Şairin B “Ah, bunea yıldan sonra hdğu- ma gidecek bir köşede dinlenme. yip, benim fikirlerime göre yetiş- tirdiğim bir oğlum, bir ailem ol- madıktan sonra ne diye didineyim, bu kötü yerlerde sürünüp, bu aca- yip lisanlarla kafamı şişireyim? Ben, devrin en yüksek ilimlerile yetişmiş bir mühendis oğlum olma- gını o kadar arzu ediyorum ki..., Hakikaten, o günlerde, Rimba- nd'nun ilme büyük bir aşkı var. Edebiyattan serseriliğe, sonra ticarete ve nihayet ilme atılmış bulunuyordu. Bardey firmasının Harrar mü- mesaili olarak bir hayli para ka- znmıştı. Şimdi eve, bem ailesine yardım ve hem keşif hülyalarını tatmin etmek niyetiyle âlet ve ki- tap için para gönderiyordu, Ser. güzeşt, ilmi menfaat, tecessüp, her şey onu Harrar'da sergüzeşte dev- kediyordu. Fakat âlet ve kitap için gön- derilen paralarla M-me Rimbaud, Charleville'de arazi satın alıyordu. Annesinin bu türlü hareki ise Rim- baud'yu çok üzüyordu. Fakat tıpkı Baudelsire'in an- nesi Madam Aupiek gibi Rimbaud- nunda annesi oğlunun zihniyet, hülyalarını ve ateşin hayatını id- râk edemedi. Bundan ötürü onun arzularını yerine getirmiyor, kitâp için gönderdiği parayla arazi alı- ordu. İçini, kederin kavurmuş olduğu Rimbaud annesine, üzülerek, bir mektup yazıyor: *,. İşin en hâzin tarafı, mek- tubuna, hiç bir zaman benim işle- rime karışmıyacağını söyliyerek, nihayet veriyorsun. Vahşetler arasında, kimseyle muhabere etmiyen ailesinden bin- lerce kilometre uzakta bulunan birine herhâlde bu surette yardım edilmez kanaatindeyim. Bu ricalarımı size yazmazsam, kime yazabilirim, diye düçşünüyo- rum. don mektubumda &ize, iste diğim (kitapların İlstesini de göndermiştim. Ricamı muhakkak yerine getirmelisiniz.» Harrar'da kaldiğı müddet her engeli bertaraf her tehlikeyi göze © — Servetifünun — 2339 üyük — 53 ncü sayfadan devam — alarak dolaştı. Yola çıkardığı ker- vanlardan mesul olduğundan on- larla beraber yola çıkıyor ve hattâ bazen kervanları büyük tehlike- lerden kurtarıyordu. 1875 senesinde Alman seyyahı Hagenmacher'in etemeğiği Harrar- ın 50 km. cenubunda Ogaden'de ilerlemiye muvgifak oluyor, (1883) 1885 de Avusturyalı Paultisehke adlıseyyah Rimbaud'nundan yolun seferine devam edebiliyor. Pault- schick, Fransız kon&olaslnğuna Yer- diği bir raporda, Bardey firmasının Somali seferlerinin ruhu Rimbaud olduğunu söylüyor ve bunun Oga- den mıntakasında Wabi sahasını keşfettiğini ilâve ediyordu. Barde- yin de söylediğine göre Rimbaud birçok tüccarları ölümden kur- tarmıştı. Raporda. Harrar'lı Rimbaud- nun, vahışilerin esir aldığı tâcir Sothiro'yu da kurtardığı zikredi- liyordu. Habeşistana yardım 1885-t0n sonra, Rimbaud Bar-' dey firmasından çekilerek habeşli- lerin milli menfaatlerini koruyor, Rimbaud'nun bacanağı Paterne Berrichan, bunun Habeşistanı me- denileştiren ilk insan olduğunu söyler. Bu iddia, tabiatıyla muba- lâgadır. Çünkü Rimbaud çok kibir- li, insanlara hiç itibar etmiyen ve firar ettiği âleme karşı derin nef- reb duyan bir adamdı. Fakat, Rimbaud, Habeg-İtalyan münakaşalarını takip eden ve hattâ alâkadar olanlar arasında en başta geliyordu. 1886-da, Lakattut ve Soleillet adında iki silâh tüccarıyla teşriki mesâi eden Rimbaud, Negüs'ün vârislerinden biri olan Menelik'in ülkesine, Ohoaya doğru yola çı- kıyor. Silâh taşıyan bir kervanın ba- şındadır. Yine 1886-da, ortakları vefat ettiğinden, Rimbaud bu işi yalnız başına idare etmek mecburiyetin- de kalıyor, Avrupahların faaliyetlerine kar. şı sabotaj yapan yerliler, ticari fasliyeti durduran bir buhran yü- günden işler güçleşiyor. Serg üzeşti Keşfe çıkan Avrupa heyetlerin- den birçokları yerlilerin sabotaj- larına kurban gidiyordu. Böylece, Rimbaud'nun kerva- nının, deniz boyundaki Zeylsh kelesinden yola çıkmazdan birkaç gün önce, Baral adalı bir Fransı- zın idare ettiği grup, yerliler ta- rafından son f:rdine kadar katle- dilmiş, öyle ki katliâmdan bir gün sonra bu kervandan ancak silâh parçaları ve çakalların ke- mirdiği ceset kırıntılari kalmıştı. Bu hâdiseler, müteveffa arka- daşlarının oMenelik'le yaptıkları mukaveleyi temdit etmeğe giden Rimbaud'yu yolundan çevirmi- yor. Deniz boyundan, Menelik'in ikametgâhı Ankober'e kadar, seya- hat yüz gün sürdü. Nihayet 6 Şubat 1887-de An- kober'e eriyor. Fakat, heyhat... O- nu, burada daha kötü bir haber beklemektedir: Menelik şehirde yok! Habeş-Mısır harbi bütün çetinliği ite devam ediyor, Menelik (bugünkü Negüsün babası olan) Makonen Rasını kendi mümessili olarak Harrar'a yerleştirdikten &on- r& (bugünkü Addis Abeba) Antot- toya yerleşiyor. Silâh tüccarı sıfatıyla, Rimbaud nun temas ettiği prensler arasında Menelik en cesür, en muhteris ve en harpgi olanı idi. Choa mıntakasınıd hükümdarıydı. Rimbaud'nun Meneliğe olan sembatisini teşkil eden sebeblerden biri de bu cesur ve fedakâr Prensi yakından tanımak ihtiyacıydi. Genç Arthur böyle mert bir adamın Negüs Jolhanneş'in boyun- duruğu altında yaşamasına akıl erdiremiyordu, Neşrettiği siyasi bir makale- de: Meneliğin Proje ve muvaf- fakiyetleri İngilizlerin huzurunu kaçırdığını ve muhtemel olen bir Habeş - İtalyan harbinde Negüs Johannes'in Menelik'in ülkesinden gayri güvendiği bir memleket ol. madığını söylüyordu. Fakat bu iş, Menelik ve Habeş milletinin milli hislerini rencide ettiği için işlerine gelmiyordu. Bundan ötürü, Rim- baud Habeşlerin menfaati için bun- lara silâh temin ediyor.