BEM Şimdi, şu dakikada, çamların sayel lütüfkârında oturup, hicranı kalbimi evrakı perişanıma nakşe- diyorum. Kalemim elimde, bazan gözle- rim, marmaranın sinei şeffafında dolaşıyor. Derin meiliklerin parıl- takı, içimde, zaman zaman ürper- meler hasıl etmekte.. Yine kalemim parmaklarımın arasında, refikai heyatım çlmıya bir zamanlar nam- zed olan o, dilârayi tahattur edi- yprum. Ona geçen yaz, ilk defa Ada vapürunda tesadüf etmiştim. Ah. gbçen yazdan, insana alemler ihda eğen heyecânı gramdan, bu yasa hiişranlar “kaldı... ; <İlir tesadüften sonra, mütesd- dit. defalar, arkasına düştüm. Ak- şemları vapurda bezen tesadüf ettikçe, birbirimize tebessüm edi- yorduk. O, bir âlemi hayel içinde pencereye yaşlanmış denizi seyr: ederdi. Ben, bir kaç &ıra ilersinde oturur, onun siyah gözlerine da- Isrdım. Benim kendisine baktığımı hissettikçe, yüsü, mevsimin henüz açan gülleri gibi penbeleşir, du- dahlarına, kan hücüm ederdi. Bir gün, isminin, Nelli olduğu- nu öğrendim. Ohi.. Madmazel Nelli! Ne ka- dar hoş, ne kadar güzel bir isim- di... O da benim gibi Heybeli de oturuyordu. Artık geceleri evinin etrafında dolaşmağa başlamıştım. Uzaktan çamların gölgelerine sığı- nip, onun beyaz küçük evini gö- zetlerdim. Bir gün, uzaktan uzağa, bizi 234 —Servetifünun — 2380 Muherriri ! Samim Kocagöz yakan aşkımızda; bir hâdisei inkı- lâp vuku buldu. Güneşli güzel bir Mayıs gününde, çamların si- tında mesud bir tesadüfle yüz yüze geldik. Bu anda heyecandan kal- bim duracakmış gibi oldu. Korka korka yüzüne baktım. O da, yü- zündeki heyecanın keşfedilmesin- den mütevellid bir Hicabı vakura- ne ile gözlerini gözlerime teslim etti... Bu anda beni, bir lerzei muhterikın eritmiş olduğunu te- vehhüm ettim, Yolun üzerinde kimseler yoktu, Yaluız Madmazel Nelli'nin yanında aynı kendisi gibi bir dilber daha vardı. Fakat, Nelli gibi sıhhatli değildi: Yüzü solgun bir sarı gü- lü andırıyordu. Gözlerinin siyah- lığı içinde bir elemin uçan hiesiz- liği vardı. Benim perişan halimden ürkmüş olacak ki, Madmazei Nelli yi uzaklaştırmak için acele etti. Ve bu sırada elinde tuttuğu, sarı bir gülü, yere düşürdü. Tehalük ile koşub, gülü yerden alarak kendi- gine isde ettim. Franszça teçek- kür etti. Artık, konuşmaya başla- mıştık. Mütereddid adımlarla on- ların yanında yürüyordum. Ara- mızda samimi bir hava esdiğini farkediyordum : İkisi hemşire idiler Bu iki hemşirei dilneşin, o gün bana müddeti hayatımda duyme dığım heyecanı duyurdular. Ne- lerden behesttik neler konuştuk, farkında değildim. Sadece bir &- lemi rüyaya gark olmuştum. Madmazel Dora, hemgiresinin koluns yaslanıyor, ağır ağır yürü- yordu. Ve bundan sonra bütün yaz, böyle gezintilerle geçti. Ve Nelti ile olan aşkımız, gittikçe büyüdü. Birbirimizi kucaklamak fırsatını bize vermek için, Mağdma- zel Dora, bazen gezintilere iştirak etmiyordu. Bazen de, çamların altında saatlerce tç kişi otururduk. Bu saatlerde Madmazel Doranın nazarları Marmaranın mai emvacı içinde gaib olurkeh, Nelli ile ben hissiyatı aşikanemizi birbirimize kuşlar misâli cıvıldaşarak fısıldar- dık, Günler haftalar birbirini kova- tadi. Ah !.. İşte Eylüle doğru, Mad- mazel Dora hiç görünmez oldu. Nelliden, onun insanın canevini yiyen bir hastalığa mübtelâ ol- olduğunu zaten ben evvelce üğ- renmiştim. İçimi bir endişedir istilâ etti. Bu endişe ve üzüntü yetişmiyor- müş gibi, artık Nelli ile kurduğu: muz, aşiyanın hayalleri de kay- bolmağa başlıyordu : O, mütema- diyen benden kaçmıya başlamıştı. Kendisini günlerce bekledim. Gel- medi, gelmedi. Nihayet evlerine gitmeye karar verdim. Maalesef evleri sıkı sıkı kapanmış, içinde kimseler yoktu, çılgın gibi sağa sola baş vurdum. Bir komşuları Okuyucularımıza : Serveti Filnunuş Elli ikinci yılı münasebetile Kıymetli hikâyeci arkadaşımız Sa- mim Kocagöz'ün, eski Servetilünuncu- m lukâye üslübumu ar Mg hikâyeyi bili İş liğinin tenkidi olarak ler edebi- hir Aikalağınız, bu hikâyeyi yazar- ken, tamamen, Edebiyatı Cedide üstad- larının müşterek motiflerini, — ee almış hikâye mevzularının i gö- rünüşünü de göz önünde işime. Dillerini ii mubalâgalı ve Sn — tarzda karikütürize ettiğini göl Bu kadarcık lâtifeyi de meli e lar e Servetifünun sahifelerinde hi görürler mr Oka; cularımıza Bir fikir v A evi bik ikâyeci- liğinin ir li mayetlerinin Birkaçını not halinde aşağıya yazı a çeşid hikâylerde : m muhakkak çok zaman sinir geye ge n tiplerini ekseriyetle, er- keklerle kva ettirebilmek için ecnebi- lerden seçmek icap eder. 3 — Kadinler b eee hasta, ve- ya mariz jve eenkoliktir. — Belam, daima romantik kah- sare. 5 — Bir yalnızlık, cemiyetten kaçma -.e vardır. — İki sevdazede muhakkak ilk deni ya a vapur iskelesinde veyahud da tünelde karşılaşırlar. 7 — Neticede muhakkak bir ayrılık ii Hikâye kahramanı son olarak, Memi süyaya dalmak mecburi yetindedir. Sahife id de 3 yil evvelki hi- kâyelerde olduğu gibi yapılmıştır.