22 Mayıs 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

22 Mayıs 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Bugün, günlerden hangisi, annef — Çarşanba... — Aaa! Bende pazar zannet- tim de böyle süslendim. Başında gözleri, iki cam inci gibi parladı ve kuru dudakları mâsum ve hazim bir tebessümle dişleri üzerine uzandı. Annesi onu küçük bir çocuk gibi okşadı. O şakalar söylüyor, gü- lüyor ve hattâ eğleniyordu. Annesi- ne arkadaşından ve Gaiceni'deki günlerinden bahsetti. Şimdi kitap- larını getirmediği için esef ediyor: du. Ona Sabathat Rab - Benata'yı anlattı, şiirini okudu ve izah etti, Sonra birden sustu, Sanki aklına hazin birşey gelmişti. Pencereden baktı: uzun ve düşünceli bir ba- kış. Kederlendi. Ağaçları özlediği- ni söyledi. Dışarı çıkıp biraz havsa almak ;niyetinde olduğunu beyan etti. Annesi onun her arzusunu yerine getirmek istiyordu. E- vin arkasında ihtiyar bir armut ağacı vardı. Oraya, onun altına bir battaniye, sonra bir döğek ve iki yastık koydu. Radu annesinin koluna girerek ağır ağır geldi bü- yük ağacın siyah, yapraksız dalla- rına baktı ve güçlükle ağacın, dal- larının arasından altın taneleri gi- bi ışıklar sızan büyük gölgesine oturdu, Çünkü o teşrinisani günü bava çok sıcaktı, öyle sıcaktı ki, böyle bir havada ağaçlar nasıl yap- raksız kalabilir diye insan düşü“ nebilirdi. Radu'nun gözleri yolda takıldı. Buraya oturalıdanberi tek kelime söylememişti. Büyük gözlerini boşluğa sap- lamış, başını hafifçe sol omuzu üzerine iğmiş, parmaklarını diz- kapaklarına kilitlenmiş, fikirlerin seli arasında kalmıştı. Sükünet derindi. — Margarata'nın, o akşam, göz- leri nekadar güzeldi... İkisi de fezadan gelen yabancı bir sesin tesirile yerlerinden zıp- ladılar. — Kimin gözlerinden bahsedi- yorsun f Radu sanki bir rüyadan uyanı- yordu. — A.. hiç anne.. çu.. bir kitap» tan böyle bir şey kalmışta ha- tırımda.., Ö günden sonra evin bütün sa- adeti yokoldu. 12 — Servetifünun — 72335 öö Dönen Lİ Yazılar Kitaplar arasında — 215 inci sayfadan devam — Bu sene Şehir tiyatrosu sahne- sinde «Aptal» ismiyle şâir Ahmet Muhib Dironas'ın tercümesile oy- nanan bu eser hakkında ikinci gildinin intişarında daha mufassal konuşmak üzere şimdi “Budala, yı sadece tavsiye etmekle yazımızı burada kesiyoruz. €. â Mikrofon ve Yenilik — 320 inci Sayıfadan Devam — Eeki ve yeni sâdece sanat <erilerium > larının kabul ettik- leri isimler burada konuşacgk- ter, Eskilerin okuduğu gibi, yenilerde telâkki, maksat ve gayelerini anlatacak yaptık Tarı eserlerin kıymetini ölemek ipin efkârı umumiyenin tenki- dine sunacaklır, > Bütün bunları yapan bir kültür, bir sanal, bir aksiyon adamı olan Vedat Nedim Tör'ü alkışlıyoruz, Mahmut ÇAMAY En kolay meslek — 320 inci sayfadan devam — Fakat kendine tıpkı bir bakka- liye dükkânı açıpta: «tutarsa şan- sıma, eksi olursa birkaç para kayb- ederim» der gibi edebiyatçılar araşına girip, edebiyattan bir <af- İsire» yapmak ümidini güden bu adam, edebiyatımızın kaydettiği en büyük bitlerden biridir. Fakat zavallı her parazit gibi kendininde bir gün ezilip gidece- ğini bilemez. (Nereden bilsin, ca hil f) > Muharrirlik mesleğinin kolay olduğunu, (biz tamamen aksi ks- naaiteyiz yâni dünyanın en Zor mesleği, tereddütsüzce, yazı yaz- maktır) gösteren diğer birkaç mi- sâli gelecek sayımızda vereceğiz, G.A. Gelecek Sayımızda ; Modern şiirimizin triosu Yazan : Oktay AKBAL Radu yine yatağa düştü ve kal- kamadı. Hiç bir gey yiyemiyordu. Arada sırada bir patlak gözleriyle bakıyor ve sonra yine fikirlerini ve nazarlarını kavrıyan karanlığa dalıyordu. Bazen de ölüyor fikri başında parlıyordu. Ağlamak isti- yor ve kendi kendine acıyordu. Böyle hazin kısa ve macerasız bir hayat yaşadıktan sonra öldüğünü hissediyordu. Annesi ona itiraf yaptırdı (|. Çirkin ve fırtınalı bir geceydi. Radıunun başı ucunda balmumu» dan bir mum yanıyordu. Yüzünü I*J Hiristiyan âdeti; iyortu ve ölüm günlerinde papaza yapılan itiraf. tavana çevirmiş kollarını uzatmış inliyordu- Annesi ayaklarını yok- ladı ve korkudan 'çıldıracağını hissetti, Radu'nun bütün vücudü buz gibi soğuktu. Birden gözleri ovuklarından fırladı, korkunç bir surette ağzı açıldı, büyük bir inilti çıkardı ve ebediyyen donakaldı. İlinea ürktü, Radu'nun üzerin» den yorganı çekip boğazı kesilen bir hayvan gibi, böğürerek, oğlu- nun donmuş vücudü üzerine, ke- derin çıldırtıcı acısıla düştü ve onln zayıf ve taş gibi kuru vücu- dünü kucakladı... SON

Bu sayıdan diğer sayfalar: