9 Mart 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

9 Mart 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i be etek No. 2230—333 Wi — SERÇETİFÜNUN tş Delikanlı! — 248 isci Sayıfadan devam — oluyorlar. “Bu gibi suallere karşı benim veşiliğim - cevablar şunlar 0 ; Bügün Yemek yemekle yaşadık- İdin Za) n insanların ömürleri matfaklarda çürüyor. Çoğumuz yaşamak için yemi- yoruz, bilâkis yemek için yaşıydruz. Rejimimin diğer bakıtdan fayda- sı da zamandan kazanmaktır. Ben bir günde herkesten 6 saat fazla katamıytorum, çünkü askari olarak ş#emek ve Hazım saatlerini hesab İz: İmam alt saat tutar, Eğer hem yemek yiyip ve hem de bn zamanı kaybetmek istemezseniz, bem dimağımızın hem de midenizin biran <evel inkiraz bulmasına se- bab. olurmuyur. Çünkü bilirsiniz ki hazım zamanında mide vücutta bu- İnan kanının çoğunu kendisine çeker; tabii dimağda bulunan kanın büyük bir kısmıda buraya iner ve midenin çalışma faaliyetine yar- eder. Çok döl hissedilir: yemek sonra kafa ile ça- . mak çok güç olur. Budadi- mağda bulunan kanın azalması demektir; &ğer siz bunun üzerine israr «dipte yemekten sonra hemen çalışmağa koyulursaniz, kanın bir , kısmı dimeğa, bir kısmı da mideye gider. Bu suretle ikiye taksim olan kan ne midenin ve ne de dimağın faaliyetme “kâfi gelir. Ondan son- ra da bu kadar kuvvetli gıdalar yediğimiz halde ne için bizde dai- mi bir zafiyet, bir sinir hastâ- lığı vardır? Sebebleri bunlardır. Bundan başka insanların çoğu Za manlarını karınlarını doyurmak. için; geçiriyorlar. Halbuki Obeşeriyete ve insaniyete faydalı olacak fikir- leri bulmağa vakit bulamıyorlar. - Bütün düşüncelerini hemen hemen yemek dalıyor. Size ben de bir su- al 'sorayım. Eğer insanların yemek, yemek gayeleri ve düşünceleri ol- masaydı ne düşünürlerdi? Şübhesiz o vakit bütün düşünceleri bedii ve insani şeyler olacaktı. Beşeriye- tin saadetine uygun fikirler doğa” caktı. O zaman insanın nasıl bir mahlük olduğu daha iyi bilinecekti. Bugün daha hâlâ insan meçhul bir varlıktır. Bugüne kadar buka- dar büyük keşifler büyük ihtiralar yapılmıştır. Fakat hiç kimse insa- nın ne glduğunu anlamağa cesa- ret edememiştir. Bugünkü insan telâkkisi zan edildiğinden büsbü- tün başka bir şeydir. İşte şimdi bütün gayem insanın ne olduğunu tanımak ve onu meydana koymaktır. Bunun içih kendim ve il üzerinde birçok piskolojik ve biyo- lojik tahliller yapmaktayım. Tecrü- belerimden daima müsbet neticeler elde ediyorum. Aylânın Doğumu Gülümkbedin hayata, bir güzel gece Aylâl| Yirmi yedi Kânunun otuz sekiz yılında. Gözleiii açmıştın, kokulu çiçek gibi, Sâna Başlar eğildi, seni içecek gibi. Gülleri men tenin, kızıl, tatlı bir renkti, Sesinin titreyişi, mugikiydi, âhenkti. Hilkat, göztine sürdü, göklerin mavisinden, Gökler Üstüne çekti, kata tüller yesinden. Başına hüzme hüzme altınlar taktı bir el, Önünde titrediler, sana, sevgiyle güzel. Yıldızlğr hususunda nurdan bir serap oldu, Neni öpmiyen günün, beyaz çehresi goldu. Dilâra Akçura AHMED. İHSAN Bammevi Lâ...

Bu sayıdan diğer sayfalar: