Bahçe ve Park Mimarisi ahçe insana birçok kıymetli B şeyler bağışlar: Ruhu tatmin ve teskin edici huzuru, &86- vinci, hülyayı, süküneti, müvaze- neli düşünüşü, fikir oyunlarını, be- dii şehveti, Bahçe bir cazibeler kaynağıdır ki, orada insan en basit vağıtalarla en ulu hazları en güzel anlarında yaşar. Hayal ve fikir oyunları için kâ- inatın hangi köşesi bir bahçe ks- dar elverişlidir 9 Bahçe, müstesna ve hususi bir tarzda, külliyetli mikdarda ruhi sevinçler yaratır. şte, bahçenin bu verim ve y&- radış hususiyeti bahçe sastını ka- rakterize eden unsuru teşkil eder. Bu unsur insanı yadırgatmadan cezbeden bir sükünetdir ki, bahçe içindeki her varlık bu cacip sükü- nete bağlıdır, ona munhasırdır. Bu #sükünet insanı aciz ve sefil ken- dinden, günlük mücadelenin yor- gunluğundan, &ıyırnp en güzide cevherleriyle başbaşa bırakır: Ruh ve maneviyattyle. Muhtelif dinler ebedi iatirahat yeri ularak Cenneti tayin etmiştir- ler. Budda Nirvana'sına bir ağaç gölgesinde rast gelmiştir. Bunlar gelişi güzel olmamıştır. İnsanın bahçeye karşı olan temayülü pek tabildir. Çünkü insan /tabiatın ev- lâdıdır. Çocuk nekadar serpilev, nekadar büyüse, ana kucağının &i- saklığına daima muhtaçtır. Hepi- miz, gayri ihtiyari olarak, gözleri- mizi ilk açtığımız, kendimizi ilk tanıdığımız yerlere dönmek isteriz; günkü dönüşümüzle yıpranmış olan kendimizi tamir edebiliriz zanne- diyoruz. Oralardaki maddeler bi- zimle aynı teknede yoğurulmuştur. İnsan iştimaileştiği andan itiba- ren iabiyetle yaşamak Mürriyelini kaybetmiş, fakat bahçeyi kasanmıştır. Çünkü, muvakkaten olsun, ilk ye- şadığı hayatın basretiyle tahrik edilip tabiata dönmek istediği za- man kendini büsbütün değişmiş buldu, ve dolayısiyle tabiat onü tatmin edemiyordu artık. Artık insan tabii bir mahlük değildi. İşte o zaman, bütün esçrlerinde olduğu gibi, bu mahdut fakat hür tabiat 16 —Servetifunun — 2310 YAZAN Nevzat HATKO Ziraatçı parçasını zevkine göre - sonradan edinmiş olduğu bhususata göre - düzene çekmeğe çalıştı, bahçeyi yarattı. Ve, yeni hassasiyetlerini ifade etinek arzugiyle, bahçede bu- lunan malzemeyi kullanarak tabi teşekküller yaratmağa konuldu. Yani bahçecilik sanal ve mimarisinin temelini ali. firnest de Ganay isminde bir bahçe mutehassısı şöyle bir iddiada bulunuyor, «Bahçecilik sanatından daba güzel bir sanat tasavvur edi- lemez! Çünkü o doğrudan doğruya ilim ve şiirden, hasret ve aramak- tan, şuur ve mubayyeleden doğmuş- tur diyor. Bilmem biz buna ne diyelim. Fakat bahçe ve park ımimarisi, son aırların araştırmalarına bakı- lacak olursak, oldukça geniş ol- dukça mürekkep bir ganattır. O, diğer ilim ve sanatları kendi ser- visinde kullanır. Böyle olmasaydı, yani yıllar boyunca sanatkâr ve teknisiyen nesiller onun servisinde çalışmanalardı, bugün müşahede ettiğimiz tekâmül mertebesine n&- ml ulaşabilirdi ? Mühendis, bahçe olacak sahanın plânını, en küçük teferruatına va- rıncıya kadar, büyük bir itina ve dikkatle hazırlar; müstakbel bah- genin en orijinal «buluş» larını teş- kil edecek olan tümsek ve çukur- ları vesaireyi tesbit ve tayin eder, Makinliat, gu tesisatını, şadırvan- ları, su harikalarını, weyi eşkâli yaratır. Zirantcı, nebatat aleminde asır- lar boyunca yapılan tecrübelerin, asırlar kadar uzun bir sabırla elde edilen neticelerini tatbik eder. Bahçıvan, ağaçların azametini, fundaların zerafetini, çiçeklerin cazibe ve İâtifesini hazırlar. Heykeltraş, istidadının mahsul- lerini dört bucağa serper: Bir kö- şede suyun içinden fışkıran bir | çıplak kız heykeli, diğer tarafta bir merdiven başına asalet havası verdiren bir saksı, başka bir yan- da, tabiatın azametini temsil eden vahşi bir hayvan heykeli. Ressam, bir sarnıç zeminini, bir bir duvarı, bir köşkü, bir «pergola» yı süsler... | Fakat bahçecilik sanatı, diğür kardeşleri gibi, güzel ve öntibeli olduğu kadar da tehlikelidir. Bahçecilik sanatı akenge, iüm manâ ifade ve tezahüratlarile bir- #ikle, muhtar olan yegâne sanattır. ; Ahenk «güzel» i yaratır. Fakat «güzel» i elde edebilmek meseledir. Hele, nebatat gıbi canlı fakat şu- ursuz, su gibi mazi, hacim gibi ele avuca sığmaz mısralarla mücade- leye girişip <güzelsi elde edebil- mesinin meselesidir. Bundan ötürü, 100 arşınlık bir toprağa sahip olup onu bahçe yap- mak istiyen her vatandaşın, yüzde. bir olsun muvaffak olduğuna bu- güne kadar şahit olmadık. Herkes bahçe yapmıya kalkışır, herkes” kendini bu işde usta sanır. Ama hakiki bir sanat eseri yaratmak, bedii bir neticeye varabilmek herkesin obecerebileceği işlerden değildir. Çünkü buna mazhar ola- bilmek için eldeki malzemenin ta- bii ve bedil kıymet ve hususatını kavramış olmak şarttır. Beşka tir- lü, bugün beynelmilel sahada, bah- gecilik sanatının yarattığı egerler yaratılmazdı; Fransız bahçesi - Si- metrik, Jeometrik bahçe - Japon bahçesi - Zerafet ve sembolim bah- çesi. V.s. v. a... Bhçe mimarisi sanatların en iç- #imatleşmişidir. Bütün insanlar için bu sanatı yaratan manevi ve maddi tahrik unsurlası birdir, müşterektir. Özün- de çocuğun (insan) anaya (tabiat)