eee üti eeei ö eei AAA LODÜUİDESĞ İ İ N PA i Hasan Beyin Fıkraları ça t şürineiresen i Hasan Bey hasta yatıyordu. Dostlarından biri ziyaretine gel- mişti. Hasan Beyin ikide bir in- lediğini duyunca: — Niye inliyorsun Hasan Bey, dedi, bunun en sonu ölüm- dür, insan da ölür.. İnlemiye lüzum var mı?.. Hasan B. içini çekti: — Ben de bunu bildiğim için inliyorum yal! İki defa ölüm ol- saydı. inlemek aklımdan — bile geçmezdi. Kiracı Hasan Bey evini kiraya vere- cekti.. Evi gezenlerden biri tut- mıya karar verdi, uzun uzadıya pazarlığa — giriştiler. bir türlü uyuşamıyorlardı. Bir aralık kiracı Hasan Beye: — Sen şu dediğim fiate razı ol, dedi, benden daha iyi kiracı bulamazsın.. Şimdi — oturduğum evden çıkacağımız için ev sahip- leri hüngür büngür ağlıyorlar.. Hasan Bey güldü: — Onların yerinde ben olsay- dım kat'iyen ağlamazdım. Kiraları daima peşin almak âdetimdir de! — Hasan Bey ne oluyors. n, yangın mı var? Böyle koşa ka- şa nereye?l.. — Matbuat Cemiyeti, gazele- €lyiz diyen Bulgarlara ziyatet çekmiş. Ben de gazeteciyim demiye gidiyorum. Belki bana da bir ziyafet nasip olur. Yüz Lira Hasan Bey bir dostuna an- latıyordu : — Başıma gelen felâketi bil- seniz, beni tam yüz lira masrafa soktu. Karım tramvaya binerken ayağı kayıp yere düşmüş, civar- daki bir dükkâna götürüp tedavi etmişler, bir şeyi kalmamış.. — Bu yüz lira karının teda- visi için mi sarfedilmiş? — Hayır azizim, götürdükleri dükkân bir tuhafiyeci dükkâmı imiş. Karım çıkarken bir alay eşya alıp çıkımış.. Doktorun Tavsiyesi Hasan Bey doktora gitti, doktor kısa bir muayeneden sonra Hasan Beye şunları tavsiye etti: — Hasan Bey, bugünden sonra siğara içmiyeceksiniz, içki içmiye- ceksiniz, sinemaya, tiyatroya git- miyeceksiniz, — hattâ — evinizden çıkmıyacaksınız!.. On beş gün geçti, Hasan Bey tekrar doktora gitti: — Doktor tavsiyenden tama- mile istifade ettim. Hattâ işte | tavsiyen sayesinde yaptığım ta- Barruf yüzünden sana borcum olan yrimi lirayı getirdim! ancak — bir defa | ZAR O Yaş Üeselesi Hasan Beyin gelini ansızın € dastlacından l sordu: Hasan — Beyo Hasan — Böy hangi iktan ölle? Bilmem — ki doktorlar h im birgey var hizli yaşar di da önün için No demek ie tediğini anlamadım Hasan Bey.. — Öylü İsa a Tataygın.. — Oğlum gelinimte — evlön: diği zaman — geli- nim ©j dan on — İ vaş 8 küçüktü. Öldüğü zaman bi- fus tezkeresine baktık, — oğlumun yaşına gelmiş te on yaş daha geçmişti bile !. İstirahat Hasan Beye sor- dular : —Günde kaç saat istirahat edersin. Öğ'le yemeğin- den sonra küarim iki sart uyur.. Cahım biz &u- na karının uyüdü- ğunu sormuyorurz. — Bon de sizin #orduğunuza cevap Bu sene darıldım nedense yaza, — Efendi sen çıldırdın mı?.. Oğullarının ikisini birden kar- şına almış, birine davul, ötekine zurna öğretiyorsun!.. — Duymadın mı Hanım, yanımızdaki büyük apartımanın sa- hipleri kızlarını kendi havasına bıiramışlar, hangi erkeği be- ben de ağullarımı yetişliriyorum.. İklsinden birini seçsin. BU SENE YAZ NASIL GEÇTİ HASAN BEY llEN Haai Acele Hasan Bey yol- da arkadaşlarından birine — rastgeldi, | Bordu: — Harret böyle | koşa koşa nereye?.. — Eve Hatan Bey. | — Tnsan eve böy- İe koşa koşa mi gider 9. —No — yapayım Hasan — Bey; — hiç sorma; — hizmetçi , karım evde yalrız kaldı, onun İçin acole ediyo- Hasan Bey sen bu gece nekadar çok horluyorsun !.. Hasan — Bey u- yandı, etrafına bar kındı? Anladım, de- di, fakat horliyan ben değilim ki, ri- yamda bir şimen- dfer gördüm. Se nin duyduğun onun gürliltüsüdür. n diye bilen bilmiyen; ——— — —— e DA .; Hasan Böy Diyor Ki İ Meraklılar Cenabıhak, nasil sevindirmek istediği kuluna eşeğini kaybettirir de sonra tekrar buldurursa; dün- yada rahat ettirmek istemediği ku- luna da bir merak ârız eder.. Bu yüzden ölünciye