e ağızlığı dudaklarında titiz bir itina ile tertip hatalarını düzenliyor. Aziz ağabeyim Balâhattin Enis: «Nâmerde Abı'ru dökmiyece- ğim.» Fakat! ne yazık ki; döktü- güm göz nuruna şimden sonra acı gözyaşları katmam mukaddermiğş..» Ferdi ÖNER Selâhaddis Enis. Temiz duygulu bir arkadaş, nezaket sembolü, ha- lük, bütün mânasiyle mütevazı bir adam ve her şeyden evvel çok iyi bir insandı. Küçük ile küçük olur, fakat büyüklerle temas ettiği vakit büyüklüğünden hiçbir şey kaybetmezdi. Daima tatlı konuşur . ve hiçbir zaman mücbir sebeb ol madıkça acı konuşmazdı, iyi (Psy- koloğ) idi. Muhatabina göre idarei kelâm ederdi, hasılı mükemmel bir arkadaş kaybettiğimiz muhakkaktır. Cenabıhak gani gani rahmet eyle- sin, Lemi GÜLMAN a Ölümünün acısını ve duygu- larının saflığı ile tevazuunu aslâ unutamıyacağım kiymetli arkadaşı- mız Salâheddin Enis, bu asrın ada- mı değildi. Eski devrin temiz am'anelerini, daima silik kalmayı tercih eden şahsında toplamış olan Salâheddin, müddeti hayatında maddiyatla hiç bir alâka ve münasebet peydah et- memiş, özü kadar samimi! olan ruhu ile de etrafında bulunanların sevin- cine sevinmiş, ıztırablarını paylaş- mış, hamlelerini takdir ve teşvik © etmiştir. Faziletleri, meziyetleri kadar kuvvetli olan arkadaşımın hâtırası, matbuat âlemimizde ebediyen anıla- cağından hiç şübhem yoktur. Mardiros KOÇ Onu, zeki ve masüm gözlerini ebediyen kapamadan tam oniki sa- at evvel hasta yatağında görmüş- tüm. Dört beş günde eriyen vücu- dü karyolasında kaybolmuştu. Fer- siz gözleriyle beni tanıdı.. Ve gü- lümsemiye çalıştı.. Çünkü daima SELÂHADDİN ENİS İLE Senelerce evvel yapılmış bir mülâkat Cevad Fehmi'nin “Gazeteci Portreleri,, adlı yazı serisinden çocukluğumda bir kalıvede görmüştüm; nasıl yapıldığına hâlâ akıl erdiremediğim alelâcaip bir levha ki sağdan baktığınız za- man kahramanı Hürriyet Niyazi, sola geçerseniz Enver Beylerin, cepheden seyrederken Midhat Pa- şanın resimleri görünür. İşte Salâhaddin Enisi bu levha- Ş imdi yine var mıdır bilmem, ya benzetirim. Onun şahsiyetinde - yaradılışları, tabiatleri, telâkkileri biribirine uymıyan üç türlü adam yaşar : 1 — Memur Salâhaddin Eniş gülerdi.. Bir çocuk gibi... Cehen- nem gibi yanan ellerini avuçlarımın içine aldığım zaman sevgili Salâ- haddini artık kaybetmemizin çok yakın olduğunu anlamış, onun vü- cudünü saran ateşin, tâ can evi- mi o ondan itibaren yaktığını hisset- miştim. Evet tam İ2saat sonra za- vallı Salâhattin korktuğum, âkibete uğradı. Salâhaddinle yedi sekiz seneye varan arkadaşlığımızda küçük bir çocuk 'sâfiyeti, bir berrak su gibi ruh temizliği gördüm.. Fler şeye inanırdı.. Fakat çok zekiydi.. Ekse- rimizin olduğu gibi, kimsenin arka- sından lâf söylenmesine tahammül edemezdi.. Çoksamimi ve değer- liydi. Gazetedeki yetim kalan ses- siz masasi her dakika gözüme iliş- tikçe bu sevgili arkadaşın mânevi huzurunda iğiliyorum.. Düne kadar bizim olan, Salâhaddin'e rahmet okumak daha nekadar erken... Fa- kat.. zavallı Salâhattin !. Allah sana rahmetini bol bol ihsan etsin!, , Orhan URAL 2 — Romancı Salâhaddin Enis 3 — Gazeteci Sal&haddin Enis Sıkı fıkı dostumdur ama şimdi (ârif et deseniz birincisinin ne çe- şid adam olduğunu pek söyliye- mem. Meusup olduğu daireye me&- leki mecburiyetlerle gidip geldik- çe odasına göyle bir uğrar, hemen de ayak üstü bir çayını veya kah- vesini içerim. Biraz hoş beş.. işte o kadar, İkincisini benden daha iyi belki siz tanırsınız. Hırçın, tok sözlü, Nuh der Peygamber demez bir 2- dam, &ynı zamanda korkunç bir kadın düşmanıdır. Üçüncüzüne gelince.. gazeteci Salâhaddin Enis. İşte şimdi size onu anlatmağa çalışacağım. Çok çizgili, karışık, vaktiuden evvel ihtiyarlamış bir yüz. Çikik bir çene ve sonra kemik çerçeveli yuvarlak gözlük camları arkasında parlıyan siyah, kömür gibi siyah iri gözler, Az konuşur, âz güler, hareketle- rinde samimidir. Gazetedeki kü- çük mesai odasına girerseniz onu mutlak surette şu üç işten biri ile meşgul görürsünüz : Ya haftada bir şekli değişen ci- gara ağızlıklarını temizler, ya son günlerde dibi delinerek kundak- taki çocuklar gibi ikide bir bulun. duğu yeri kirleten mürekkepli ka- lemini siler, yahut da masasının üzerine eğilmiştir dizilmiş yazıları okur. Mütareke senelerinde bir nisan sabahı (Payitaht) gazetesiyin say- falarını karıştıran kariler (Çirkin bir tecavüz) serlevhası altında şöy- le bir yazı gördüler: «Gazetemiz heyeti tahririye mü- dürü Salâhaddin Enis Bey, Kesri- — Lütfen sayfayı çevirinis — 55 — Servetifünun — 2391