kk (wi e EMMANUEL BOVEDEN: HALID FAHRI OZANSOY | — 929 — Doat, ayni tonla devam etti: -— İhtimal sana inanacağımı sanıyorsun? Daha doğrusu şunu kabul et ki, seni güzel bir kısmet araş- tırırken yakaladım. Gönia da senin bu esnada uslu uslu uyuduğunu sanıyor ha! Artık ben senin yanın- dan bir adım bile ayrılmam. Kendi haline bırakılırsan senden her şey beklenebilir. Arnold ürperdi. «Hakikati biliyor, diye düşündü, polise haber verecek, tezkiyeinef8 edemeden tevkif olunacağım.» Gittikçe kendisini nüktedan zanneden dost, gene: — Haydi gir artık evine, dedi. Bu kadar muts- dın haricinde bir saatte sokakta bulunuşunun sebeb- lerini artık bize yarın izah edersin, Arnold, korkudan titriyerek, acele itaat etti. — Peki... peki... gireceğim. Arnold'uu da kendi heşabına alay ettiğini sanan arkadaşı : — Peki ama nen var! Diye gordu. Kahramanımız, anlamaksizın hayretle kendisine bakan muhatabından uzaklaşarak : — Gireceğim... gireceğim eve... Diye tekrarladı. — Oruvar... oruvar... Yalnız kalınca, Arnold rahat bir nefes uldı. Yağ- mura rağmen, bulvardan oldukça kesif bir kalabalık geçiyordu. Delikanlı, âdeta yüksek sesle «Gönis, Gönia, sen sanırsın ki ben uyumaktayım» dedi. O zaman bu dansözle münasebetini hatırladı. O za- man hareketin zalimliğini, kendisinin devam ettiği muhite yüksek sosyeteye mensub görülen bir kadının âşığı olmak için ondan nasıl huşunetle ayrıldığını hatırladı. O geceyi hatırladı, hani kendisini terket- memesi için gözyaşlarile yalvarmağa geldiği geceyi, ona ebedi surette sadık kalacağını vadettiği, haya- tını değiştireceğini, onun karısı olacağını ve onu in- sanların en mesudu yapacağını söylediği geceyi... Kendisi onu sinirli sinirli sigara içerek dinlemişti. La Paix caddesindeki bir mücevhercinin karısının âşığı olmaktan v kadar sevinç duyuyordu ki bu &e- vineln içinde Gönin için en ufak bir merhamet duy- gusu bulunamazdı. Bütün yalvarmaları zalim ve sert mülâhazalarla keamişti. Bu ihtirası bezdirmek için, bir ekmekçinin kızı olmasını başına kakarak zavallı dansözün izzeti nefsini yaralamağı kadar varmıştı, Şayet kocası olursa, İleride, büyük siyasi bir adam olduğu zaman hiç bir yere kabul edilmezdi. Fazla olarak, kadın kendisinden de yaşlıydı. Kendişl bütün kudretine tamamile malik olduğu bir zamanda artık o, ihtiyur ve yaşlı olacaktı, Buna rağmen kadın gene ona yalvarmış, kendisine acındırmak için ağlamağa koyulmuştu. O da, ona, elde ettiği ve kim bilir daha kaç âşık değiştirmiş olan bir kadınla aslâ evlenmi- yeceğini söylemişti. Eğer onu metres edinmişse, bu da, onu, âşığına bir fırsat zuhur ettiği zaman orta- dan silinmesini bilecek kadar zeki sanışından ileri gelmişti. Fakat bu kadının aşkı o derecedeydi ki, nekadar hakaret etmiş, yaralamışsa o kadar kendi&ine musallat olmuştu, Nihayet onu tamamile meyus bir halde bırakarak çıkıp gitmeğe acele etmişti. Kadın bu esnada intihar edeceğinden bahsediyor ve kendisi de buna hiç şüphesiz cesaret edemiyeceği cevabını veriyordu. O vakit kadın, kapının arasından onun üstüne atılmıştı, Kendisi de onu şiddetle itmiş ve çıkıp gitmişti. O, arkasından, ağlıyarak, haykırarak, tehdid ederek koşmuşdu, fakat kendisini her tutmak isteyişinde kadına şiddetle vurmuştu. Vururken de, bu kadar sert hareketinden dolayı, sokaktan gelip geçenlere karşı hiç utanma duymamış, hattâ bazan bu kadının deliliğinden dolayı onları şahid bile tut- muştu. Velhasıl, bu yeis gecesinde, yeniden o kadını dü- şünüyordu. Sonsuz bir huzur, bir himaye, bir aşk ihtiyacı duymaktaydı. Gönia ihtimal onu büsbütün unutmamaştı. Ah! eğer böyle ise, işlediği hataları naaıl tashih etmesini, nasıl kendisini affettirmesini, nasıl o kadını meğut etmesini bilecekti! (idnia'yı tek- rar görmek düşüncesi o zaman zihninde daha çok vuzuh keşbetti. Fakat yeni bir âşığı olmasından korkuyordu. Genia'nın çalıştığı dansingin önüne gelince bir tereddüde uğradı. Onun yanına naşıl varabilecekti * Yağmurdan şekli bozulmuş elbiseleri ile ve böyle parasız olarak, kapısında iki şasörün ve bir kapıcının nöbet beklediği bu gece binasına girmeği düşüne- mezdi. Fakat methalde durup beklerse, üzerine dik- kati celbetmek tehilkeğine maruzdu. Diğer taraftan, kadının buradan çıkarılmış olması, yahut kendiliğin- den terketmiş bulunması ihtimali de vardı. Dansin- gin önünden belki on iki kere gidip geldikten sonrs, nihayet, şasörlerden biri vasıtasile eski metresini çağırmağa karar ve — Lütfen Matmazel Genia'ya haber verir misiniz, Mösyö: Arnold'un kendisile görüşmek istediğini. Şasör bir red işareti yaptı. — Siz kendiniz gidin. Dedi. — Devomi var — 9 — Sereetifünun — 2309