18 Aralık 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

18 Aralık 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Kütüphanede bir saat | ARKANSAS EHRAMI Yazan: Vahdet Gültekin Hatırlarsınız : 1940 New York Sergisi münasebetiyle Arkansas (A- merika) da, Mısır ehramları gibi bir ehram yapmışlar ve bunun içi- ne, yedi bin sene sonra gelecekle- re bugüukü medeniyeti tanıtmak için, birtakım eserler ve vesikalar koymaya başlamışlardı, Şimdi bir İsviçre gazetesinde okudum, ehra- mın doldurulması bitmiş ve ka- panmış, içine xx'nci asrın bütün senayi, ilim ve sanatını gösterecek şeyler konulmuş; tayyareye kadar bütün makineler, muhtelif memle- ketlerin paraları, lugatları, en meş- hur artistlerin çevirdiği filmler, her dilden gazeteler, meşhur dev- let adamlarının plâğa alınmış nu- tukları, ves. Bugünkü medeniyet yıkılıp, aradan asırlar geçtikten sonra, 8940 senesinin insanları kırk metre muhakkak ki yeni Champovl- lionlar çıkıp yazılarımızı okumaya nihayet muvaffak olacak, elde edi- len vesikalara dayanarak xxinci asırda yaşamış olan eski kavim- ler'in tarihi yazılacak. Belki yine bir Keykâvus'un bu medeniyete son verdiğinden bahsedilecek... O zamanki insanlar yeni bir me- deniyet kuracaklar ve ihtimal ki, bir diğer yedi bin sene sonrasi için de onlar ehrâm yapıp bhasırlaya: caklardır, — zira tarihin tekerrür- den ibaret olduğu gittikçe daha iyi anlaşılıyor. Hakikaten, Mısırlıların, bugün- kü kadar değilse bile, ona yakın bir medeniyetleri, —- ilm ve sanat- ları — olduğu muhakkak. Ehram- ların en büyüğü olan Heops ehra- mının, Hattıistiva ile şimal kutbu arasındaki mesafenin hemen he- men üçte birine isabet eden nok- taya inş& edilmiş olması, Mısırlılar bu gibi coğrafya bilgilerine sahip- tirler, bunu bilhassa hesaplamışlar da yapmışlardır kanaatini veriyor. Yine ayni ehramın yüksekliği Gü. neşle Dünya arasındaki mesafenin bir milyarda biri kadardır. Sakın Mısırlılar bunlarla bize zamanla- rındaki ilmi tanıtmaya çalışmış ol. masmler 9 Burada, Voltaire'in, Dicttonna- irep philosophigue'indef*J Masırlılara ait bir bahsi batırlâyorum. Bu alay- cı feylosof şair diyor ki: « Onların (Mısırlıların) ehram- larını methedip dururlar; halbuki bunlar esir bir kavmin abidelerin- den başka bir şey değildir. Bu eh- ramları meydana getirmek için muhakkak ki bütün millet çalış- mıştır, bu koca koca dağlar baş- ka türlü yapılamaz. Sonra, ehram- lar neye yarayordu? Sadece bir prensin, bir valinin yahut da bir hükümet adamının mumyasını, bin sene sonra ruhu gelip canlandıra- cak deye küçük bir odada sakla- maya. Fakat, mademki ölen bir vücudun tekrar canlanacağına ina- nıyorlardı, onları doldurmadan ev- vel beyinlerini niçin çıkarıyorlar- dı? Mısırlılar ikinci sefer dünyaya beyinsiz olarak mı geleceklerdi f » Voltaire alay ede dursun, biz işimize bakalım. * İnsanları, el ele vermiş, bir çember balindö tasavvur edin: gü- lüp söyleyorlâr, müşterek bir neş'e ve saadet yaratmak için çalışıyor- lar. Ayni çemberi, insanlar birbi- rinin boğazına bacaklarına sarıl- mış olarak gözünüzün önüne geti- rin: çember havada dönüydr ve insanlar başaşağı yuvarlanıp daru- yorlar. Bunlardan biri âerlik dü- zenlik, diğeri de karışıklık zaman- larının levhası - ve maaöief Fele- gin çemberi münavebe ile hep bu safhalardan geçerek dönüp duruyor Hendrik Vân Loon'un The &to- (*) Bu eser, yakında neşredilmek üzere, bu satırların müuharriri ta- rafından dilimize çevrilmektedir, ry of Mankind ( İnsanlığın hilsğ- yes: ) inde güzel bir tablo vardır; burada, tarihten evvelki devirler- den bu güne kadar insanlığın ge- girdiği safhalar gösterilmiştir: M£- lâttan 500.000 sene evvelinden 6000 sene evvellne geliceye kadar dünya buzla kaplıdır ve o devirdeki insanlar kazıklar üzerine “e ta, ve avladıkları hayvanlarla ge- şinmektedirler, M, EB. 4000 sene- ierinde Mısırlılar :medeniyetlerinin ilg temellerini atıyorlar, 3000 86- nelerinde imparatorluklarını kuru- yorlar. M, B. 900 senelerinde ye ni dokuzuncu asırda, Yunan çş6- hirleri, sekizinci asırda da Roma kuruluyor, ikinci asırda Romalılar Yunanistanı işgal ediyorlar, ve ni- hayet, Milattan sonra IV'üncü asır- da Roma İmparatorluğu da inki- raz buluyor. Çembez tersine dön- mektedir. Bundan gonru «karanlık devir. ler» yani Orta Çağ başinyor. Bir taraftan, Roma harabeleri iizerine kurulan Kilise, Avrupa'ya din öğ: retmeye çalışırken diğer taraftan da, Asya'da Muhammed kendi di. nini yayıyor. Vİllinci aşırda bu iki akide Avrupü'da karşı karşıya gelmek fırsatını butuyor; Arap or- duları Tours#'da Charles Martel'e mağlüp oluyorlar. Çember bir ke- re daha döntiyor. Fakat, Şarklılar, Avrupa'yı fe- tih seferinden mağlup dönmekle beraber, medeniyet sahasında Gar- ba hakim olmasını bildiler. Prof. Dr, M. Fuad Köprülü'nün tashih ve izahlarla dilimize kazandırdığı İslam Medeniyeti Tarihi'nde Prot. Dr. W. Barthold diyor ki: < Bugün artık ispat edilmiş bir hakikat gibi söylemek mümkün- dür kl, terakkinin en büyük amili, kavimler arasındaki münasebetler- dir. Muhtelif kavimlerin ileri ya- hut gerilikleri irsi hususiyetleriyle, dini itikatlariyle, etraflarında (ki) tabiatle değil, tarihlerinin türlü çağlarında muhtelif halklarla olan münasebetlerde . tuttukları mevki ile izah olunabilir. Hind - Avrupa ırkına mensup insanlar, diğer Irk- larla temas etmeden..... yaşa- saydılar, henüz vahgi olarak ka- lırlardı.. ... Dünya ticareti müs- lümanlar elinde olduğu müddetçe (Devami son sayıfada) 51 — Servetifünun — 2365

Bu sayıdan diğer sayfalar: