SIYASAL iyasal Bilgiler okulu müdürü S Prof. Emin Erişirgil'den mek- tep hakkında bir yazı yaz- mam için müsaadelerini rica etti- gim zaman, kendine has tebessiim ve nezaketile ba arzumu memnu- niyetle kabul ettiğini söyledi. Mektebin tarihçesini kıymetli müdürün ağzından dinledikten son- ra, biri Bbedi Şetin diğeri Milli Şefin nefis tablolarının süsledikleri müdiriyet odasından, memleketin mukadderatında söz söylemeğe sü- lâhiyetar birçok kimseler yetirştir- miş bir yuva hakkında müşahede- mi yazacağımdan dolayı duyduğum bir memnuniyetle çıkıyordum. Mülkiye mektebi 1856 senesinde tedris müddeti iki sene olan ve mrf memur yetiştiren bir meslek mektebi olarak kurulmuştu. Fakat o zaman derme çatma talebe ve pek muntazam olmıyan bir prog- ramla açılan bu meslek mektebi- nin bile yetiştirdiklerinin hizmet- leri dikkati celbetmiş ve 1877 de islâh ile ali bir müessese haline itrağ edilörek müdürlüğe Nizami Pç., 'daha sonra da Abdurrahman Şeret getirilmiştir. Abdülhamid idaresinin karan- lık devirlerinde Recaizade Ekrem Mizancı Murat, Mihail Pg., Abdur- rahman Şeref gibi zamanın en bü- yük alim ve münevverlerini kür- 6 — Servetifünun — 2309 BİLGİLER OKULU süsünde toplıyan Mülkiye mektebi yetişenler üzerinde büyük tesirler icra etmiştir. İstibdat idaresinin kontrolu daha çok kuvvetlendir- meğe mecbur olduğu bu mektepte muailimler için bir talimatname hazırlanmış ve ders mevzuu hari- cinde muallimlerin söz söylemeleri menedilmişti. Fakat bütün bunlara rağmen memleket aşkı iyi insan, iyi devles ve memleket adamı ol- mak vasfı bertaraf edilememiştir. Bu hususta daha evvel temas fiır- eatını bulduğum Ankaranın en ©8- ki Mülkiyelisi olan mebus Bay Ahmed İhsan Tokgöz : (Mülkiyeliler güğüslerini iftihar ile kabartarak şunları söyliyebilir- ler; tazyikler gördük, hapla olun- duk, menfalara gönderildik fakat yulumuzdan şaşmadık ve hattâ mektep mezunu olarak bir tek hafiye ve jurnalcı görmedik) de- mişti. Bu mektebin, memlekete olau hizmetleri hesap edilmeden Umumi harp esuasında tahsisat bulmak düşüncesile Darülfünuna ilhak edil- Yazan : CEVDET GÜVEN mişti. Fakat bu hsi vekâletlerde aranılan evsafta memur ihtiyaçla- rının çoğalmasını intaç etmiş ve çok şikâyetleri musib olmuştur. Nihayet Dahiliye nezareti (Memnu- rini idare mektebi) adıyla Mülki- yenin ihyası için Meclisi mebnsana bir kanun teklif etmiş ve kabul ettirmişti. Bu suretle o sıralarda Dahijiye Müsteşar olan ve Şimdi B.M. M. Reisi bulunan Abdülhalik Renda- nın hazırlamış olduğu kanun lâyı- hasile ikinci defa Mülkiye kurul- muş oldu. Mülkiye mektebi son inkişafını Cümhuriyet devrine borçludur. Ankarada her türlü vasıtalarla mücehhez, bir talebenin tam yetiş- mesini temin eden müessese yeni- den kurulmuş ve tanzim edilmiştir. Bu suretle 865 senelik tarihinde, muntazam ve dajmi bir binaya &a- hib olamıyan Mülkiye yeni ismi ve yeni yurdu ile Cümhuriyet dev- rinin iftihar edebileceği bir mües- sese haline getirilmiştir. Şimdiği mektep binası Ankara nın Cebeci semtinde bir tepenin eteğindedir. Dört yüz kişilik mek- tebin mermer sütunlu kapısıudan girilince ilk nazarı dikkati celbe- den geniş bir hol ve bunun orta- sındaki Atatürk büstüdür. Bu büst genç Mülkiyelilerin insan ile dolu