a e Ki ER , (> vd ld EMMANUEL BOVE'DEN: HALIiD FAHRi OZANSOY a ip! — — Ne yaptım? — Haydi canım, böyle ateşle oynamayınız, Çok tehlikelidir bu. Bu naşihati size verişim de, bana çok sevimli geldiğinizden. — Bende ne kabahat buluyorlar, lütfen bunu söyler misiniz 9 — İşi saflığa vurmayın. Siz, Gabriel avenösünde ne yapmağa geldiğinizi pekâlâ biliyorsunuz. Bir ça- pulculuk değil mi? Polisin kendisile tatlı tatlı konuşmasına rağmen, Arnold gene ondan çekiniyordu. Bu adamda hoşuna gitmiyen bir şey vardı, fakat ne olduğunu tayin edemezdi. — Size söyledim ya, eve gitmekte olduğumu. Meçhul adam ; — Mamafih pek sağa, sola saparak gidiyordunuz, diye devam etti. Hayır, delikanlı, benimle hileye kalkmamealı. Ben sizden daha kurnazlarını gördüm ve daima son Sözü söyledim. Makul olun. Size bunu manfaatiniz namına söylüyorum. Beni nadim etmeyin. Arnold bu defa bu dilden müteessir oldu. Birden- bire, sevki tabifsinin ve nefsini viksye hissinin ken- disine unutturmuş olduğu o cinayeti hatırladı. Bu bulunduğu vaziyette bu kadar küstahca cevap ver- mek için muhakkak aklını kaybetmiş olmalı idi. — Kusuruma bakmayın, Mösyö, ne dediğimi bil- miyordum, Sinirliydim. Hattâ bana tatlılıkla hitab etiiğinizin bile farkında olmamıştım. Hakkımda biraz sempati göstermekle kalbime nekadar ferahlık ver- diğinizi bilemezsiniz. Teşekkür ederim, tekrar tekrar teşekkür ederim, — Bana teşekkür etmeyin. Bu, gayet tabiidir. Size karşı, birdenbire, sebebini kendime izah ede- meden, bir dostluk hissettim. Görüyorsunuz ki benim bunda hiç bir dahlim yok. Bedbaht olduğunuzu, 18rara, şefkate muhtaç olduğunuzu sezdim. Hepsi bu. Ma- mafih, üstünüze düşmiyeceğim, Beni dinleyin, dalma vaziyeti düzeltecek bir çare vardır. Görüyorum ki zengin değilsiniz. Üstünüzde me varsa verin bene, bende size serbestinizi iade edeyim. — Maalesef hiç bir şeyim yok. — Yok canım, her halde biraz paranız vardır, Daha biraz evvel koruluklarda dolaşıyordunuz. Şu- radan on franklık bir banknot, öteden on franklık bir banknot elde etmişsinizdir. O kadar güzel ço- cuksunuz ki... — Ne demek istiyorsunuz — Zannetmem ki hapse girmeği arzu edesiniz | Arnold, yol arkadaşına baktı. Şimdi o, kendisine, başka bir cepheden görünüyordu. Şapkası arkada, kemerli pardesüsü açık, elleri pântalonunun cepie- Hndaydi. Halinden, bir yolunu sapıtmış, bir serseri tesiri intişar ediyordu. Ağzına bir sigara götürdü ve kibritin glevini rüzgârdan koruması tarzından, Ar- nold, onun, açık havada çok yaşamış olduğunu hissetti. — Bize tekrar ederim ki param yok, Meçhul adam, ansızın değişti. — Eğer bu ağzı kullanırsanız mesele değişir. Pekâlâ. Görüyorum ki aldanmışım. © haide, beni takib edeceksiniz. — Bizi takip mi edeceğim? — Evet, komiserliğe. Yeniden, Arnold'un azameti gelb oldu. Kor- ku nefesini keşti, gözlerini dikerek yol arkadaşına baktı. Hakikaten polisten miydi, yoksa değil miydi? Fakat ayni zamanda bu suale cevap vermeğe yel- tenirken, kendisini, bu sırrı çözmeöğe kudretsiz hissetti, Sanki bir rüyada da, talli, bu füyadaki vaziyet icabı telerruattan mânasız bir şeye bağlıymış gibi, haki- kati keşfetmesine olan hâil manialar gittikçe daha fazla büyüyordu. Birdenbire, meçhul adam tonu değiştirdi. Arnold'un kolunu tutarak : — Haydi canım dost olalım, dedi, bir polis gibi değil, fakat bir âşık gibi, Korkacak bir şeyiniz yok. Size hakikati söyliyeceğim, Ben polisten değilim. Bu suretle tam yolun üstüne bırakılan kahrama- nımız bnndan hiç şüphe etmiyerek : — Biliyordum bunu. Dedi. — Kurnuazlığa lüzum yok. Unutmayın ki, polis- ten olmadığımı size köyliyen benim. Fakat belki de polistenimdir. — Bütün bu telmihler ne ifade ediyor? Polisten misiniz, değil misiniz ? — Bğer bu kadar küstah görünmekte devam eder- seniz artık size açık kâlple hiç bir şey söylemem, — O halde ne istiyorsunuz? — Size ihtiyacım var. Hepsi bu. Benim dostum olmanızı arzu ediyorum. — Niçin? * — Canım bu kadar sabırsız olmayin, Şimdi an- larsıDız; Arnold ancak yari müsterih olmuştu. Bütün bu oyunun, yalnız kendisinden bir itiraf koparmak gâ- yesile itimadını celbetmeğe bir vasıta olup olmadı- ğını kendi kendisine #oruyordu. Meçhul odam: — Devamı geletek sayıda — 9 — Servetifünun — 2335