18 Haziran 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

18 Haziran 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Levsi Beşeri ve içtimai yaraları gösteren kalemimi bir cerrah neş- teri gibi kullanıyorum. İşte benim hatam budur. İnsanlar boyasız ve düzgünsüz hakikaten korkuyorlar: ben buna aldırış etmiyorum ve kanaatimin göstermiş olduğu yolda yürüyorum. Bende şiir ve edebiyat hevesi yedi yaşında başlamıştır. O zaman: lar bugünkü gibi hatırlarım. O vakitler biz Sultanahmette oturur- duk. Pederim edebiyata çok me- raklı bir insandı. Şiirin ahengile kulaklarım çok küçük yaştan isti- nag etmişti. O sıralarda dedem ve- fat ettiği zaman yedi yaşındaydım. Kendisinin vefatı üzerine merşi- yemai bir şey yazdım, bu, benim ilk eserimdir; fakat bugün onunu bir sureti elimde mevcut değildir. Sonra o vakıtlar bende “hitabet, merakı da vardı. Tam Yunan har- binin ferdası sıralarında neşredilen - eserler meyanında Yunan harp şe- hitlerinden Abdülezel Paşanın ta- rihi ve meşhur bir nutku vardı ki onu ezberlemiştim. Konağın koca odasına kapanır, kapıyı arkasından sürgüleyerek yüksek bir sandalye- nin üstüne çıkar Abdülezel Paşa- nın nutkunu odayı çınlatarak du- varlara söylerdim. Bunlar, çocuk- luk günlerine sit hâtıralar. Bugün onlardan çok uzaktayız. Edebiyat merakımın en müz- min devri on yedi on sekiz yaşın- da bulunduğum zamana tesadüf eder. Buna bir “mani, demek da- ha doğru olur. O zamanlar gece sabahlara kadar yazı yazardım, Ebeveynim bu fazla takatşiken ib- tilâma mümaniat ederlerdi. Niha- yet başa çıkamıyacaklarını anlıya- rak bir gece yatak odamdan lâm- bayı aldılar. Fakat ertesi gün der- hal çarşıdan paramla gizlice bir mum tedarik ettim. ve herkesin yattığı zamanı bekledikten ve bü- tün evin uyuduğuna kani olduktan sonra yavaşça yatağımdan kalktım ve mumumu yakarak yazıma de- vam ettim. Ebeveynim bu şerait karşısında nihayet bana lâmbamı iade ettiler. Halen on sekiz gaatten fazla çalışmaktayım. Şahsiyetimde beş nevi adam yaşıyor: Sabahları altı yedi arasında kalkarım. Biraz son- ra Oğlum «Cem» uyanır, Onunla dukuza dokuz buçuğa kadar konu- şuruz, gülüşürüz, oynarız, babayım; bu benim birinci şahsiyetimdir. O saatten sonra sokağa çıkarım ve doğru çalıştığım müesseseye geli- rim, Dokuz buçuktan altıya kadar bu müessesede memurum ; memur- lak... Bu benim ikinci şahsiyetim- dir. Altıdan gecenin dokuz buçuğu- na onuna kadar (Vakıt) gazetesin- de tashih işini yaparım: gazeteci- lik.. Bu da benim üçüncü şahsiye- timdir. Alelümum herkes tashihi çok yorucu addeder; halbuki ben- ce gazeteciliğin en tatlı tarafı musahhihliktir, İki gazetede heyeti tahririye müdürlüğü yaptım: Fa- kat heyeti tahririye müdürlüğü işminin cazibesine rağmen müsah- hihlik bana ondan daha eğlen celi gelmiştir. Gece saat ondan sonra evime avdet ederim, Ge- cenin on buçuğundan nısfülleyiden bir buçuk saat sanraya kadar dör- düncü şahsiyetim dahilinde yaşa- rım, bu saatlerde romancıyım. Ge- ce evime geldiğim zaman ilk işim pijamamı giyerek mesai odama geçmektir, burada radyomu âçn- rak bir taraftan yemek yerim, di- ger taraftan romanımı yazmağa başlarım. Gecenin bir buçuğuna doğru yatarım. Burada beğinci şah- siyetim tebarüz eder; artık bir in- sanım ve afifane çalışmış insan olarak uyumağa kesbi istihkak et- mişimdir. Gazetecilik hayatına 328 de (Ta- nin) e girmekle başladım, İki üç ay kadar devam ettim. Bilâhare kendi srzumls çekildim, Mecmua- larda çalıştım. Mütarekede (Kap- lan) mecmuasını çıkardım; fakat asansörün kuvvetli tazyikı tizerine kapatmağa mecbur oldum. Gazete- cilik hayatına dokuz sene sonra Salâhaddin E- BİS'in cenaze merasiminden bir intiba (Payitaht) gazetesi heyeti tahrirj- ye müdürü olarak girdim. Üç dört ay kadar gazete devam etti. Son- ra kapanınca çekildim. Biraz gon- ra ( İleri ) gazetesine roman mu- harriri olarak dahil oldum. Bu 8$1- ralarda (İkdam ) gazetesine de in- tisap etmiştim, (İkdam)da vazifem kendi arzumla musehhihlikti. Mü- teakiben #ynı gazetenin hem mu- sahhihi, hem gece muharriri ol- dum, İki sene evveline kadar ora- da müstemirren çalıştıklan sonra (Yakıt) gazetesine musahhih ola- rak girdim. Bizzat hiçbir gazetede muhbir olarak bulunmadım. Hayatta yegâ- ne yapamıyacağım işde budur. Bir “gazete muhbiri fevkalâde sokulgan girgin bir insan olmak lâzımdır. Halbuki ben çekingen bir adamım. Rende bir muhbir için lâzım olan havas mevcut değildir. Nitekim burada on sekiz yirmi saat zarfın- daki kazancımın iki misli maaşla Anadolu Ajansı iki sene evvel beni merkez muhabiri yaptı. Bizzarure buradaki memuriyetimden ve de- vam ettiğim gazeteden çekilmiş- tim; Ajans muhabirliğini beş gün ifa edebildim ve yapamıyacağımı anlar anlamaz derhal istifa ettim. İstifa ettiğim vakıt buradaki me- muriyetimden ve mensup oldu- gum gazeteden çıkmış olduğum ci- hetle budu mücerredde kalmış bir insan gibiydim, Maamafih men- sup olduğum her iki müessese tek- rar beni aldılar. O kannatteyim ki, insanlar gü- lünç olmamak için yapamıyscağı işleri — bu iş kendisine yüksek kâr ve para getirme de — kabul etmemelidir.» lekemm..

Bu sayıdan diğer sayfalar: