Bir namı müstear'a İLK VE SON CEVAP ö | Vazan: Mümtaz Zeki TAŞKIN| ervetifünun da çıkan yazıma S yine «Yarım Ay» daki ma- hut sahifenizde cevap verm- ek lütfunda bulanmuşsunuz. Namı müstearlar hakkındaki düşüncemi» zil belirten yazımızı da «Serveti- fanun”un 16 Temmuz tarihli ve 2395 sayılı nüs- hasında neşretmiş bulunduğumuzdan Sabahattin Os- mân paravanası arkasında kalem sallamanız hususunda ayrıca bir fikir serdedecek değiliz. (O maka- leye bakın.) Sakat ve kof fikirli arkadaşla- rınizın yapdığı gibi, sizde taktiği- nizi «gocuk, genç cahil temeli üzerine oturmuşsunuz. Sanki genç olmak yüz karasıdır! İmlâ yanlışlarımı bulduğunuzu bunları düzelttikten sonra yazının okunacak bir hale geldiğini söy- lüyorsunuz. Efkâr umumiye namı- na o hataları gösterinde müstefit olalım. Bulunup bulunmadığını tahkike luzum görmiyeceğim oğ- lunuzun tahrir vazifelerini düzeltir gibi yazımı düzelttiğinizi söylerken acizden ne kadar bayağı isnad çamurlarına düştüğünüzü takdir edemiyorsunuz, Ben o yazımda haklı sözler söyledim. Görülüyorki onlara hir nebze temaa etmeyerek ve yazımın umumi karakteristiğini bırakıp lekelemek yoluna sapiyor ve &izin gibi düşünenlerin yapdığı gibi mugalataya kaçıyorsunuz. Hal- baki görüyorsunuzya asil adınız- Ia da bir kıymet olmaktan gok uzaksınız. Olsa idiniz, siz de Sabahattin Ali'nin, Sait Faik'in yanında yer alırdınız. <Dişi Örüm- cek» le ebedilik mertebesine ulaş- mak mümkün değildir.» Asıl be. nim size söyleyeceğimi büyük bir kurnazlıkla siz bana söylüyorsu- nuz ki: «Onu Sabahattin Ali, Sait Faik, Cahit Sıtkı ile bir #utmadığım için kızmış». İlk yazınızın yazılış sebe- bini araştırırank şu neticeye varı- rız: bu kadar senedir boşuna ka- lem salladıktan sonra bir antalo- jiye girmemiş olmak-suretâ müte- vazi görünmek gayretinize rağmen sizi öfkelendirmiş. Siz bizim isim» lerimizi sıralayıp: Bu adları duy- dunuz muf derken şunu demek is- tiyordunuz : «Allah aşkına bu du- yulmâmış isimler dururken benim gibi duyulmuş bir isim neden an- tolojiye dahil değil f» İnkâr yolu- Ba sapmadan bunu böyle kabule mecbursunuz Sabahattin Şevki EY. Muhterem Bay. İlk hareke- tiniz sadece asabiyetten mütevellit bir hareketti. Bu ikinci fıkranız i8e on parmağınızda mevcut karayı mutlaka bir yere, bir kimseye sür- mek fikri sâbitinden doğuyor. Ne olur artık sizin gibi adı dünyayı sliak bullak etmişler bir kenara gekilinde bizim de igmimiz duyul- sun. Bu güne kadar yaptığınız şöhret kâfi.. Bu janrda çıkabileçe- ğibiz en yüksek mevkie de ulaş- tınız ; Yarım Ay mecmuası teknik sekreterliğine.. Allahım, siz «tek- nik”ler, «sekreter» liklerle zibni- nizi bozmuşsunuz. İşte bu asabi buhranlar arasında edebi bir ha- rekete kalkıyorduuuz amma aldı- ran kim Bayım!, Buyurduğunuz ve bey- hude yere tasvire çırpındığınız kadar genç oluşam ise bu mün& kaşa haricindedir, Buna sadece sadetten ayrılmak derler, On sene «Babıâli> nam semtte şimdi &izin yaptığınız işleri yaptıktan ve çıkar yolu olmadığını gördükten sonra daha ülvi işler ve yollar peşinde- yim. Siz belki yaşlısnız anma, maalesef benim emeğimin ve göz nurumun geçtiği bir müesseseye benden tam on sene sonra teğrif etmiş bulunuyorsunuz. Sizden gen- eim amma sizin işlerinizden sizden muükaeddemim. Siz bunça senedir hikâye, şu bu yazar sınız. Fakat onların bir tekini okuduğumu ha- tırlamıyorum. Ne yapayım, imza- nızda çekici bir taraf yok.6&iz bu sahanın adsız kahramanı olabilir. siniz. Fakat, bu son hareketinize «Servantes» layemut bir abide dikmiştir. # Bırakın şu köhne taktiği.. Bu malayağni Sözlerle (devirdiğiniz çamlar tgmir edilecek neviden de: ildir. «Çocuksun» teranesi ile asıl maksadınızı gizlemeğe imkân yok- tur, O satırları yazacağınıza anto- lojiyi tertip eden arkadaşa bir kaç satırla edebi mazinizden balısede- bilir ve antolojiye, dolayısiyle ef- kârı umumiyeye büyük bir hizmet edebilmek gayreti ile orada yer temin etmeğe çalışabilirdiniz, İle- nüz tanışmadığımız Safder Melih Tümay adındaki arkadaşında bu arzunuzu derhal isaf edeceğinden şüphem yoktur. Bu wefer yaş bs- bından kadro harici edilirdiniz. Buyurduğunuz gibi benim yaşımı- şayet - varsa - oğluhuzun yaşı ile bir tutuyorsunuz. Fakat o zaman da sözlerinizi ihtiyarların sözlerin- de teşhis edilen rabıtasızlıkla vasıf landırmak lâzım. Bir de, bu yaz günlerinde pek makbule geçen bir soğukluk yap- yorgunuz $ Hani çocukları korkut: mak için «cız» derler ya bu genele re de böyle mi ihtarda bulunayım «diyorsunuz. bön işe, bu espri kar şısında dişlerimi karlı ve buzlu havalardaki gibi kilitleyip, omuz- iarımı kısıyor ve: — «Buuvvv».. Sayın namı müs. tear diyorum. Mümtaz Zeki TAŞKIN İNSEL Andre GİDE KALPAZANLAR Reşat Nuri DARAGO Andre Gide'in bu en güzel ese- rinin fevkalâde tercümesini oku- yucularımıza tavsiye ederiz. 135 —Serveti fünnn — 2398 m. *