kadar bir gün bile, oh dedirtmez.. Meraklıların envat vardır. Bun- lardan birkaçını sayayım. Meselâ gazete meraklısı: Henüz sabah olmamıştır. Gazeteler satılmağa DS değil ya, daha basılmağa bile Hasan '7"" bir | başlanmamıştır. Sakla Düründük Meraklı uyanıktır, artık gözü- — Tavam, dedi, | ne uyku girmez. Ha gazeteci geli- :"" 80 bİr. taman yor; ha gelecek, neden sonra so- büyle senin gibi B indi Ba Kamarlan, | Fağn göşesinde. — fakat benlim karım — Yazıyor havadis. gitmiş, - hizmetçim Diye bağıran müvezziin sesini yalsız kıvııııı da | işitince aklı biraz başina gelir.. onun için .. — Oh gazeteci geldi. u"ud; d Alır almaz g;:;:âmın tarihine v m, neşriyat mi nün imzasi- yol:;:'. “k?:'),. l:,': na kadar birkaç defa hatmeder. lendi? Bir başka meraklı.. Evlerin kapılarındaki,tramvay- ların üzerindeki hattâ tramvay kondoktörlerinin yakalarındaki nu- maraları okur. Bunlardan tefelil eder.! Meselâ numara tekse uğura Ben onu hasretle anamam şimdi Param yok ağzımı açıp poyraza; Güneşte uzanıp yatamam şimdi« Adada bir dosta taşındım hemen, Üç günde kovunca beni evinden, Her yeri imaret sanamam şimdi.. Bir defa içmedim birayı buzlu, Aradım kalmamış ne Ğ., bucak, Denizin içinden plâjı - tuzlu; : | Güldüler, dediler, oldu olacak Nekâadar göz etse pembe buluzlu, | Haline aciyor böşhoşlar ancak ı İşime — karıştı, | | | Size Hiç Hasan Bey trenle Pendiğe gidiyordu. Yol uzadıkça Hasan Beyin canı sıkılmıya başladı. Karşısında orla yaşlı biri oturu- yordu; onunla konuşmak istedi, — Vay Necati Bey, siz bura- daydınız. ha; demindenberi nasıl oldu da görmedim!.. Orta yaşlı adam şaşırdı.. — Affedersiniz. ben Necati Bey değilim; yanılıyorsunuz!.. — Hakikaten Beyefendi, ben de farkındayım. O size hiç ben- Bu işe kolayca kanamam şimdi.. — Şu önlümüzde giden kadı- nn Yüz bin İlra serveti var.. | Yalnız zavallının. bir bacağı ötekine nisbetle daha kıs al. ! — Aman komşu nı Gtekine nlebı olsun. Ellâkis Hasanın zevikine bak tamam şimdi.. ! Telefon Numarası Hasan Beyin oğlu coğrafyaya çalışıyordu, kitapta bir serlâvha mazarı dikkatini celbetti. Babağı- na sordu: — Baba coğrafya - kitabında bak ne yazıyor, ben anlamadım.. — Ne yazıyor, oku bakalım — Kristof Kolomp 1426-1492 Hasan B. güldü.. — Bunda anlaşılmayacak ne var ki; adamın isminin yanmma te- lefon numaralarını da yazmışlar. — Elendi sen yine çok fazla cıgara içiyorsun; bu, senl ted- ricen Ööldürecek bir zehirdir.. — İyi ki aklıma getirdin.. Bu- gün brrakıp, akşama rakıya e— hamleder, sevinir. Eğer çiftse bir uğursuzluğa — tesadüf edeceğim diye korkar, rahatı kaçar, arpacı kumrusu gibi düşünmiye başlar. Kılık kıyafet meraklısı daha acayiptir.. Boyunbağını aynanın karşısında sekiz — defa bağlar, on altı defa çözer.. Ceketini fırçalar, olmadı, der, bir daha fırçalar; şapkasını giyer, sağa iğer beyenmez, sola iğer vazgeçer.. Nihayet güçlükle soka- ga çıkabilir. Dükkân camekân- larmın, — mahallebici aynalarının karşısından kendisini seyretme- den geeçmez, hattâ tesadüf ettiği Benzemez | her işimizde birinci olduğumuzu bütün dünyaya gösterelimi, . z oK Hasan Bey — Gördünüz mü güzellikte birinci çıkanı, gayret edin de hemşerller hepimiz gözlüklü adamların gözlüklerine bile, acap içinde kendimi görür- müyüm diye bakar.. Bunların meraklarının zararı kendilerine.... Fakat bir de etrafın- | dakilerine zarar veren meraklılar vardır.. Radyo meraklısı evinde- kilerinin, konu komşusunun radyo parazitlerile başlarını şişirir. Av meraklısının da kazaet arkadaşmı vurduğu, otomobil — meraklısının sokakta adam ezdiği ve nihayet teaş meraklısının bütün dünyaya | lâf dinletip canımı sıktığı daima vakidir. ' Yaradılışımızda bu merak hissi olmasaydı herhalde şimdikinden İ daha çok rahat olacaktık va'. Pazaro'” .4