı “ve geceki vakayi ile hâdis olan HARP! Yİ —. Laurence ile lik defa olarak dört sene evvel görüşmüşlerdi. O zamandanberi aralarındaki me- safe gayet azdı. Fakat şimdi bu A SUYO er e 29-5- 1935 mesafe müthiş ve geçilmez bir uçurum olmuştu. Carosse'e gelince, onun yaptı- ğanı Perdita yapmış olsa idi öm- rünün sonuna kadar hicap duyar. (Arkası var ) Hava Hücumuna Karşı Fransada Korunma Ma- nevraları Tekrar Ediliyor bombasını Birkaç gün evvel Pariste, ha- va hücumları esnasında nasıl ha- reket edileceğini gösterir ma nevralar © yapılmışdı. o Manev raların hakikate yakın bir surette yapılmasına çok dikkat edilmiştir. Hücumu haber veren canavar dü- dükleri durmadan ötüyor, itfaiye otomobilleri, hasta arabaları, ze- hirli gaz kıt'aları sokaklarda kor- kunç bir sür'atle koşuşuyorlardı. Manevraya iştirak eden ahaliden İhsan İstemiyoruz Bari Maskeli iaiye seferleri Paris sokaklarında tutuşmakta olan bir zehirli gar” söndürüyorlar birçokları, ilk yardım müfrezeleri- Bin yetişmesini bekliyerek sokak- lara serilmiş yaralı ve ölü rolü yapıyorlardı. Yakında yine böyle manevra- lar yapılacak ve bu defada hava hücumu karşısında halkın sığnak- lara nasıl gidecekleri ve nasıl yerleştirilecekleri gösterilecektir. Fransızların bu manevraları sık sık tekrar edilmelerine sebep, ya- kın bir savaş korkusudur. Gölge Etmeseler 4 Baştarafı 1 inei yüzde ) * Bir lise mezunusunuz. Tahsi- İlinizin masrafını ödeyecek kadar şahsi Iktidarınız var. Bir sandık- çılık demek olan ambalâjcılık tahsilinden vazgeçin. ,, Ayni genç Istanbul Ticaret odasına başvuruyor, oradan da aldığı cevap yine aşağı yukarı şudur : — “ Niçin bu işe girmek ve bir lise mezunu olduğunuz halde sandıkcılık mesleğine atılmak isti- yorsunuz? yorum. — Hayatta Serbest meslek yoktur. Bir büroya girmeye mec- bur olacaksınız. Bu fikrinizden vazgeçiniz! Mithat Erkal anbalâjcı olmak hususundaki fikrinden vargeçmiş değlidir. O, Zingal şirketi umum müdürü Tevfik delâletile, Tevfik Âlinin tahsil ettiği Ren nehri üzerinde Düvisburğ şehrine gidecektir. * Bu da günlük gazetelerden: Hükümet ambalâj işleri için Avrupadan yüksek para ile bir mütahassın getirtmiştir. Bir de sergi açılmıştır. Harice göndere- ceğimiz mallar, hep bu ambalâj ve sandıklama esas.na uydurulmuş olacaktır, » Ne buyurulur? 500 Liralık Müsabakamız Okuyucularımız arasında açtığı- mız (500) liralık müsabaka bitti ve bu müsabakaya (alt (30) uncu son kuponu neş- rettik. İstanbulda ve dışarıda bu- İunan o okuyucularımızın (7) Ha- zirana Okadar ovakitleri vardır. O zamana kadar bize neşret- üğimin şartlar dahilinde cevap larnmı o göndermelidirler. Zarfların Üzerine “müsabaka memurluğuna, kaydı konacaktır. (7) Hazirandan sonra gelecek cevaplar jkale alın- mayacak ve netice (12) Haziranda Mân edilecektir. Bu Ne Perhiz, Bu, Ne Lahna Turşusu ( Baştarak 1 inol yüzde ) olan bir takım İşlerin yabancı ülkelerin tebeası olanlara yasak edilmiştir. Ancak Insan bazı kere öyle vaziyetlere şahit oluyor ki: arın dediğimiz gayeleri isti- hdaf eden kanunlar ve nizamlar ile ne derece uygun olduğunu anla- miyor. Şu aşağıda yazacağımız vaziyet te bunlardan biridir: Öyle bir vapur şirketi biliyo- ruz ki: Bandırası ecnebi: - Far- xedelim ki - İngilizdir. Bu şir- ketin merkezi Istanbuldadır. Şir- ketin üç dört vapuru vardır. Bu vapurlar - kabotajın Türk sanca- ğina münhasır olması dolayıslle - tabii bizim limanlar arasında de- niz ticareti yapamazlarsa da bir Türk limanından bir ecnebi lima- nma yahut bir yabancı limandan Türk limanına eşya ve yolcu ge- tirebilirler. Sefere (gitmedikleri vakit İstanbul limanında yatarlar ve şirket merkezinin İstanbulda bulunması — dolayısile (gemilerin merkezi de burası demektir, Hep- sinden fazla nazarı dikkate alına” cak bir iş te şudur ki: Bu gemilerin bütin kaptanları, makinistleri ve gemicileri aylıkla- rn İstanbuldaki şirket merke- sinden, ve Türk parası olarak alırlar. Burada önüm'ze çıkan hukuki! ve kanun! mesele şudur: Acaba bu vaziyette olan bir vapur şirketinin bu memlekete karşı vazife ve mesuliyetleri ne- dir?... Küçük sanatlar ve