a, e e a 52 yılık “SERVETİFUNUN,DAN TEDAİLER Yazan; herkesin aradığı bir şeydir. “Servetifünün,, terkibi bugü- nün Türkcesiyle “Fenlerin serveti yahud fenlerin çokluğu ve olguü- luğu, olsa gerek. Kelimenin mâ- nası, biraz daha geniş tutulursa maneviyyat nevinden şeylere de itlâk olunabilir. Eli kalem tutah- ların bugünkü piri sayılan Ahmed İhsan, ihtiyar mecmuaşına ba ismi seçerken milli kültür ve fikir dün- yasına böyle bir servet kazandır- mak güyesini gütmüş olacak. Zira her mütefennin, mensüb olduğu milletin serveti sayılır. Ömre “Halef, olan ilmi ve ebedi servetler ise, kendinde “fenâ,, mu- kadder olmayan, varlığı sonsuz ve ölümsüz olan servetlerdir ki; fen- nin kazandırdığı mahsullerdir. Mec- muamız yarım asırlık bir ömre ma- lik bulunmakla yalnız iytibari bir isim ve bir izafet olmakdan ibaret kalmamış; ellerde ve dillerde do- laşan meşhür “Servet, iyle kıymet ve muvaffakıyetini ebedileşdirmiş, Türk irfanı ve metbusatı tarihine haklı ve şerefli bir “Servet, ola- rak geçmiştir. Meğer “isimler gök- den idermiş, sözü ne doğru söy- lenmiğşi.. S ervet, zenginlik demekdir ve >» Hangi ma'nâda olursa olsun Servet için iktisad lâzımdır. İktisad ise “ Vakıf nakıddır!, esasına riâyet etmekle olur. Sözde ve yazıda az konuşub çok fâide vermek lüzumun hatırlatır. Bu- nun için “Kılleti- Kelâm, bhik- met ve düsturuna pek ehemmiyet veren Söfiye ricali ve onların mu- akıbı olan ârif ve kâmil kişiler, “az göz, öz söz,, kaidesini temamen benimseyerek bunu her işde for- mül ve metod ittihaz etmişlerdir. Ahmed İhsan “Kektebi- Mül- kiyye,, denyetişmedir ve oranın en eski me'zünudur. Cemaleddin Türkiyede “İlm-i- Servet, , yâni bugünkü adıyla «İktisâdiyât» dedi- ğimiz ilim, en önce “Mekteb-i- Mülkiyye, de tedris olunmuşdur. Buna dâir neşredilen ilk eser, “Mebâdi-i- İlm-i Servet-i Milel,, isimli mühim bir kitabdır ki “Sa- kız Ohanes,, denilen “Şakız'lı Oha- nes Etendi,, nin himmetiyle yazıl- mışdır. «Sakız Öhanes», gâyet mahcüb, müeddeb, fâzıl ve nâzik bir zât olub «Mekteb-i- Mülkiyye> de «İl. mi: Servet» ve «Üsüli: İdâre okutmuşdur (1). 1887 de «İlm-i: Servet» hakkın- da neşrettiği kitabı, beş «Bâb» ve otuz sekiz «Fasıl» üzerinden ikti- sadi bahişleri gâyet vâkıfâne olarak inceden inceye tahlil ve iyzah et- mekdedir; kıymetli ve ehemmiyetli malümat verir. Ayni zemanda <«İk- tisâd-ı- kelâm,,a riâyet olunarak az sözle çok ma'nâ ifade eden seyyâl ve çekici bir üslübu vardır. Müellifin Mali ve iktisâdi ilimler de hâri- kulâde bir iktidara mâlik olduğu- nu göstemekdedir.. İşte Türk matbuatı'nın bngün- kü neşriyat âleminin en eski ga- zetesi; fikir, san'at ve edebiyat mecmuası olan “Servetifünün, un Aksaçlı sahibi, bu kitabdan ders almışdır. Bilâhire hocası gibi “Ser- vet, isimli ufak bir risale neşreden (1) «İlm-i- İktisad: ı derinden derine bilen ve öylece tedris eden mükemmel bir hocaymış. Güzel ders takrir eder, talebeye rıfk ile, nezaketle muamele eylermiş. Türk harsına hakkıyle ve lâyikiyle intibak etmiş olduğundan kendini Türk sanmamak külmüş. Türk dilini ve edebiyatını güyet iyi bildiğini ve hakikaten mükemmel yazdı- ğını eserlerinde görüyoruz, oSultap Hamid zemanında «Dıvan'-ı- Muhasebat Müdde-i- umümiliği» ve «Hazine'i hassa» nazırlığı yaptı, en sonra «Vezir» oldu. «Nefis san'- atler» e ve <Hiyeroğlif> yazısına dair ufak lâkin kıymeidar bir «Mecelle» dahi vücude getirmişdir ki bugün bile emsalsizdir. « Vakit nakıddır» sözünün Türkiyede ilk mürevvici «Ohenes Paşa» imiş. SERVER Ahmed İhsan, her kazancın mutla- ka ga'y.ü- servet'le olacağını pek iyi öğrenmiş ve bu bilgisini her işde rehber ve düstür ittihaz ede- rek gazeteciliğe ve matbüat &âle- mine atılmışdır. Mecmuasınâ inti- hab ettiği ismin her ms'nâsiyle ilmi ve âmeli icablarında kudret ve li- yakat göstererek bugünkü elli iki yıllık emekli bir mâzinin şerefli ve eşsiz tarihiyle öğünmeğe bak kazanmışdır. Kolaylıkla erişilemiyen bu sea- detin sırrı, Oo hikmeti ise ancak kitabın gösterdiği yollara imtisâl ve tavsiyelerine riayet etmekden ibaret olmuşdur. İşte birkaçı ve esaslı olanları : 1 — İnsanın mnhafaza'i nelsi, için galışmakla mükellef olması ve her türlü ihtiyacatı, mücerred çalışmekla ifa edebilmesi lâzımdır.. 2 — İstihsöl-i Servet, insanlarca fâidesi olmayan şeyleri nâfi” ve kıy- metdar eylemek, yahud bir şeyin zaten haiz olduğu faidesini ve kıy metini artdırmakdan ibaretdir. 3 — “İlimi- Servet'in ehemmi- yet ve muhasendtfı yalnız eşhas ve milel-i- münferide'ye munhasır değil, umüm milel ve ekvöma, ya'ni bil- cümle Hey'eti- Beşeriyye'ye şâ- mildir.. Edebiyyâöt-ı- Cedide'nin yegâne mektebi olan “Servet-i- Fünun, ya- rım asırlık adında işte bu hakiy- katleri taşıyor. NOT: “En yaşlı Edib ve Üstâd Sâlih Sâim Bey babamız, a: Ta'ziyenâ- me-i- şifâkârmizla, ikinci ve üçüncü def'a ihsan ve ırsâl buyurulan iltifatnâme-i- kerimânelerin '*- utanarak - aldım. Tek- rar tekrar arz-ı- şükran eder, pek mü- börek, muhterem ellerinizi hasret ve ih tiramla takbile lötfolunacak müsâadenizi niyâz eylerim efendim.. Ce. Ser. 279 — Servetifünun -—— 2384