H A E “3 Ebedi “Hatayda zulüm ve tazyik bü- tün şiddetile devam etmektedir. Yapılan zulüm hakkında Ankara hükümetine bizzat malümat ver- mek üzere Hatay Eti Türklerin- den Hâmid Hayyamın başkanlı- ğında beş kişilik bir hey'et bu- gün Adanadan geçerek Ankaraya gitmiştir. Buraya gelen haberlere göre, son hâdiselerde yaralanan Tüfk- leri Antakya hastanesi kabul et- mediğinden, bunlar Dörtyola sev- kedilmişlerdir. Yaralılar Adanaya getirileceklerdir. Öğrendiğime göre, bütün taz- yiklere rağmen intihabat durma- mıştır. Lehimize cereyan etmek- tedir., Yukardaki üwlırları bu haftaki Uyanışın sen hazırlıklarını yuptığı- mız rada, İlntuvini gündelik güseitiim. gönderilen bir telgraf- dap, aldım. Bir diğer telgrafda da, Hatay- da zulmün artık son haddine var- dığı, Türk mahallelerine hücum “İsi müleyavizlerin, kadınları bile boğazladığı bilâdiriliyor. Bu telgrafları okuyan adamın, düşünüşüne biraz olsun intizam, objektif bir istikamet verebilmesi imkânsız. Falimt, ben gene azami gayret obarcıyârak, soğuk kanlı düşlinelilmi;#, çalişir « Franuz ! > Gu kelinir, düne küilür, Türk entelektüelinin dudaklarında her- hatıjl! bir manâ olarak değil; fu- Ent, bir #eiipnii, bir cüzi, bir tebessüm hâlinde y Bu tebeşsümde, dost olan ada mın bütün inabışı, bütün bağlanışı; kendini, emin ve türisirlülsür, ter- kedişi vardı. Bu örbülim, zainül muhtelif hâdiselerle şuurdan İrüi- mış, ne çare ki, gayrişuurda berle- ümm bir dosiluğun, en “isim ifade- siydi. « Fransız! * Bu kelimenin çerçivelediği ma- nâ, Osmanlı Sultanının lütfen ver- diği müsadeden, bir müstemleke amip SERVETİFÜNUN Ma; 2180—495 A i» A Z l > l Şefin Davası bazar; Gavsi Halid Ozansoy « Hukuku beşer beyannamesi * ni hazır- lıyanlar, sadece bir kaç fransız mütefekkirin- den mi ibarettir? Yoksa, bütün bir fransız milleti mi ? Bugün, pek güçinşşen bu izahı, fransız diplomatı sarih ve kali bir Jisanla, anlat- mak zaruretindedir. Mukaddes davamızın peşini asla.bırakmıyacağız! Bi davamı ğin güne i bir safhaya yirminledir. Bu iel medi erdem Şİ il erebiledeğini ili “ işkence yapan- Tet e Jiri “takdir Lerler, Titre milleti, yapmış olduğu olhanşumul ünkeldb ve Atasının işaretile, muhtemel her hangi bir tehlikeye kargı hazır bulunmak- tadır, Türk, Hatay'da çirkin hâditse- lere sebebiyet veren ve zahiren dost görünei Ermiizya, Gazi Anteb savaşları ile orada istiklâlleri uğ- uni oan #rmiş kahramanları külırlatınakla iktifa aden. Tu: tn aslâ, Hatay arasından vüoi etmiyecektir. Zira, bu ümre Tür- sile en meşru bir davasıdır. Ken- disinin bütün bir beşeriyelea son soielirin en tehlikeli anlarında milletlerle aktetlmis olduğu mua- olarak tanıt- mış olan Türkiye, bu davanın peşini asla bırakmıyacaktır. Bırak- mıyacağım, Fransa da pekâlâ takdir eder. Atatürk Türkiyesi, barışı son ker'üye kürlür muhsj'i eomeğe çalışacak / akat, bunun im- saalaşdmdk olur- dılelerila barın kime iklarş ile i sa, tasir bir ini işaret bek- Higam onyedi erllyoniy& Türk küt- lesi mukadder yl verecektir. İşte “ zaman, Türk, milletler önüüde haklı olarak davasını is- tediği şekilde halledecektir. Uyanış «ideoloji» si yaratan, bir zamanlar dostça elini uzattığı milletin top- raklarında bütün mezalimile orta- ğı dirilten; kuvvetin ve iradenin kendine imzalattığı muahedeyi in- kâr edemese bile, unutmuş görü- nen bir «Fransüentin, bütün icraa- tında, serahatle görülebilirdi. Fakat' Ne çüpi ki Türk oentele- tetüeli Fransız!» o kelimesinin manâsını, insaniyetçi Fransız de- mokrasisinde, üvâre Fransız Şiiri- nih cazibesinde, İransız imüte- fekkirinde Fransız sanatkârında aradı. Türk münevveri, fransız rubunu müstemlekeci Garo, dan evvel fransız kültürünü yaratan- ların şahsında tanıdı, sevdi. « Hukuku beşer beyannamesi»ni bâazırlıyanlar, sadece birkaç fransız mütefekkirinden mi ibarettir. Yoksa bütün bir Franâız milleti mif.. Bugün, pek güçleşen bu izahı, İranşız diplomatı sarih ve kat'i bir lisanla, anlatmak zaruretindeğir. İspanya faciasında, bütün Av- rupayı insanlığa çağıran demokrat Fransa nerde £.. Fakat, daba evvel biz izah edelim ki, müstemlekeci Garo'nun ümrine bırakılan *Hatay davası» Fransanın gürültücü demokraâişin- den, çok daba sarih, şübbesiz ve emin bir demokrasinin davasıdır; Türk demokrasisi.. Fransız dip- lomstı, şu hakikati, kendi ken- dine izah edebilecek kadar, zekâ sahibidir : Türk Demokrasisi Ataturtün eseridir, O, bu muazzam eserinde, en küçük bir noksan bile görmiye tahammül etmez. Fransız diplomatı, bu noktayı görecek kadar zekâ sahibi değilse, biraz olsun hafızasını yoklasın., Yakın tarihteki, hâdiseleri hatırlı- yabilsin, kâfi!.. Hatırlasın ki, Ata- türk bu davanın peşindedir. Ebedi Şefin davası, Akdenizin bu güzel kıyısında, tahakkuk et- miş, ebedileşmiş, bir imkân olarak kalacaktır.