No. 2193—508 Böyle mi, şöyle mi, öyle miP Dilimizin hususiyetlerinden bi- ri de bir şeyi göstermek için üç ayrı kelime bulunmasıdır; Bw, o... Halbuki diğer dillerde yalnız bu ve o vardır; hattâ yalnız bu vardır. Bunun için dilimiz bu ci- hetten zengindir. Fakat, gene ye bancı dillerin tesiriyle bunun da bozulduğu, şu kullanılacak yer- de bu kullanıldığı görülmektedir. Bu yakın veya hazırda bulu- nan, haldeki bir şey içindir. bw ktlap, bu adam, bu gece. O uzak veya kayıpta bulunan, geçmişteki bir şey içindir: o kitap, o adam, o gece. Şu da ikisi ortasındaki me- safe, yer ve zaman için kullanılır ve asıl ince fark /(nwance) burada- dır : şu ev dediğimiz zaman göster: diğimiz ne pek yanımızda bulunan evdir, ne de içinde bulunduğumuz ev. O ev de değildir bu; çünkü pek yanımızda bulunmsyorsa da uzak da değildir, elle göstertlebilir. Sonra, şwnun öw'na nisbetle daha az muayyenlik manâsı var- dır. Bw ev dediğimiz zaman ma- iüm, evvelce bahsi geçen bir ev ifade ederiz. Bu cihetten Avrupa dillerindeki /4, la; ihe; ül, la; die, das gibi muayyen harfitariflerin yerine bazı yerde bu kullanabiliriz : sur Le trollor se tendil un komme aveo un ohien. L'homme avail un ohapeau towi nouf, un pardessus fort bion till 6to,: «yayakaldırı- mında bir adam duruyordu. Bu adamın yepyeni bir şapkası, çok güzel dikilmiş bir pardesüsü vardı.» Fakat şu dediğimiz zaman ev- velce melfm olmıyan şeyden bah- sediyoruz demektir, ve manâsi- nı bundan gonrs tamamlıyacağız ; Şu evi görüyor musunuz? Örası zen- gin bir adamın evidir. ee Bu ve şu'nun yanlış kullanıldı- ğı cümlelere bilhassa gazetelerde raslanıyor: « bu beyanatta bulunmuştur:> iki nokta üstüste, — Devamı son sayıfada — Uzakdan - Yakından Hele, şükür ki ben... Uyanış, bu hafta yeni bir aw kete başlıyor : «Niçin idiamız yok?» Güzel bir anket ismi. Fakat, biraz tehlikeli, Anketi yapan arkadaş fazla açık kalbli. Samimiyetle so0- ruyor : — «Kuzum arkadaşlar. Bizden evvel gelen edebi nesillerin birer iddiası vardı, Doğru olsun, iğri ol- sup, onlar bir fikir etratında top- landılar. Mektebler kurdular. Biz- lere gelince, şa sansi dünyasında hiç bir iddiamız yök. Gelişi güzel yazıyoruz. Niçin böyle! . Bak, hele işe. Münasebetsiz Iğf buna derler. Çeşit çeşit meomu&- lorda allı pullu iroşaları çıkan bu kadar ismi hiçe mi sayıyorsun $ İs- ter misin topu birden kızsınlar da: « Bizim oyazılarımışın başındaki kocaman imzalar - tabii punta he- sabiyle - koskoca iddiaları temsil ediyor. Senin dünyadan haberin yok.» desinler. Eğer muhatab ola- saklar, anketi tertib eden kadar açık kalbli konuşabilseler, şu ar- ket hiç de faydasız değil, ama... Aman! gülmeden kınlacağım. Geçen gün, bir arkadaşım, bana ne dege beyenirsiniz? «Sen de dedi, şu kadar zamandanberi okur, bu kadar yıllardanberi yazarsın. Elbet, bu sahada bir iddianda var. Şan- ları hazır sırası gelmişken, ortaya atsan,..> Tuhaf tuhaf yüzüne tim: «Yani»me demek iştiyorsun i «Ankete cevab ver» Nef Gördünüz mü, hayırlı dos- tu siz1 Daha ilk yazım neşrolun- madan, elâlemi bana düşmen ede- cek, Bu ne cür'etkârlık, diyecekler. Daha çeçit çeşit renkli benekli mecmuslarda, allı pullu imzaları çıkmadan,. Daha patron cenabla- mun bir öğkici bile Bubıyıp, $ na marhst oölmağark,. Balki mar man bile satn; vi wi etkörlik 9 İyisi mi, bende asli; Fakat, bana oyarlân şü mü köşede, aşık katile, e Bits kiindş zar, ne de karışık Hitanta veçbile: suya sabâüü dki- madan, Elbet, benim de bir iddiam Wi yazılarını takib edenler, » biraz &e- kiyseler - ianu, gecik- meğler, m Şimali, bei şa kedarını İle Li yazılmış bir yok. Şuraya buraya hikâyeler ye- tiştirmek (!) endişesinden gzödeyim. Hele şiir, Onu hiç desemeğiği. Okadar içli, derin konuşamam, Sw zılarım, gördüğüm, Yi ladığım bir etirtü vak” den, orijinal bularak eği diseleri, skasi e Gi caktır. Bu yazıla 5 dın kalacağım, ne de bir iddiaya kalkışacağım. düşünen ben olduğuma götü. Jer zan da, en açık hislerinile, lie malıyım. Hele şükür-ki.. henüz kendimi allı pullu güyıfalardn seyretmeyi yetinde de değilim, Selma Cuz. Bir not: Yazılarıma beşik olarak, <Uşakdan Ya ” yanu, bunu yzakdan in ceği cihetle,. bu, biz abet ob,