— geçip o Pep PR SERVETİFÜNUN MZ” ee yi Si get e ri İMLA No. 2193—508 SÂF BİR KALB Çeviren : Ferid Namık Hamsoy | | adıtlık bir zaman Zar- meli köylü kadın- si Belisite için Madam ediyorlardı. Şüz İsankla mutfak ve Kİ. ein dikiyor, yıkı- en vurması, kü, ii #ömirtmesini, te- bilişor ve pek olmuzan meniz sadık Medea Gdeb, çok küçük iki bön hayli borç bırakarak yn başlangıcında ölen, darı > ii ve güzel bir gençie eylenmisti. ölüşşden sonra, iradı özâmi beş bin fuanga kadar yükselen Jo; egiliğite Tuk çifliği müstesna Hik üzere gaşrımenkuilerini sat- #idından kalma ve hallerin kâip daha nz masraflı ir evde oturmak için Sen Sagi 4 natfağı <Sülon'dan vi Madam Oben bu met- wiğe yakınında, hasır bir Bun üstünde, eh- Hanayek, XV oi Lui tar » oermerden şömine- halıdan iki çoban gz ortada bulunan e mabedin! tem- 6 biraz küf odası bulunmakta idi. Bu oda, için- de yorgansız iki çocuk yatağı gö- rülen daha ufak bir odaya bitişikti. Sonra, daima kapalı ve çuha ile örtülü mobilyalarla dolu salon ge- liyorduş daha &gonra, bir koridor çalışma odasına uzanıyor, bu oda- daki kitap ve kâğıtlar, üç tarafını siyah ağaçtan geniş bir yazıhane- nin çevirdiği bir kütüpbanenin ışık- larını süslüyordu. Resimler, odran- ın kabartmaları güzel bir zamanı ve mazi olmuş bir lüksü hatırlatı- yordu, İkinci katta bir çatı penoe- resi Felisite'nin odasını aydınlatı- yor ve bu pencere çayırdan görü- Jüyordu. Felisite, ibadetini kaçırmamak için, her sabah, erkenden, şafakla kalkar; akşama kadar hiç durma- dan çelığır; akşam yemeği bitince bulaşıklarını yıkayıp tabak ve sai- reyi intizama koyduktan ve kapıyı da iyice kapadıktan sonra, küller altındaki odunları karıştırır ve elinde başlığı olarak ocağın karşı- sında uyuklardı. Pazarlık bususun- da oha hiç kimse aksilik göstermez; temizliğe gelince, tencerelerinin parlaklığı diğer hizmetçileri ümit- sizliğe düşürecek kadar kıskandı- rırdı. Muktesitti; ağır ağır yemek yer, yalnız kendisi için gelişi güzel ve yirmi gün dayanan ekmeğinin kırıntılarını sofra üzerinden par mağıla toplardı. Senenin her mey- siminde, sırtana bir iğne ile tesbit eğilen hind kumaşı bir büyük mendil, saçlarını gizliyen bir başlık, gıri çoraplar, kumızı bir eteklik ve haafa bakıcı kadınlar gibi, göm- leğinin üstünde bir önlük taşırdı. Yüzü gaif ve sesi keskindi, Yir- mi beş yaşında iken kırkında oldu. gu tahmin ediliyordu. Ellisine gir- diğinden beri artık hiç bir yaş gös- fermiyor; dalma sessiz, sedasız ola- rak, düzgün boyu ve biçimli hare- ketlerile, otemetik bir şekilde işle- yen tahtadan bir insana benziyordu. zn Onun da, bir başkası gibi, aşk hikâyesi vardı, Bir dülger olan babası iskele- den düşerek ölmüştü. Sonra, an- nesi ölmüş kız kadeşleri dağılmış, bir çiftçi onu yanına almış ve köy cıvarında otlıyan ineklerin muha- iaza ve uwezereti için kullanmağa başlamıştı. Kız, paçavraların altın- da titreyor; susadığı vakit, yüz üstü yere yatarak gelişi güzel bir sudan içiyordu. Hiç dayak yeme- miş, fakat, kendisinin yapmamış. olduğu otuz paralık bir hırsızlık işi için çiftlikten kovulmuştu. Bu- nun üzerine, başka bir çiftliğe gir- miş, orada kümes hayvanlarına bakan bir hizmetçi olmuş ve pat ronlarının hoşuna gidince, arkadaş- ları onu kıskanmağa başlamışlardı. Bir Ağustos akşamı - o zaman- iar on sekiz yaşında idi - hep be- raber, onu Kolvil panayırına gö- türmüşler, orada derhal şaşkınlaş- mış, çalgıcların gürültüsünden, ağaçlardaki ışıklardan, kostbmlerin alaca renklerinden, dantelalardan biri birine karışan bu insan yığı- nından, kalabalığından mütehayyir kalmıştı. Mütevazi bir halde bir kenera çekilmiş dururken, bir yük arabasının üzerinde piposunu içen ve kelli felli görünen bir genç adam onu dansa davet etmişti. Elma şarabı, kahve, galata ikram etmiş, ipekli bir mendil almış ve genç bizın kendisini anladığını düşünerek onu götürmek istemişti. Bir yulaf tarlasının kenaında onu kaba ve sert bir hareketle yere devirmiş, kız korkmuş, bağırmağa başlayınca, genç adam uzaklaşmıştı. Bir başka akşam, Bomon yolu üzerinde, yavaşça ilerleyen büyük bir şaman'arabasının önünden geç- mek isteyerek tekerleklerden siy- rılırken Teodor'u tanımıştı, Genç adam, kabahetin içkide olduğunu ve her şeyi affetmenin icabettiğini söyliyerek sakin bir tavırla ona yanaşmıştı. O, ne cevab vereceğini bilmi- yor, kaçmak istiyordu. Teodor. derhal, mahsulden, ara- giden ve babasının Eko'ların çift- liği için Kolvil'i terkettiğinden, şimdi komşu oldukliarindan bahse- diyor; onu çiftliklerine almak iste- diklerini ilave ediyordu. Msmafi, #celesi olmadığını, zevkine göre