22 Mayıs 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

22 Mayıs 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ROMEN EDEBİYATINDAN : DÜNYANIN DERTLERİNDEN İ Yaran :A.VLAHUTA| VEL İ Çeviren: Cavit YAMAÇ| — Boşuna, Gheorghe, benim için artık kurtuluş yok! Sen, bilmem, ba- na, ne diye istikbâlden bahsediyor- gun? Ne hâle düştüğümü görmü- yor musun ? Bana iyice bak ve hiç bir hayâl kurabilmemin imkânsız olduğunu itiraf et! Sesi mezardan geliyor, sözlerin- de bir kehanet alâmeti taşıyordu ve bütün bu gözler her ikisinin de kalbini parçalıyor. Kuçaklaşarak beyan edemedikleri fikirlerin seli altinda öylece donakalıyorlardı. Radu'nun geceleri çok fecii ge- çiyordu. Yatağa girerken daha bir buhar banyosu yapıyormuş gibi bütün vücudünü büyük bir sıcak- lık kaplıyordu. Ter tepeden tırna- ğa kadar onu garkediyordu. Kuru, boşluktan gelen fakat çürük bir öksürük onu fena halde sarsıyordu. Öksürüşü yatakhanenin büyük sü- künetinde acı ve çekilmez bir hâl- de duyulüyordu. Bir kahve değir- meni gibi teneffüsünün göğsünde hırladığını hissediyordu. Bir iki çocuk Radu'nun öksü- rüğünden şikâyet ettiler. Bir sabah direktör onu yanına çağırdı. Bu nevi adamlara has bir tees- süfle onu daha ziyade mektepte bulunduramıyacağını bildirdikten sonra babaca bir nesihat verdi: Hastahaneye girmesi, Bir an gelir çileler yüklü kâlp- ler öyle bir hâl alır ki hayatları hislerinin uyuşukluğu altında kalir ve sonradun ilâve olunan bütün kederler artık kâlplerin üzerinde bir tesir yapamaz, bilâkis hayata 10 — Servetifünun — 2335 ve kendine karşı sessiz bir isyanın içinde kök tutup hüviyetleştiği zannedilir, Radu sâkin ayrıldı. Üstüne ba- şına biraz çeki düzen verdi. Üze- rine en iyi elbisesini giydi. Kitap- lar arasından üç defteri, edebt ya- gılar'ını ayırıp bütün diğer eşya- sını: kitapları, eskileri, defterleri dağınık bir vaziyette karyola al- tana fırlattı ve çıktı. Kendini dışarda bulduğu zaman sanki bir yükten kurtulmuş gibi derin bir nefes aldı. Ceketinin bü. tün düğmelerini ilikleyip, hiç kim- seye bir şey söylemeden ıssız bir evden ayrılır gibi hiç ehemmiyet vermeden ebediyyen buradan ayrıldı ve bir daha arkasına bakmadan yürüdü. O saatte arkadaşına rastlamak niyetinde değildi. Öyle anlar var- dir ki yalnızlık insanın en iyi ar- kadaşıdır. Mogoşoaia köprüsüne çıkıp ş086ye doğru yürüdü. Eylülün son günlerinden birinde hava da küskündü. Kurşun rengindeki ağaç- lar dik dallarını seyrek ve sarı yapraklarla sonbaharın dumanlı ve ağır havasında uzatıyordu. Güneş- sız, karışık ve çirkin bir sema ölü ve 18sız kırlar üzerinde şaşkın du- ruyordu. Radu bu sessizlik ve hareket- sizlik içinde rahat oldu. Yapraksz bir ıhiamur altında, bıktığı şehir gürültülerinden uzakta bir sedir üzerine uzanıp daldı, Kalbini 46- rip, başını hafif ve düşüncelerini dürüsü buluyordu. Mektep sıralarında binbir me- şakkat ve üzüntü ile geçirdiği bunca yıl şimdi ne işine yarıyor. duf Annesinin yanında cahil ola- rak kalsaydı ne kadar daha iyi olacaktı... Pulluğu sırtinda taşıyan gürbüz ve sağlam bir köylü ola- caktı... İşine büyük bir itina ile devam ederek,. ecdâddan kalan araziyi sürerek, topraktan annesi- nin ve kendisinin iâşe ve snade- tini çıkararak hayatlarının son- larıua kadar ikisi'de sükünet ve huzür içinde yaşayacaklardı. Tabii olan yoldan ayrılması insanı ne azap ve ne meşakkatlere sürük- lemez? Çünki o, daha küçük yaş- tanberi tarlaya büyük bir aşk besliyor şehir ve mektepten ise ürküyordu. İlk defâlar mektepten üç defâ kaçmıştı ve onu üç defâ annesi döverek mektebe getirmiş- ti. Ona ne fenalık yapmıştı -da sevdiği hayattan uzaklaştırmıştı ? Zavallı annesi onu, şimdi ne acı dertler bekliyor ? Çünki eve gidip annesinin gözönünde ölecekti... Çöâresiz, eve dönecekti... Henüz hülyalar kuran anası onu bu va- ziyette görünce... Öldükten sonra zavallı annesinin kalbini okşğaya- cak ne sevinci kalacaktı? Sonra Margareta'yı düşündü. O kafasında güzel, temiz ve bir melek gibi belirdi. Hayali kayb- olmasın diye ellerini gözlerine götürdü ve onu &teşin, kederle güzel ve sihirli fikirleriyle okşadı. Derin ve esrârengiz bir acının tesirile - ruhunda ölen güzel bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: