Parantezler Tercüme seli... İ Bir tercüme Niagarası çağ- hyor. Vitrinler, Harbiye Fatih tramvayları gibi tercüme eser- lerle sımeıkı.,. Babıdlide nd. şirler mahalle çocuklarının kav- ga etmesi gibi biribirine girerek yetinde, Bir noktadan gâyet oazib ve gayet hayırlı görünen bu yarışlan büyük bir tetifhamın Morıklığı beliriyor : Sistem 9 Evet hiçbir sisteme boyun eğmeden tercümeler yapılıyor, hiçbir edebi şerditi haiz bulun- mayan insanlar teroümeler ya- pıyor. Meselâ Gide gibi hari. kuldde ve asrı omuzlarına yük- lenen büyük bir adamın ismi yanına bir Clemeni Vaulel sı. kılmadan konulabiliyor. (9) « Dünya nimetleri » , «İm. moralisi> , «Dar kapı> gibi her münevverin hayatında büyük izler bırakan ve abideler kadar sağlam olan büyük eserlerin yanında bir sokak kadınının vujdan kizaran yüzüne bengi- yen <Eöy papazı senginler arasında > gibi hafif kitaplar konuyor, Bir George Duhamel, Jean Giono, Panait İstrati'nin eser. leri yanına Annie Vivanii, Marguerite Mitchel veya Vicki Baum'un düzine romanlarını koyan adamın vicdam rahat dolaşacak kadar cesareti var, Tercümeye sistem lâzım. Hem sonra her bankada #ki lisan bildiği için çalışan memur ede. bi eserler tercüme edemez, Ter- cümeye hürmet lâzım, çünki böyle hararetli tercüme devirleri dâima milletlerin kültürlerinde Rönesans kapıları açşmışlardır. Mahmut ÇAMAY 64 — Servetifünun — 2340 HAFTA # Genç ve kıymetli hikâ&- yecimiz Bekir Sıtkı - Kunt «Herkes kendi hayatını ya- şar» adlı yeni bir hikâye kitabı neşretmiştir. # Heinrich Mann 'ın imeş- hür eseri olup, filmi Marlene Dietrich ve Emil Jannings tarafından yaratılarak bütün dünyâca (takdir (edilen, <Mâvi Melek», Ziya Yamaç tarafından İisanimiıza maledil- mektedir. # Dostoewski , nin en mü- him eserlerinden biri olan «Budala» nin ikinci cildi Av- ni İnsel ve İlhan Akant ta- rafından lisanımıza çevrilerek < Hilmi > kitaphânesi tara- fından neşredilmektedir. #* Gazetemiz neşriyat müdü- rü, şâir Halit Fahri Ozansoy' un Georges Duhamel' den çevirdiği <Salavin'in jür- nalı» ; <Remzi;> tarafından bastırılarak bir kaç güne ku- dar vitrinelerde yer alacaktır. » Profesör İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu « Halk kitapları serisinde >: < Tiyatro > adli bir eser neşretmiştir. < "Tiyatronun özü » , < Özti- yatro » , < Tiyatro» , « 'Tec- rübeler » ve » Sentez > mev- guları üzerine beş bölüme ay- rılan bu tiyatro eseri türk oküyücusuna sâde bir lisanla tiyatronun modern türk ce- miyetindeki yerini gösteriyor. Tavsiye ederiz. m İŞARETLER | Gazete - Mazete Yeni bir tabirden haberiniz varmı f Bundan sonra artık beğen- mediğiniz bir şeyi başka türlü anlatacaktınız * Evet, o ismin ba- şına bir <Ms» harfi getirerek... Meselâ; Bir romandan bahse- derken, canım oroman değil «mo- manD>... Çirkin bir kadını anlatmak i- gin : «Kadın değil, mâdın>.. Bir kitap için; «Kitap değil «mitap>... Deyeceksiniz... Şaşırdınız mı 9 Bu yeni icadı ortaya atan de- hiyi takdim edeyim : “ Bozkurt ,, “ mazıcılarından >» Bay Kılcık... Bu zat bir fıkrasında arkada" şımış Cavit Yamaç'la eğlenmeye yeltenirken, temiz düşünceli genç rerin çıkarmış oldukları bir gazete için « mazete » tabirini kulinnıyor.. O fıkradan aynen şu cümleyi aliyorum: ( Gazeteye benzeteme- diğim için mazete tabirini kulla- niyorum ) . Güzel, demek bundan sonra ak- ımızın eremediği anlayamadığımız begenmediğimiz bir giite « Mir >, hikâyeye «mikâye» Vs... diyeceğiz. Hoş bir oyun... Bu bize iki çocuğun karşılıklı «pencere-toncere», «defter-mefter> diye oynadıkları bir oyunu hatır- lattı,. « Bozkurt » yazıcısı «gazeteye» benzetemediğini söyliyor ve «ma- zete adını takıyor. Herhalde <« Bozkurt » yazıcısı arkadaşımız Cavit Yamaç'la alay edecek mevzu bulamadığından işi bu çıkmaz yola sokmaya mecbur olmuş olacak.. Eğer fikirlerinde israr ediyor- larsa, « Yenilik » gazetesinin niçin «mazete» olduğunu ispat etsinler.. Fakat bay Yılçık o fıkrayı yaz madan evvel kendi «Sergi» lerine bir göz atmış olsalardı, belki fikir- lerini değiştirirlerdi. O. AKBAL