© Baki Süha “Cenup, adlı bir şiir kitabı meğ- retti. Baki, yazdığı ve dağınık ole rak mecmualarda neşrettiği şiirle- rinde daima cenuptan bahsetti. O Cenub'un bir âşığı, hasret çeke- nidir. Bugün, «Cenup> tan alıp meç- muamızda neşrettiğimiz şiirlerde Baki'nin «Cenup»u hakkında birfi- kir verebilir. «Cenup» u beraber 0- kuyalım ve ondan sonra hükmümü- zü de beraber verelim. kimseler vardır, en büyük arzuları bir gazetede şiirler neşretmektedir. Bu şiirlerile ya sevgililerine söylemedikleri şeyleri osöylemek isterler (veyahut ta uğradıkları ilk sukutu hayalin gölgesinden dünyânın karanlığından dert ya- parlar. Edebi mecmua ve gazete de şiir ile alâkadar olan kimse bun- lardan gelen mektupları bir Hy- yup sabrı ile açıp okur. Bunlar da hayata, dünyaya, ken- disine bakmıyan sevgiliye o kadar ağir ve o kadar hazin şeyler var- dır ki alâkadar zât ağlamıya baş- lar, (Öfkesinden tabii!) © Böyle şiirler ve buna benzer nesirler ge- tiren zarflar açıldıkça, bunlarla uğraşanı bir hüzün bir kederdir alır : “Sevgilim, neredesin ? Geli, “Sana vermek için bana her şey i engel!, diye başlar; ve şöyle devam eder: “Hayat, bu iki taraflı meyva, “Bir tarahı acı, bir tarafı tatlı.,, NOT LAR | Yazan: Adnan YASSITEPE | ve biterken muhakkak: “Neredesin, ey kara ölüm, “Gel, beni çarşafınla ört!, denilecektir. © Pek tabii ki böyle şiirler negredilemez. Bunların sahipleri," her şeye rağ- men nikbin kimselerdir. Facisyı tamamlamak için derbal bir çiir kitabı çıkarır: “Gönül ateşleri», «Yanan kâlb>, «Hıçkıran ıztırap>, *Boğıran sükünet», «Durgun bula- nıklık», «Keder demeti», “Hayat ıztırapr, “Volkan? «Burada birateş yanıyor», *Heyhatl» v.&. v.&. Bu işte olduktan sonra bir gâ- zete veya mecmu&: “Ulu ses,, “ Aydınlık . “Doğuş», “Orman,, “Hedef, , “İdeal, “Genç adam, , “Yeni iz, vesaire. tip şair ve nâşirlerin en büyük düşmanı kültürdür. E€kseriya üç dört veyâ iyi bir tesâdüf olarak bir sene çikarabildikleri bu “ga- zeteler,, de kültür denen neâneye sahib olan kimselere doğru başlar bir küfür seli akmaya... , © Geçenlerde bu tip gazetelerden birinde bir sürü meçhül şâire küfreden birisi, neşrettiği bir listede kıymet taşı- yan ikı şâirinde isimlerini saymış. Eski bir darbımeselle cevap vermek tadsızlığını göstermeden âcizin körüklü ağzından çıkan mırıltılara aldırışetmemeyi düşün- dük, Sâdece isrârı nisbetinde onu teşhire devam edeceğiz. © < Şehir tiyatrosu» nda Salı 24 Şubattan itibaren Necip Fazıl Kısakürek'in “Para, sı temsil edilecektir. Gelecek sayımızda, “Para, pi- yesi, müellifi, ve oynanışı hakkın» da bir tenkid bulacaksınız. © - Şehir tiyatrosu» dedikte hatırımıza geldi. ç senedenberi ilân edildiği halde oynanmayan Sâir Ahmed Kudsi Tecer'in “Köroğlu, su acaba ne zaman temsil edilecek? Bu da, acaba bep sene eyvel ve- rilipte bu sene temsil edilen “Rüz- gör esince, gibi mi repertuvara konacak? Cevabı mecburi olmayıp ve kö- kü sadece tecssüse bağlı olan bir sual... © Flim tercümelerindeki fecaat üzerinde yine bu sütunlarda durmuştuk, Gözlerinde yalnız Kârın sevinç- lerini gizleyen sinema mümessilleri butarzdan nezaman vazgeçecekler. Çünki, son haftalarda gördüğlü- müz ekseri filmlerde, hüsnüniyetle olduğu kadar lisan gramer, ortoğra- fi ve... sabırladabir yığın alay gö- zümüze çarptı. Haftaya bu mesele üzerinde notlarımızla duracağız, | > a e er,