iŞ YE A ŞA MUTLU BİR YILDÖNÜMÜ Siyasal Bilgiler Yazan: » 1. Mülkiye allesi; 4 İlkkânun 1942 Cuma günü; Cebeci'deki okul bi- nasında, büyük bir coşkunluk ve bahtiyarlık havası içinde, okulun 86 yıldönümünü kutladı. Başta; B. M. Mnin sayın reisi, değerli Mülkiyeli Abdülhalik Ren- da ve Mülkiyeyi derin bir heyecan ve sevgi halinde kalblerinde dü- yan değerli Başvekilimiz Saracoğlu olduğu halde; vekiller, mebuslar, eski ve yeni, genç, ihtiyar bütün Müülkiyeliler, erişilmesi güç bir samimiyet atmosferi içinde, bn mukaddes yuvanın 86 dönümyılını birlikte kutladılar. Kürsüye ilk olarak mektep mü- dürü Ord. Prof. Dr, Ali Fuat Baş- gil gelmiş, veciz ve pek kiymetli bir söylevle; töreni açmış, talebe- ye pek değerli direktifler vermiştir. Değerli müdürümüzün ilmi şah- siyetini belirten ve her Mülkiyeli için bir kılavuz olacak bu söylev- den bazı parçalar almadan geç- miyeceğiz. Prof. Fuat Başgil, mo- dern devlet teşkilâtının bilhassa iyi memur meselesi oluşu vakıası üzerinde durmuş ve demiştir ki: “Devlet meselesi, ber şeyden önce, sistem ve adam meselesidir. Mülkiye mektebi, bu ihtiyaçtan doğmuştur. Devlet meselesi ne şe- kilde vazolunursa olunsun, bangi köşesinden bakılırsa bakılsın, dai- ma sistem ve adam meselesi ol- muştur, Hattâ, daha dikkatle tab- lil edersek, devlet meselesi; sâdece adam ve memur meselesidir, Çün- kü sistem me teşkilâtta nihayet birer insan eseridir. Artık memur, devlet hazinesinden geçinen ve işi masası başında yazılı emirler ver- mekten ibaret olan bir parazit - bü- rokrat olmayacaktır. Türkiyenin istediği memur; bilgi ve ahlâk vl- gunluğuna sahip, resen düşünen, icap ve ihtiyaca göre tedbir slan, işinin vüsatini gören ve mesuliye- Okulunun İri mi tini duyan yapıcı ve yarstisi in- san olacak, milli tesanüdün şauru- nu taşıyacaktır. , Siyasal Bilgiler okulu mevzuü- nu teşkil eden Devlet ve idare il- minin, tapkı pratik ahlâk gibi ta- mamiyle milli ve memleketli oj- ması Iğzımdır kanaatındayım.,, Müdürümüzün bu söylevinden sonra; mektebin en eski mezunu adına kürsüye gelen Devlet Şürası Reisi Sayın İsmail Hakkı Göreli, mektebe ait hâtıralarından bahset- miş ve Mülkiyelilerin bilhassa va- zifelerine, ocaklarına ve biribirle- ripe, nekadar bağlı bulundukları hakikatini, mektep hayatından ör- nekler vererek, belirtmiştir. Son olarak ta, son sınıf mali şubeden Mustafa F. Himmetgil; heyecanlı ve güzel bir söylevle, talebenin duygularına tercüman olmuştur. Bundan sonra, büfede ağırlanan mülkiyeliler ; derin bir kaynaşma, birlik ve samimiyet bavası içinde, uzun müddet başbaşa kalmak fır- satını bulmuşlardır. Bu çat; altında o gün; eyni aileye mensup, ayni kandan gelmiş, birbirlerine ayni hatıralarla bağlı, geleceği syni güvenle bakan insanların duygu ve yakınlık havasından başka bir şey yoktu Orada, ayni gaye için, ayni safta vazife alan kardeşlerin babaların üstün bağlılık ve mu- habbet havası esiyordu, Örude, bütün mülkiyeliler, bep bir ağız- dan, Büyük Türkiye idealinin ger- çekleştirilmesi ve ebedileştirilmesi parolasını haykırıyorlardı. Orada, herkes; vatanı yeniden yarstabil- mek için, kılıçlarını, imân çerk- larında biliyordu. Gençler; kanun hizmetinin kutsallığını, bu hizmet uğrunda saçını ağırtan ağabeyle- rinden, babalarından dinliyorlardı. Gençler, Anadolu insanına karı- şabilmek için, Anadolu insanını bilgi ve ülkü hamulesilesiyle yük. leyebilmek için acele ediyorlar ve kendilerine verilen öğütleri can 86 - ncı Dönüm Yılı ÖZ DEN kulağı ile dinliyorlardı, Büşük küçük, genç - ihtiyar her mülkiye- lide; Cümhuriyetin engin, milli ve yaratıcı mücadelesine, adsiz bir gönüllü gibi atılmak azmi var, 5. İlk kânun. Cumartesi günü, Ankarapalas salonlarında tertip olunan mülkiyetliler çayına, her mülkiyeli davetli idi. Bu çay-veya da yerinde bir deyimle « mülkiye- liler #opiautısış mülkiyelilik birli. ginin ve samimiyetinin bir teza- hürü oldn. Bu bildigimiz manada bir toplantı, bir eğlenti değil; bel- ki duyguda, rubta, düşüntüşte ve an'anede müşterek olan inseların, ayni evde yaşayan fertlerin; yân- yana, başbaşa sevinç duymaları, dansetmelari ve eğlenmeleriydi. Bursada, herkes millet idealiyle, mülkiyelilik an'anesiyle biribirine bağlı idi. Çay; aziz mülkiyeli Saracoğlu- nun yüksek himayesinde idi; ve- killer ve yüksek Devlet ricali de bu nezih ve samimi toplantıya huzurlariyle şeref vermişlerdi. Hele genç mülkiyeli talebe ta- rafından oynanan zeybek ve Ka- Tadeniz oyunları; bütün davetlile- rin hayranlıklarını, ilgilerini çekti. Geç vakte kadar süren bu nezih toplantıdu, bütün mülkiyeliler, ay- ni birlik havasını teneffüş etmenin verdiği sonsuz sevinçle bahtiyar oldular. 3. Mülkiyelilik ananesini; aşk gibi, imen gibi duyarak, onu ebediyet- lere götürmek, Mülkiye neslinin birinci ödevidir. Mülkiyelilik duy- gumuzu, her gün biraz daba bile- mek vazifesindeyiz. Zira, bizim an- ladığımız mânada Mülkiyelilik, bir meslek, bir zümre iddiası değil; ke- menin izm anlamında, bir yeri hizmeti ve natansererlih sembolüdür. — Devamı 58 de — 55 — Servetifünun — 2417 — :