bizmet- lerin Türkiyede Türklere müw hasır olması ve kambiyoya ait kanun! ahkâm karşısında bu şir ket ile müstahdemlerinin vaziyeti nasıl tesbit olunur ?.. ! —Bu Ingiliz bandıralı ge milerde ancak iki üç Türk, buda en xor ve maaşı az hizmetlerde, çalışırlar. Ötekiler, beyaz Ruslar, yahut Romanyalı, Italyan veya diğer tabiyettedirler. Merkez burada olduğu halde yirmi beş kişilik © mürettebatın ancak Üçü veya ikisi bu memle- ketin çocuğudur; kaldı ki: gemi İstanbulda bağlandığı vakit te Türk müstahdemlere yol verile- rek öbürkiler maaşlarını almakta devam ederler. Bu vaziyeti başka ülkelerin ( limanlarında görmek mümkün değildir. Yabancıların görecekleri işe nit mevcut olan kanun bakımından bu cihet düşü- nülmek lâzımgelir. Düşünme için hareket noktası ise bandra Ingiliz olmakla beraber, merkezin İstan- bul olması ve maaşların bu mem lekette tediye edilmesidir. 2 — Bu gemilerin mürettibatı Türk parası alır. Her ay tediye olunan miktar mühim bir yekân tutar. Gemi müstahdemleri bu parayı Romanyada, Yunanistanda Italyadaki o ailelerine götürürler ve yabut istedikleri yabancı mem- lekette sarfederler. Kambiyo ka- nununun hizmet edeceği gaye, yürüyeceği amaç İle bu vaziyet nasıl telif olunabilir? Bu vaziyette bulunan deniz şirketlerinin idari ve mali işleri iyi bir araştırmadan geçir.lerek tesbit edilirse yurdumuz için çok faydalı neticeler elde edilebilir. Uluslar Kurumunun Kulislerinde.. (Baştarafı 1 inci yöz e) dair şu tafsilâtı veriyorlar: Geçen cumartesi günü öğle- den sonra Litvinof''un riyaseti altında toplanan Uluslar Kurumu Konseyi müzakeresinin ruzname- sinde Habeşistan meselesi yoktu, fakat herkes ez emer hususl meler olacağını bili- yor ve Ür türlü kurum binasından çıkmıyordu. o Filhakika Italya - Habeşistan (o meselesi | Kulisler arasında halledilmiştir. Bütün gün, tavassut eden dev- letlerin murahhasları bir taraftan Italya murabhası Baron Aloisi ile, diğer taraftan da Habeşistan delegesile görüşüyorlardı. Bilhassa Lord Eden ile Bay Laval bir harbin batlamasına meydan vermemek için son gay- retlerini sarfediyorlardı. Mütahasaslar (o mütemadiyen çalışıyor, boyuna formüller tanzim ediyorlar ve bunlar birer birer Muso'iniye bildiriliyor ve helecavla onun vereceği cevap bekleniyor- du. a Musolini ei birini etmiyor, ars a hepsini reddediyordu. Gece yarısı yaklaşmıştı. Dele- ve mütahassıslar, herkes ümi- kesmişti. Bir Italyan - Habeş muharebesinin önüne geçmek ka- bil olamıyacaktı. Nihayet Lord Edenin kendis! bir formül tanzim etti. Musoliniyi bizzat telefona çağırdı ve bunun em za kabul edebileceği son olduğunu söyledi. Ve der- hal cevap vermesini rica etti. Bir dakika sonra Musolini ce- vabını vermiş bulunuyordu. Bu cevap “evet ,, tİ, sr er ra piyade alayının 2 inci taburu, alay bayragile beraber, dün Doğu Afrikasına doğru yola çıkmıştır. Acıklı ” Bir Kayıp ( Baytarafı 9 uncu yüzde ) lann bile küçük telâkki edildiği o sıralarda 24, 16 puntu ile hik yapmak gazete için bir nevi İntihar etmek demektir. Ben ve ve arkadaşlarım ondan bunu vaz- geçirtene kadar akla karayı seç- tik amma, birkaç gün de gazete öyle nlelâcayip bir şekilde çıktı. Anmet Cevdet makalelerine ekseriya patates, pirinç ziraati gi- bi suya sabuna unmaz mev zular intihap ettiği gibi bazan da zekir gibi yazılar yazardı. Fakat herkes onun hüsnüniyetine emin . bulunduğu için Ahmet Cevdet başmakalelerinden dolayı hiçbir muahazaya uğramamıştı. Benim İkdama intisabım mü- tareke sıralarında idi. Ve o vakit- ler Cevdet, Avrupada idi. Fakat a rl kerr haksever k sıfatik bol İren ve tikir tıkır işliyen bir müessese haline ren, Cümhuriyetin şimdiki müdürü mahmuttur. Mahmut bol para vermekten çekinmez, İyi muharrir, iyi işçi kullanırdı. Nite- kim, Cevdetin Avrupadan avdeti, ve gazetenin yazı ve idare İşleri- ne müdahalesi İkdam için bir inhilâl başlangıcı olmuştu. Nk hayet bu başlangıç bir çeyrek asırdan uzun bir ömre malik olan gitmiştir. İkdam sutunlarında memleke- te senelerce hocalık etmiş ve hai- ka gazete okumayı sevdirmiş olan Ahmet Cevdetin ölümü her ma- nasile hakiki bir kayıptır.,,