3 Nisan 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

3 Nisan 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ROMEN EDEBİYATINDAN : DÜNYANIN DERTLERİNDEN | Yazan: AAVLAHUTA ——— > Çeviren: “Cavlt YA M aç| Zavallı Radu Munteanu ne kg- dar da zayıflamıştı... Yüzü uzamış bir kelleye benzemiye başlamıştı; gözleri sanki ovuklarından aka- cakmış gibi fırlamış ve yanakları. nın omuzları sanki derisini patla- tıyordu. Fakir ve Bükreşte yabancı idi. (Büyük şehirlerde yabanol olmak gok feciidir). Ayak üzerinde güçlük- le durabiliyordu, fakat ne pahasına olursa olsun hastaneye girmeye razı olmıyacaktı. Eylül ayındaydı ve titizlikle bakaloryayı almak için imtihana hazırlanıyordu. Bir talebe yurdun- da yardımcı mnallimdi. Memnun- du, Talebelerin yatakhanesinde bir karyolası, sofralarında bir payı ayda yirmi ley kazancı ve iki Pa- zar günü izin günü vardı. İlkmektebi köyünde Bay Gher- veseu'nun mektebinde bitirmişti. Onu böyle okumıya meraklı ve uğlu gören Bay Ghervescu gcımıştı. Onun Bükreşte papaz bir kar- deşi vardı, uzun bir mektup ya- zarak köyde harikulâde istidadı olan bir çocuk keşfettiğini, bu ço- cuğun çok fakir olup tahsiline devam etmesinin imkânsız olduğunu onun bir şeyler yapıp çocuğu ya- nına alarak orta mektebe devam ettirmesini ricâ etti. Daha sonra - kimbilir - bu iyi- likten bir şeyler çıkabilirdi... Kardeşi de ona uzun bir mek- tupla cevap verdi. O çocuğu 86- vinçle kabul edeceğini, on sene- denberi evli olduğu halde hiçbir 238 « Servetifünun — 2328 çocuğu olmadığınını ve böyle bir çocuğa hasret çektiğini yazdı. Böylece bütün işler, derhâl, yo- luna girdi. Zevallı Dul İlinea oğluna sür- atle bir şeyler hazırladı. Köyden, şuvdan bundan bir parça bez, ve bir ana gibi yapabildiğini yaptı. Üzümlerin olgunlaşmağı baş. ladığı gün evin yegâne erkeğinden ve kendinin tek sevincinden göz- leri yaşla dolu ayrıldı. «Oğlum Radu, bizi bize, oralardan yaz...» İyi, akıllı ve sabırlı bir çocuk olan Radu her şeye alıştı. Baştan, ilk defa geldigi bu bü- yük şehir onu biraz sersemletmişti. Vitrinleri kapılar kadar olan mağazular arabaların gürültüsü, halkın kalabalığı, dört katlı evler onun böyle şeylere alışmıyan çocuk tecessüsünü kavrıyarak, bazen ye- rinde duraklıyor ve muhtelif tesir- ler başına fırlıyıp fikirlerini ve tcesstlsünü coşkun bir sel gibi sü- rüklüyordu. Papaz, - bakın - onu böyle her her şeye karşı ağzı açık görünce içerliyordu. Çünki mubarek adamın pişkin ve çevik çocuklar hoşuna gidiyordu, (böyle el pazarlıklarında ağızları açık kalmıyan çocuklar). Ve mütemadiyen, durmadan 0- na dersler verdi tâ ki Radu - uslu ve akıllı çosuk - gözlerini nöbete koyarak papazı kızdırmamak için kötü âdetlerinden vazgeçti. Derslerini akşamdan hazırlıyor- du, çünki sabahleyin pazaz ile pa. unutma, zara gidecek öteberi alıyordu. İyi talebeler arasında sayılıyor- du ve sınıfta sâdece ayda bir defa nâmevcut idi. Papazın «vaftiz du. aşına» onu da götürdüğü günlerde. Yaz günleri büyük tatilde, mükâ- fat tevziinden sonra, öteberisini topluyor, güzelce papazın ve bayan papazın elini öperek, paketini kol- tuğu altına alarak eve-köytne doğru- içi hasret, neş'e ve sabırsızlık dolu hareket ediyordu. İlinca ana ise, hersene o günde, evi topluyor, her çeşit yemekler yapıyor mubarek günlerde giydiği elbiseleri giyerek #enede dört defa giydiği ayakkaplarını ayak- larına geçiriyordu. Sundurmaya çıkarak orada kı- mıldamadan arzu ve sabırsızlık dolu nazarını, erikliğin bayırını ortadan ayıran yolun dönemecinde tutuyordu. Arada sırada bir elini saçak yaparak alnına götürüyor köşeden yolun beyazlığında görünen belir- siz hayale bakıyor, bakıyor. Fakat hayır, Radu değil... Het... Radu oldnğu zaman kalbi nazarlarından evvel onu seçiveri- yordu. Kendinin ne kadar geçkin, z&» yıf kederlerin kamçıladığı yüzü vardı İakat Radu'nun geldiğini görürken daha delikanlı bir kız gibi çırpınarak neşe ile onun kar: şısına çıkıp bir solukta köyün kapusuna koşuyordu: Her sene, ayni günde, iyi veya kötü havada oğlunu burada karşılıyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: