Emin Bülend'e dair nun ismi ve giirleri, Gala- tasaray (lisesinde Tevfik Fikretin müdürlüğü xamanında hiç birimizin dilinden düşmezdi. Bütün talebe, bn ağabeyimizin yüzünü görmeden dehâsına hay- randık, Çünkü o tarihte Galata- saray aşağı yukarı bir şairler mektebi sayılabilirdi. Gece mü- talealarında o kadar çok şiir ya- zanlar ve mecmuslerı, şiir kitab larını (o karıştıranlar Oo çoğalmıştı ki... Emin Bülendin aramızdaki bir şöhreti de, Galatasaray &por klü- bünün kuvvetli oyuncularından birisi olması idi. Meşhur Bekirle beraber bn sahada da bu muhit- te ün slmıştı. Yalnız hatırlı- yamıyorum, o zamanlar Emin Bülend mektebi bitirmiş mi idi, yoksa son sınıfta mı idi! Hatır: ladığım, yalnız, son sınıfın en Ze- ki talebelerinden Ruşen Eşrefin, elinde oTirsje (9) mecmuasınıu yazılarile (teneffüslerde (bahçe bahçe telâşla dolaşmasıdır. An- lagılan, muhtelif sınıflardaki şa- irlerin az çok düzgün yazmakla şöhret alanlarından, eksik sayfa- lar için yazı toplayordu, Dışarı- da bir matbanda büyük itina ile ve yeşil bir kapakla basılan o mecmuadan bilmem kaç nüshâ çıkabildi? Altı mı, yedi mi? Fik- retin <Ferda>» gı, «Sabah olursa>- sı ilk defa o mecmuada intişar etmişti. Bugün otuz yıl sonra bir- denbire Şiir toprağına yeniden ayak basan Edip Ayel de «Gü- neğer sernameli gşiirile o zaman bu mecmuaya ilk defa imzasını atanlatdandı. Yalnız, Bdibin ya- nındaki ikinci isim, Ayel değil Sermed'di. Bir aralık Feoriâtide Süleyman Saip imzasile ince giir- leri çıkan ve sonra hariciye meg- leğine intisab eden kıymetli bir gencin de «Şafak» manzumesi gene bu Tiraje mecmuasının ilk nüshalarından birinde ilk sayfayı söslemişti. Bn şiirin ilk beytini bugün de hatırlıyorum : (9) Tiraje: Mektebin o tarihte çıkar- dığı mecmua idi. Talebe arasında satılırdı. Yazan: HalitrFabhbrıi OZANSOY Elinde kırmızı güller, başında bir yaprak, Ağaçların arasından gülümsiyordu şafak! Bana gelince, «Sınıfı mahsus talebesinden Halid Fahri» imza- sile iki nesrimi - ki sınıfta yazdı- ğım vazifelerdi - bu mecmnada neşrettikleri günkü heyecanımı unutamam. O, ne tatlı his, ne 86- vinçti ! İşte Emin Bülendin «Kıp isimli manzumesi de bu mecmus&- nın bir nüshasında gene Fikretin ve Saibin şiirleri gibi ilk sayfada çıkmıştı. Çok &ade bir lisanin ve iuce hayallerle örülü olan o man- zumeyi, bütün şiir meraklısı ts- lebeler haftalarecn okuya okuya adeta ezberlemiştik. Bunun İçin, Emin Bülend ismi, bana, biraz da talebeliğimi, gençliğimi, bü- tün o, bir daha ele geçmez z8- manlari hatırlatır. Ölümünü de (geçen hafta gazetede okudu- gum gün), işte bütün bunları dü- şünerek, hem onun için, bem kendi hatıralarım, hislerim nami- na büyük bir acı ile karşıladım. Zavallı büyük ruh! Hakikaten pek erken, pek vakitsiz bir ölüm- le göçtü. Hem de, bütün Galats- saraylı şairlerin en dine, en sport- men ve en gakin heyatlısı iken... Yazık çok yazık oldu Bülende... Gene talebelik zamanımızda bir gün onun Gurur isimli bir şiiri elden, ele dolaşmağa başladı. Ar- Çıkıyor Mümtaz Zeki TAŞKIN VARYETE Şiirler kasından da Kin manzumesi İn- tişar etti. Bu manzume, herkes bilir, bütün bir meşrutiyet genç- liğinib milli duyguları üzerinde bir bomba tesiri ile patlamıştı, Hepimiz, bir dua okur gibi gece gündüz tekrarlayorduk : Garbın cebin. zâlimi affotmedim veni, Türküm ve dilşmanım sana kölsam da bir kişi, Soura Emin Bülendin uzaktan seçtiğimiz sarışın hayali, bize, aşıl şair çehresinin hüviyetini ve şeklini çizer gibi olmuştu. Fa- kiki çair çehresi böyle olmalı idi, diye düşünürdük ve saçlarını da Celâl Sahirin uzun ve ensesihe dökülen sağları biçiminde tasav- vur ederdik. Ne bhatırainr ve ne tatlı çocukluklar ? Mütareke ilân olunmuştu, Ben, babamia beraber, Nedim imeo- muasını çıkarmak üzere taşeb- büse girişmiştim, İlk nüshaya Fajk Âli bir giir Jütfetmişti. Son- ra, eski Reji Müdürlüğünde İzzet Melihin tanıştırması neticesinde, Gurur şeirine, o manzumesini bir daha neşretmek üzere ricada bu- lanmuştum. © da memnuniyetle kabul etmişti. Çünkü o Şiir, ev- velce pek hatalı bir şekilde inti- şar etmiş bulunuyordu. © günü şimdi tekrar yaşıyor gibiyim: İs- zet Melihin ikram ettiği nelis si- garaları tellendirerek koltuklara kurulmuş, bir saat mi, iki saat mi, edebiyattan (bahsetmiştik. Güzel sarışın çehresi, mütevssı, fakat zeki ve ince tebessümleri ile Emin Bülepd, bana o gün ne iyi, ne deriu ve ne eandan bir e dam intiba bırakmıştı. Sonra 0- nu bütün taniyanlardan bep sy- ni tahessüsü dinledim. Ölümün- den sonrada hep onun bu zarif ve kibar rubhündan bahsettiler. Demek ki, Bülendin ölümü ile gsadeca kıymetli bir şeir değil, ayni zamanda mümune olacak derecede centilmen bir şahsiyet te kaybetmiş oluyoruz. Yalniz ne yasık ki, büyük şiir istidadımı, her türlü arzu ve ikbalden uzak — Desa 59 da — 5i — Servetifünun — 2417 . “