27 Ağustos 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

27 Ağustos 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Stefan ZWEİG — PERİŞAN HİSLER | Ziya YAMAÇ aa mahrum bırakmıştı ki daha ilk sa- satte hafif ve köpüklü bir şarap işmiş gihi başım dönmüştü. Haki- katen onların çılgın ve çocukça neg'esi alnımın &ltında gizlenen kara fikirleri çabucak dağıttı. Kırda, şakalaşarak genç kızı ko- valamağa başladım. Bu fırsatla canlanan adalelerim bana tekrar eski kaygusuz ve mukavim deli- kanlılığı iade ettiler. Gölün kıyısına gelince iki sandal tuttuk. Bizim sandalda hocamın karısı kürek çekiyor, diğerini ise doçentle nişanlısı birlikte idare ediyorlardı. Daha hareket eder et- mez bütün sporculardan rastlanan hastalığa tutulduk : yarış. Bu işte biz biraz zararlıydık, Ötekiler be- raber kürek çektikleri halde bizim sandalda iş hana düşüyordu. Fakat ceketimi sıyırarak kuvvetimi iyice toparladım ve bu işin ehli oldu- ğumdâaân birkaç kürek darbesile rakip sandalı geçmeğe muvaffak oldum. Ajaylı kızıştırma kelimeler bir sandaldan diğerine uçuyor, biribirimizi kızdırmak için söyle- mediğimiz kalmıyordu. Yakıçı bir Temmuz günü olduğu halde yü- zümüzü kaplayan tere kulak as- madan sporculara mahsus ihtirasla mücadeleye devam ettik. Nihayet hedefe yaklaşmıştık. Bu, gölün içine doğru uzanan koruluklu bir kara parçasıydı. Bu anda savaş adam akıllı kızığmıştı. Arkadağşı- min coşkun sadaları arasında ga- yeye erişmeğe muvaffak oldum. Güneşten başım dönerek ser- sem gibi karaya ayak bastım. Kulaklarım <uğulduyor, kaibim şiddetle gurpıyordu. Elbiselerim derime yapışmıştı. Doçent'te ayni vaziyetteydi. Arkadaşlarımız ise bizi methedeövekleri yerde solums- larımızla ve e alg» Bi ya kalkışmışlardı. Bunun üzerine biraz serinlemek için dinlenmeğe karar verdik. Mütemadiyen şaka- laşarak kadınlara ve erkeklere mahsus soyunma yerleri kararlaş- tırdık. Bu maksatla bir çalılık seçtik ve bir tarafını kadınlara diğerini kendimize ayırdık. Çarça- buk mayolarımızı giydik. Çalılığın arasından, öte yanda, beyaz çs- maşırlar, çıplak kollar gözümüze çarpıyordu, Daha biz işimizi ta- mamlamadan kadınlar suya atıl- mışlardı bile. Arkadaşile birlikte kürek çektiği için benim kadar yorulmamış olan doçent peşlerin- den henüz suya daldı. Ben haddin- den fazla gayret ettiğimden dolayı kalbimin halâ çarpmakta olduğu- nu farkediyordum. Bu sebeple gölgeye rahatça uzandım. Ve ba- şımın üzerinde nçuşan bulutçuk- ları seyrederek kanımda uğulda- yan yorğunluğun rehavetine ken- dimi teslim ettim. Hemen birkaç dakika sonra israrla çağırıldığımı işittim. — Roland, koş. Yüzme yarışı var. Geçene mükâfat verilecek. Yerimden kıpırdamadım. Bu vaziyette bin sene kalabileceğimi zanuediyordum. Güneş bir taraftan cildimi okşarken öte yandan rüz- gâr serinletiyordu, Yine neğ'eli kahkaları ve doçentin sesi işiti- iyor: — Grev yapıyorlar. Bunu çü- rüğe çıkardık. Çabuk şunu getir. Hakikaten yanıma yaklaşan bi- riniu snda ilerlediğini işitiyordum. — Haydi Roland, yarış var. Gel şunlara ne olduğumuzu gös- terelim. Cevap vermedim. Kendimi aratmaktan zevk duyuyordum. Kadın sahilde koşuyor kumlar ayaklarının altında çatırdarken : — Nerelerdesin ? diye haykırı- yordu, Nihayet, bir çocnk gibi, vücu- duma yapışan mayosu ile karşıma dikildi. — Şuna bak. Haydi bakalım tembel, ötekiler neredeyse, ada- cığa varacaklar. Sırt üstü yatarak öyle bir tatlı tembellik duyuyordum ki kendisi- ne yalvarmağa başladım: — Burası çok fevkalâde. Ben sonra peşinizden gelirim, — Olmaz, diye hırçınlaştı. Ol maz. Haydi çabuk ötekilerin ya- nina. Uzaklardan doçentin sesi geldi: — Zorla suya sürükle onu. Bir daha kendini methetmesin. — Gel, Roland, beni küçük düşürme, Cevap yerine esnedim. Yarı öfke yarı şaka ile yan tarafıaki ağaçtan bir dal kopardı ve : — Yürü bakalım, diye çıkışa- rak koluma dokundu, — Asıl şimdi gitmem ya, diye aksilik ettim. Adam akıllı hiddetlenerek emr- etti: — Hemen şimdi geleceksin. İnat etmiş, yerimden kıpırda- mıyordum, Bu halimi görünce tekrar çubuğu kaldırdı ve bu defa adam &kıllı canımı acıttı. Öfkele- nerek yerimden fırladım ve elin- den çubuğu salmak için üzerine atıldım. Kendisini korumağs ha- zırlanırken koluna yapıştım. Ça- buk yüzünden boğuşmağa başla- mıştık. Elindekini 'bıraktıımak maksadile bileğini bükmek iste- dim. Bu vaziyetten kurtulmak için çabalarken bir şeyin koptu- ğunu duydum, — Devamı var — 178 — Servetifünun — 2401 sani

Bu sayıdan diğer sayfalar: