bir yerde gösteriliyordu. Daranın ölümü piyesinde, Daranın, İsken. derin ordugâbı, bir orman ve &&- ray gibi dekorlardan ayrı ayrı de- korlardan mürekkep sahneler bir perde içinde oynanıyordu. Aktörler vak'anın cereyan ettiği mahli kat- iyyen nazarı itibara almaksızın Iistedikleri elbiseyi (ogiyiyorlardı. Kadın rollerini erkek san'abkârlar yapıyorlardı. Tiyatro ikide başlar, gülünç bir komediden şonra ciddi bir facia veya komedi oynanır. Nihayet tekrar eglenceli bir ko- medi oynahdıktan sonra temsil hitam bulurdu. Her perde arasında üç, dört musikişinaa, bir parça çal- mak suretile halkı eğlendirirlerdi. Bu tiyatronun duhuliyesi gayet ucuzdu. Tiyatrouun müdavimini avam ve askerler teşkil ediyordu kadınlar henüz tiyatrolara gitme- ğe cesaret edemiyorlardı. Bu kaba halk için yazıcılar cinayetten muha- rebeden dahg şiddetli eserler yazı- yorlardı. Gülünç eserlerde, aktörler gayet kaba sözler söylemekle âlemi güldürmeğe çalışırlardı. 1630 de mütefennin adamlar, centilmenler, hattâ kadınlar tiyat- roya gelmeğe başladılar. Asılzadeler sahne üzerine san- dalya koyup aktörler arkasında oturuyorlardı. Avam ağır facialardan ziyade gülünçlü, eğlenceli komediler is- tiyorlardı. Bu devirde muharrirler halkı nâzarı itibara almıyarak ka- dınların asılzadelerin hoşlarına gi- dece zarif eserler vücude getirir. lerdi. Leylâ ve Mecnun — Gedikpa- şada Güllü Agop bir Osmanlı ti- yatrosu vucude getirdi. O zaman Namık Kemal, Ali Ferahın babası Reşat paşa, Diyunuumumiye di- rektörü Âli bey Reji komiseri Nuri bey bir encümeni edep teşkil etmişlerdi Bu encümenin vazifesi ve maksat teşekkülü şundan iba- retti : Encümen zamanın ibtiyacile mütenasip tiyatro eserleri yazs- cakdı. Ve bu eserleri Güllü Agop Gedik paşa tiyatrosunda oynıya- cakdı. İşte Namık Kemalin < Vg- tan> piyesi - ki Abdülazizin hiddet şahanesini celb etmişdi de o de- virde zavallı Kemalin Magusa zin- danı felâketine nefi olunmasına sebeb olmuştu Ali beyin « Ayarı Hamzası > Nuri beyin Sungur bey ve Keramet Çelebi gibi eserler 66 — Servetifünun — 2340 hep bu tiyatroda oynâmiştır. Fu- zulinin ( Leylâ Mecnun ) eseri de Gedik Paşa tiyatrosunda temsil edilmiştir. O zamanın üdebayi as- keriyesinden dini bütün Mustafa paşa, eseri s&hneye koymuş ve mizanşenlerile meşgul olarak re- jisörlük vazifesini görmüş, eskilik içinde bir yenilik yapmıştır. Paşa tiyatronun ne g&hnede nede mat- buat sahasında bir kıymeti olma- dığı bir devirde manzum eserlerin tiyatroda oynanmış usulünü ilk kabul eden adamdır, Mustafa paşa Vefik paşa türk tiyatrosunun ilk rejisörleridir. Keriyve — Bizde tiyatro saha- sında çalışan ilk kadın yazıcı şair Nigâr hanımdır. Nigâr hanımdan sonra bir kaç kadın yazıcı yalnız tereüme işle- rile meşğul olmuştur. Kadın yazı- olar tiyatro eseri yazmanın roman şiir yazmaktan daha güç olduğu erkek yazıcılardan evvel keşfet» mişlerdir. Nigâr hanımın (Keriyve) isimli üç perdelik dramı 30 Temmuz 13528 Pazar günü Fındık gşuyunda ilk defa olarak aktör Burhanettin tarafından temsil ediimiştir. Eser hakkinda size bir fikir vermek için Ahmet Mithat efen- dinin yazısından birkaç parçayı yakledeceğim : «Pöikolojik intikad — Keerde bir intikadı edebiye zemin olabi- cek biç birşey yoktur ve olamaz. manzum, mensnr asarı kesiresile kudreti edebiyesini hayata teslim ettirmiş olan edibeil muhtereme kimseye intikan birakmaz, bence letafeti edebiyeden daha mühim olan hikmet ruhiyesi hakkında bir kaç söz köylemek lâzım gelirse de- rim ki: Kerive deki ihtisasatı ruhiye mazlum ile güzinin gençlik gibi saf, nezih, fedakâr olan ihtisagatı âşıkanelerinden sonra yuvasının kudsiyyetini bihakkın tanımış o- lan bir valde ile oğlu ve hırsı şehvanisine uyub ve butün kudsi- yetini de feda etmiş olan bir pe- der ile yine o ogul arasındaki ih- tisasatdan ibarettir, Güzinin baba- sından görülen servet tamaının da ciğer paresi kızının başını ateşlere yakmak mertebesindeki fecaetini akifin hodgamlığına kıyasen dere- cei saniyede birakıyorum. işte bü- tün, bu ihtisasat ruhiye içinde bir — Devamı son sayıda — (Yunan sularında) Torpillenen bir vapurdan sandala dolup kurtarıcı vapura gelenlerin sandal ile vapura çekilmeşi ve denizde kalanların heyecanla beklemeleri