SERVETİFÜNUN » BAKIRE, - Prensesler YAZAN: Gabrlete D'anunzlo ÇEVİREN Yaşar Sihay Greta Garbe | Âşık mı oldu? İsveçli yıldız, Greta Garbo, hafazı mehremiyetini mu aya, en ziyade muvaffak olanlardır. Fakat, son. zamanlarda artistte bir takım gayntabii haller, görül- miye başlanmıştır. Sana n y&- kın tanıdıkları, ondaki bu küçük krizlerin, yeni bir aşka işaret ol- duğunu, tahmin etmektedirler. Fakat, şimdilik kat'i bir hük- me varınak, imkânssdır. Çünkü, greia mmlaşilmaz bir kadındır, gibi olduklarını seziyordum. Her üçü de birlikte yürüyorlardıu Fakat asla terenüğm etmiyorlardı. Yalnız. bazen, kapalı kalmış ve tatmin edilememiş olan ruhlarından ko: Na. 2189—49$ pan ve, bir esans terkibini gndıran göz yaşlarını dökdüklerine seyrek seyrek şahit oluyordum. Zira, onları tanıdığım ilk saat tenberi, bir zulmet :kubbesinin başlarına çökmüş olduğunü, onlara azab ve korku ile birlikte hasta, harab olma zamanlarının: yaklaş- tığını bile insafsızca ihsas ettiğini bana hareketlerinin, jestlerinin ve konuşmalarının ifale etmekte ol- duğu ağır manaları, kendileri de ta derinlerinden gelen bir kuvvetin sevkile inkâr etmek istiyorlardı. Adeta, son baharda olgunlaş mış iri meyvelerin ağırlığı ile eği- lerek, kırılacakmış zannını verep meyve ağaçları gibi, onlarda, ne günahlarını tartmasın; biliyor, ve ne de, itiraf edebliyorlardı. Hasretle şişmiş dudaklarından, sırlarının en ufak bir izi dahi sezilemiyordu. Lâkin, ben bu izleri sezmekde ge- cikmemiştim. Çünkü, çıplak ve güzel ellerinin damarlarında kay» naşan hararetli kan apcak bunu bana fsıldamışta. Fasiletin reçetesi datma rüya ve boş ümitlerle dolu olacaktır. Leonardo Da Vinci Onların beklemekte oldukları asaletle dolu bahçeye vardığım vakıt - evvelce tahayyül ettiğim gibi - her tarafın daimi şiir ışık- larile aydınlandığını sanmıştım. Dört etrafı uzun zamandanberi görünmeyen ve, bügün olgunlağ- mış bir erkek olan eski dostlarını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Bu gelepek olan dost, onlarla hem ayni yaşta, ve hem de onların ki kadar eski ve meşhur bir asalet unvanının sahibi idi, Her üçü de eyni derecede o &#abırsızdılar. Bu yolcunun geliş haberinin vermiş olduğu sevinçle, o asnelerdenberi ümitlerini kesmiş oldukları bayatı, yeniden teneffün edeceklerdi. Bel- ki de, bunlardan her biri kalpleri- nin en gizli köşesinde tahayyül etmekte olduğu bir kocaya kavu: şacaktı. Onları sız ve karanlık evde, çılgın annelerinin birer hükümdar- mış gibi, geniş aynaların boşluk- larını doldurmak için, dizmiş ol- duğu bir çok ezizlerin tabloları karşısında, ellerini birbirine kilit- lemiş meftun birer aşık gibi gö-