| Amerikanın büyük tabiat şairi | WILLIAM C. BRYANT | Yazan: M. Hulüsi DOSDOĞRU | bir tabiat âşıkıydı. Vahşi or- manları, yabani çiçekleri, başı- boş kırları, ve bütün bu dekorik küçük süflörleri olan kuşları canı kadar severdi. O rüzgârları ben- liğinden bir parça gibi sayıyor, he- yecandan köpüren ırmaklarda ru- hunu buluyordu. Hele yalnız başına ormanların renk ve sis fışkıran yol- larında dolaştıkça saadete herkes- ten fazla yaklaştığına kani oluyor- du. Amerikanın ilk ve ulu şairle- rinden biri olan Bryant garbi Mass- achusetts dağları arasında Com- mington'da bir çiftlik evinde doğ- du (1794). Bu tarihlerde Cemahiri müttehide henüz teessüs etmişti ve Washington Reisicümhur bulunu- yordu. B ryant kelimenin tam mânasile Bryant'nın babası bir doktordu ve oğluna nebata dair etraflı ma- lümat veriyor bu arada musiki ve şiiri de ihmal etmiyordu. Güçlü kuvvetli bir kadın olan anası kendir, kenevir ekiyiyor, bez dokuyor ve bütün ailesinin giye- ceğini temin ediyordu. Bunlardan başka halı dokumak, sabun yap- mak hulüsa eve lâzım olan her şeyi imal etmek elinden geliyordu. O dahi oğlunun okuyup yazmasiyle yakından alâkadar oluyordu. Genç Cullen henüz 4 yaşındayken mek- tebe verildi ve 8 inde şiir yazma hevesi uyandı. O zamanki manzu- melerinde büyük bir muvaffakıyet görülmüyordu. Bununla beraber Bryant bıkmadan usanmadan vezin ve kafiye ile aklını bozuyordu. Âde- ta şiirin bu iki ana malzemesi genç şairin çocukluk oyuncağı olmuştu, Mektep binasının yanından bir ır- mak akıyordu. Onun kıyılarından Cullen çiçek toplamaya bayılırdı. İşte şair tabiat ve çiçeklere olan 56 — Servetifünun — 2365 sevdasını bilâhere (Çay) adlı şir kitabında anlatmıştı. 13 ünde ilk defa şiirlerini tabet- tirip sattı. Bu şiir demeti istidadı- nın gittikçe olgunlaştığına mes'ut bir delil oldu. Herkes küçük yazı- cının (Çay) ında yaşına göre büyük bir istidadın gelişmekte olduğunu seziyordu. Mektebi bitirdikten son- ra geceleri sabahlara kadar okuya- rak Kolleje hazırlandı. Bu sıralarda komşulari bulunan bir rahipten haf- tada bir dolara ders aldı. 16sında evlerinden pek uzakta olmıyan Wil- liam kollejine imtihan vererek girdi. Orada iki yıl kaldı ve Yaleye nak- letti fakat babası tahsili için kâfi derecede para bulamıyorbu. Bryant için bu kederli haberdi. Tahsili de- vam ettirebilmek için masrafların- dan âzami fedakârlığı yapıyordu. O kadar ki gıdasını fazlaca ihmal ettiğinden sihhati bozuldu. Bu sıkı- şık zamanlarda şair âlemi şumul eseri ( Thanatopsis)i yazıyordu. «Thanatopsis ölüme bir bakış mâ- nasına gelir., O eskileri gibi müş- fik ve mülâyim şiirlerden ibaret değildi. Başdöndürücü bir felsefe sezilen azametli, heybetli bir üslüb- la işlenmişti. O kitapta Amerikan şiir. dünyasında eşine bir daha rast- lamıyacak kadar derin parçalar vardı. Okyanus'un öte sahilinde hiçbir şiir mecmaasında (Thanatopsis) ka- dar düşündürücü, onun kadar ruhla maddeyi mezcedici, insanlığın didinip tırmanmaları ile körleşen iç âlemini aydınlatıcı olamadı. Edebi- yatçılar eserini okur okumaz büyük bir hayretle karşıladılar. Ve genç bir dimağın iç âlemimizi bu kadar candan anlatabileceklerine bir türlü kendilerini inandıramadılar, Eserin muharriri o zaman ancak 18 yaşın- daydı. (Thanatopsis) uzun sene mü- nakaşa edilip bakiki muharririnin kim olduğu araştırıldıktan ve niha- yet itmiinan hasıl olduktan sonra neşredildi. Genç şair bütün bu mânasız müşkülâtla boğuştu. Nihayet Kol- leden vazgeçerek Hukuk çalışmıya karar verdi. Cummingtondaki bir avukatın bürosuna yerleşti. Orada bütün gayretini harcıyarak secileli bir adam olarak tanındı. İmtihan- larını muvaffakıyetle verir vermez muhakemelere girdi. Plainfiald'de küçük bir büro açtı." Bir yıl sonra onu kapıyarak Great Barrington'ya nakletti. Orada epice ün aldı 9 yıl kadar emek verdi. Mrs Bryant'ya rastlayıp onunla evlendi. Fakat Hu- kuktan her nedense bir türlü hazet- miyordu. Ekseriya muhakemedeki, bürodaki işlerini yüzüstü bırakarak tek başına ormanlara tarlalara gi- der. Hafızasını tırmalıyan, zibnini zorlıyan mısraları kâğıtlara nakle- derdi. Artık şiir yazmak onun için bir zaruret haline girmişt. Bu özü tabiat kokan bu renkli şiirlerin ba- zılarını “North American Review,,de bastırdı. Az sonra hepsini bir araya toplayıp küçük bir cild içinde tab- ettirdi. Bu esnada Bryant hayatının tamamen edebiyata hasredilmesi icabettiğini hissediyordu ve tam 3iinde Hukuku bir yana bırakarak Nevyorka gitti ve kendini tamamen edebiyata bağladı. Nevyork Review nin ilk tabı oldu. Novyork Evening te 3 yıl çalıştı ve başmuharriri ol- du. Ömrünün sonuna kadar bu gıb- ta edilecek mevkii muhafaza etti. Gazeteyi Amerikanın en kudretli ve en şayanı itimat habercisi haline getirdi. Edebi liderlikten başka si- yasi sahada da kendisine makam:- lar teklif edildi. Fakat hayatı müd- - Devamı son sayfada *