SERVETİFÜNUN No. 2261—3576 M A H ngünkü Fransiz yaşıtlarının en genci KÜ M olan Bineau bir müddet giirle meşgul olmuş, sonra kendisini hikâyeye vermiştir. Ş irlerini ve Mikdyelerini henüz kitab /gjinde toplamamışlır. Müteaddii gazetelerde yazar. Yirmibeş yaşlarında bulunan bu genç sanaikârın hikâyelerinde daha ziyade fantasismaya rastlarız. Fantazileriyle insan tzisrabını belirten. Böncav moderen hikâyenin pek genç liderlerinden biridir, ŞIĞI yalnız tavan pencerele- rloden görebiliyorlardı. Koğu- şun bütün eşyası üst üste yığıl- mış yatak sedirlerinden ibaret- ti, Somurtkan yüzleri, uzamış sa- kalları, kılık kıyafetleri ve hattâ ayakları üzerine çömelişleriyle bir- birine benzeyen bu erkek yığını donuk gözlerle tavan pencerelerine bakıyorlar, sanki dehlizden allahın akıvireceğini umuyorlardı,. Temamile loş olan köşede bir kıpırdanma oldu, bütün mahküm- lar başlarını o tarafa çevirdiler, Köşedeki adam çalma zamanı gel- miş zili bir saat gibi boşanıverdi; katıla katıla gülüyordu. Sonra birden bire suşdu, evvelâ şarkı söyliyecekmiş gibi bir hâl aldı, avuclarını dizlerine yapıştırdı; göz- lerini kapadı, başını bir saat rak- kası gibi muntazam eallayışlarla okumağa başladı: Arkadaşlar, gülerek yaşıyalım Kandilde gaz bitene kadar. Ne malüm cehennemde buluşacağımız, Ne malüm orada hapishane olduğu... Dört basamaklı koğuş kapısn- daki gardiyan daima kötü evlerin kapılarında bulunan tarassud pen- ceresinden gözliyerek bağırdı: — Burası hapishane, tiyatro değil!., Horace': Komedi Fransez- de dinleriz.. Mabküm olduğunuzu unutmayın !. Merdiven basamağına ilişiveren bir mahpus dizleri üzerine fırladı; — Sinirlendirme beni bunak!. Kumar oynamıyorz a.. şiir okuyo- ruz.. devam et Jak,. oku.. kandil- de gaz bitene kadar oku.. Gardıyan istifini bile bozmadan bağırdı: — Burası hapishane!.. Tiyatro değil! siz hepiniz kötü insanlargı- Dız).. iyi olsanız burada işiniz net. — Biz buruda olmasaydık sen ne iş yapabilirdin 9... — Tımarhanedekiler bile 8iz- den namuslu insanlardır.. — Her halde senin kadar abdal değillerdir. Güzel bir şiiri onlar bile dinlerlerdi. Hele abenkli oku- nursa.. Sen Puşkin'in ne söylediği- ni bilirmisin?.. «Dua edin alçaklar. Ben heykelimi dikdirdim.» Ama biz heykelimizi dikdiremiyeceğiz. Çünkü bizi burada çürüttünüz!,. O zaman &iz kime dua edeceksiniz$. — Sizin için papaz dua etsin, dilimi bile yormam. Mahküm eski yerine çömelerek seslendi : — Jak, seni sabaha kadar dinleyebilirim. Ama sigaram yok.. Şayet bana ödünç olarak yarım FRANSIZ EDEBİYATINDAN : sigara verebilirsen kulaklarımı 88- sinden hiç ayırmam, Jakın sesi titriyordu: — Öyleyse okumam. Dedi. — Niçin? — Sigaram yokta... — Öylemi1.. Nehaldeyiz ya- rabbi!. Bir sigara veren yokmu, İki kişiye bir sigara 1.. Size sabaha kadar şiir dinleteceğiz. Yalan söy- lemiyoruz değilmi Jak 1.. Kimsede sigara kalmadı mı arkadaşiar?. Kan- dilde gaz bitene kadar şiir dinleye»- ceğiz. Gardıyan, parmaklarile kaşlarını sıvazlıyarak homurdandı : — İkinize iki aigara veririm ama gürültüyü kesmek şartile. — Ne dersin Jak... — Razıyım. — Bende... Mahküm sigaraları aldıktanson- ra avucunu açarak baş parmağını burnuna götürdü, dilini çıkardı, gözlerini açarak gardıyanla slay etti. Gardıyan: — Kandilin gazı çabuk biter. Ama siz hürriyet kadar tütüne de hasret kalacaksınız !.,. Hem de ebe- iyen.. Jak çömeldiği köşeden kalkarak kapıya kadar geldi: — İbtiyar, sen anlarsın insan derdinden. Bize bir paket sigara ver bu gece,. Sana yalvarıyorum. Öyle aksi aksi bakma bana,. Habe- rin vardır senin; yarın hapisten gikiyorum. O zaman bana hakkını helâl edeceğine eminim. İnsanlar ancak uyku zamanı birbirlerinden ayrılırlar. Ayrılırken de birbirleri- ne «Allah rahatlık versin» derler,. Biraz sonra sen uyuyacaksın ve ben sana böyle söyliyeceğim.. Uyandığın zaman da ayni cümleyi — Devamı son sayıfada —