edil : Fİ SERYETİFÜNUN - No. 3361—9576 KRET VE TÜRK GENCLİĞİ. Türkiyede, bugünkü genç nesil kadar yeniyi bulma ve eskiyi red davasını üs- tüne almış bir nesil idrak edilmemiştir. Bu vazifeyi yüklendiğini duyan her in- kılâbcı gencin ise geçen Türk debiyat tarihinde bulacağı ve ezberliyeceği tekişâr, Tevfik Fikrettir. Yazan BVEFİJK Fikretle, bugünün inkilabçı gennçliği arasında- ki münasebeti mev- znubahs ederken, onun ölü- münden beri geçmiş rubu asırlık müddeti kale alms- mak, bir eksikliğin ta kendi- sidir. O rubu asırdaki; im- paratorluğun ekonomik yeni amillerle beraber, te- otratik nizaf çökmüş ve diğer orta çağ Müessese leri tasfiye edilerek bugü- öğ nün türkiyesi meydana gel- miştir. Vakıa bu değişme nin temellerine müvazi hele avangar kuvvetli bir fikir hareketi bugünde yok: tur. Fakat hiç olmazsa te- dris çerçevesinden iskolas- tik sistem tard edilmiş bulunmaktadır. Velhasıl bu rubu asır Türkiyenin in- kişafında bir intikal dev- rinin en had birsafhasidir. Meseleyi böyle vaze- dince; o halde dünkü mü- esseseleri ve buna bağlı olan fikriyatı ancak tarihi kadrosu içinde alma doğru iken, nasıl Fikretin hemde inkılabcı gençlikle alâkasından bahsedebili- yoruz * Fikretin kıymeti üzerinde fikir yürütmekten başka bir şey olamayan bu sualin cevabı her hal- de deha, büyük adam, kahraman gibi, içtimai münasibetlerin muay- yen inkişaf ve münasebeti çerçeve» sine hattâ paradoksal düşen, sıfat- larla çıkılamaz. Fikret ne bir ro- benson nede havaya konuşmuş bir adamdır. Filvaki Fikretten en aşağı ya- rım aşır evvelden beri Osmanlı İm- ra ax > —.. Tevfik Fikret ve Halük peratorluğunda harici amillerle yan yana yerli bir feodalizmi tas- ge hareketi tezahür etmişti. Hattâ asrın ortasında bu hareketler oldukça inkişafa mazhar olmuş ve sistematize olmağa başlamıştı. Fa- kat asrın sonuna doğru, harici amillerin kuvvet ve istikame de- giştirmesile beraber, yerli reaksiyo- nun tekrar dirilmesi bu hareketi çok yavaşlatmıştır. Bu yavaşlatma- nın kuvvetlibir aksülâmeli olarak 908 ikinci meşrütiyeti patlar, Si- yasi bir plân içinde, tekrar bo ğulmaşı nevud olan bu hareket w ç hattü başlamadan evvel merkezi &iklet haric olmak üzere İikriistikametler bu kımından hatta anarşik bir tenevvü arzeder. Fakat bu karışıklığın altında hiç ol- mazsa «Baha Tevfiğin kar- şısında Şehbenderzade, Ab- dullab Cevdetin karşısında. Bebilürreşad, Fikretin kar- şısında Akif» (1) başaks bir tabirle softa -müney- ver mücadelesi vardır. Oyss ki, hakikatte bu tenevviiün altında bir yandan heriel / emperyalist tazyık, diğer taraftan dahilde sınıflaş- wa ve sınıfların iç is- tikamet ayrılıklarına te- mel olan esaslar ve pren- sipler yatar. Fikreti böyle bir muhit içine koyunca ve konuştu- runca ona inkilâbcı bir kü- çük burjuva şairi demek pekte yalnış değildir. (2) Bununla beraber 326- 327 den sonra yeni ve de ha ileri bir plâtforme ge- çen Fikret için her halde acele verilmiş bir hükümdür. Muhakkak olan bir şey varsa «mirsad», «malumat», «Servetilü- nun> ve «rübabı şikeste» deki Fikreb başka 326-327 den sonra Fikret başkadır. Bu son devresinde Fikretin eserlerini sanat ve tekniki bir kenara mütehevvası bakımın- gi (1) Hilmi Ziya, tapzimata karşı maka- lesi, İnsan mec., sayı 1 (31) Bu hususta Ahmed Hamdinın (Tev- fik Fikret) 997 (Hikmetin Edebiyat cedide- nin otopsisi) 984 bakınız,