21 Kasım 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

21 Kasım 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KARACAOĞLAN'A DAİR... Yazan: Bu sevimli şairimizin cana yakın ve öz türkçe olan hece ölçüsiyle söylemiş olduğu deyişleri her Türk çocuğunun ta küçüklü- ğündenberi çok dinlediği, niniler kadar cana yakınlıkları dolayımle gok ilgi ve sevgi gösterdiği şeyler- dir. Bu hal, Karaca oğlanın bu deyişleriri (şiirlerini ) dinlememiş ve onu tanımamış bir Anadolulu ileri sürmek çok bulunamıyacağını doğru olur sanırım. Bir kaç yıl önce ulusal kültüre verilen önem, halkiyatın ulusal hayat ve sosyal incelemelerdeki değeri bu işle uğraşan büyük ve olgun başların alâkalarını balkıyat ve saz şairlerine çektiği memnu- niyetle görüldü. Artık bu samimi şairlerimizin de birer dergisini görmek okumak imkânları bulun- muştu. Bu siralarda Sadeddin Nüzhet'in eski arap harfleriyle rr (Karaca oğlan) dergisi geçti, O zamana kadar se- aa timi şiirlerini, koşma- larını parça parça dinlemiş oku- muş hepsini ve yahut biç olmazsa mühim bir kısmını bir arada okumak fırsatını bulamamıştım. Bu dergiyi seve seve bir kaç defa okudum. Okudukça ilgim artıyor- du, O sıralarda Toroslardaki Türk- men oymakları arasında dolaşmak fırsatı du elde idi. Bu köylerde bir çoklarının dergide bulunmayan deyişlerin özel bir ezgi ile söyle- diğini gördüm. Ben de bunları toplamak hevesi başladı. Gündür- leri işlerimle uğraşıyor, geceleri Karacaoğlan deyişlerinden dergide bulunmayanları yazmaya çalışı- yordum. Köylüler Derin bir vecd ile söyleyip dinledikleri bn şair- lerinin söz ve şiirlerini önce kıs- kanır gibi oldular. Bir kaç defa görüşüp izah ve tahlillerle anlaş- tıktan sonra bu gibi şiirleri bilen- leri baber vermek, getirip söylet- mek, ve yazdırımak işlerinde bü- 8 — Servetifünun — 2399 Şevket yük bir zevk ve haz duymaya başladılar. Bu meyanda Karacoa- oğlanın hayatına ait bazı safhalar da teabit etmiştim. Muhitimizin en Lirik bir halk şairi olduğunda şüphe edilemiyen Karaca Oğlan ın ufak bile olsa hayatına ait her du- yulanı başkalarına duyurmanın faydalı olacağını düşünerek öğren- diklerimi bu satırlarda onlatmaya çalışacağım. 20/1V/1930 da Bakır dağ nahi- yesinin Yeni köyünde Kara Naip awdiyle tanılan bir ibtiyarın anlat- tıkları şunlardır. Karacaoğlan öksüz büyümüş, kendisi ufak tefek yapılı, Karaca suratlı bir adammış Gençliğinde ilk defa bir kızla sevişmiş, evlen- miş Aradan biraz zaman geçince bu ,kızın kendisine ibanet ettiğin- den şüphelenmeğe başlamış Bir gün yakın obelardan birinde dü- ğün oluyormuş Karacaoğlan da bu düğüne gitmiş geç vakta kadar düğünde kalmış, bir aralık kadını aklına düşmüş, şüpheleri kendisini rahatsız etmiş, gecenin geç vak- tinde varayım şunu bir anlayım kasdiyle yakında bulunan çadırına gelmiş, kimâeye sezdirmeden içeri girince şöpheşinin boş olmadığını karısının kırığıyle koyun koyuna uyuduklarını görmüş, hiç ses çi- karmamış, yalnız meşlehini çıkarıp üzerlerine örterek gitmiş? Düğün evinde sabahlamış. Bu hal kendi- sini çok derdiktirmiş. Düğünde iken şunları söylemiş: Aşayım gideyim şol yüce dağdan İneyim gideyim elde nem kaldı Tatsü vermiş geçirmişler arımı Kestiler peteği balda nem kaldı Hani senin ile #krarım ahdim Ben seni seveli kesildi bahlım Yüklendi barhanam yıkıldı tahtm Üzdüler umudum yolda nem kaldı BAYRAKTAR Öksüzleri sıra sıra sürdüler Gam okunu şu sineme vurdular Yarim satlık diye haber verdiler Yarim satlık ise ilde nem kaldı Eool değirmenine kondum ögündüm Galburdan elendim elekten indim ' Şu yalan dünyada bir sitil diktim Derdiler gülmü dalda nem kaldı Karacaoğlan derki yanar tüterim Yanan ateşlerden daha beterim Yine ktlınolandı benim katarım Keşildi kervanım yolda nem kaldı sözleriyle ( teessürünü ediyor. Beri tarafta kadını Karacaoğ- lanın gelip gittiğinden bir müddet sonra uyanıyor. Meşlehini üzerle- rinde görünce işi anlıyor. Kırığını savdıktan gonra Karacaoğlana bu suçunu affettirmek için çareler düşünüyor. Düğünden dönen Ka- racaoğlan çadıra gelince bir çok işvebazlıklar tapıyorsa da Karaca- oğlan bunlara aldanmıyor. Şunları söylüyor. terennüm Bld gözlü ablak sunam Dal boynunu sünden bu gün Her bakışın oan değerdi Tat cana kıydın bu gün Boğazında sarı akık Zilifi gerdanc dökük Kalbim melil gönlüm yıkık Dostum neler yaptın bu gün Yüce dağdan bakınırdın Lâle sümbül sokunurdun Engellerden sakınırdın Engellere uydun bu gün Fani karacaoğlan fani Veren alır tatlı canı Sevmediğim kara donu Dost karşımda geydin bu gün Bu kadından ayrılıyor, şairliği bundan sonra daha artıyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: