30 HATAY İSTİKLÂLİ KATİ NETİCEYE VARDI — Başı 22 nci sayıfasında — Delbos, konseyin Sancak mese- lesini kat'i surette halledeceği bu sırada, yorulmak bilmez bir feda- kârlık gösteren raportöre, eksper- ler komitesine ve onun reisi Bour- guin'e ve nibayet müşahidlere şük- ranlarını arzetmek ve Milletler Ce- milyetinin ve onun usullerindeki müessiriyeti ehemmiyetle kaydet- — istediğini söylemiş ve demiç- «Mesele nazikti. İki dost dev- let arasında, bir ibtilâf mevzuubahs idi, Öyle bir ihtilâf ki bu iki dev- letten biri Milletler Cemiyetinin kendisine verdiği mandanın ifasile müteahhid bulunuyordu. Milletler Cemiyetinin usulleri, bitarafane bir tarzı helinin garan- tilerini temin eviemiştir. Milletler Cemiyeti kendisinden beklediğimizi yapmıştır Bir Könmümiktide Fransa, siyasi bir sureti tesviyeye muvafakat et- mişti, Çünkü bunda Fransiz - Türk dostluk münasebatının bir inkişaf buhranını görüyordu. Bu sureti tes- viyeye, statünün ve anayasanın tan- ziminden başka Sancak ve Suriye- nin hududunun garantisi hakkında bir Fransız - Türk anlaşmasının ak- dini de derpiş ediyordu. Diğer metinler hususunda, bun- ların tanzimi Pransa ile Türkiye- nin Suriye ve Lübnan istiklâline taraftar olan noktai nazarlarındaki birliği göstermiştir. Binaenaleyh bu tarzı tesviye Fransa ve Türkiyeye - aralarındaki dostluk bağlarını &ı1k- laştırmak ve Milletler Cemiyetinin idaresi, altında halisane teşriki me- sailerini teyid etmek fırsatını vermiş oluyor. Mısır'ı kabul ederken Tevfik Rüştü Aras, memleketinin Akdeniz gtatükosuna bağlılığını hatırlatmış» tır. Sancak meselesinin halli Fransa Türkiyeyi yakın şarkta sulhun ida- mesi busugunda birleğtirmekte ve bu suretle Fransanın Suriye ve Lübnanla imzaladığı anlaşmalarla giriştiği eseri tamamlamaktadır. Ayni zamanda Türkiye ve Su- riyeye bağlı olan Fransa, meseleyi konseyin hakemliğine bırakmak &w- retile, Suriyenin menfaatlerini mü- essir bir tarzda korumuş ve Mil- letler Cemiyetinin snih eserine yar- dımda bulunmuştur. Doktor Rüştü Araâ, 8öZ alarak demiştir ki: SERVETİFÜNUN — «Gerek memleketim gerekse şah- sım hakkında söylediği güzel sözler- lerden ve ifade ettiği dostluk duy- gularından * ki bunlar bizzat kendi hislerimizin tam bir makesidir- dolayı dostum Delbos'a teşekkür ederim.? Söylediği nutukla bu hususta beni de Konseyde izahatta bulun- maktan vareste kıldığı için de ken- disine minnettarım, çünkü ifade ettiği noktai nazarlar bizim görüş- lerimize de tamamile tevafuk et- mektedir, Dostum Sandler'e eksperler ko- mitesine ve onun reisine başarılan faydalı işten dolayı yaptığı teşek- kürlere hararetle iştirak ederim, Bu işi kolaylaştıran Konsey aza- larına ve bilhassa herkes için mem- nuniyet verici bir sureti tesviyeye erişilmesi için tavaasut etmek lüt- funda bulunan Fransa ile Türkiye- nin müşterek dostları olanlara da keza minnettarım Bu meşelenin balli, iki memle- keti birleştiren dostluk bağlarının takviyesidir ve Türkiyenin bir top- rak parçası üzerinde bu mıntakada statükoyu ve sulhu müdafaa için Fransa ile ittifak etmiş olduğunu tebarüz ettirmekle bahtiyarım Fransa ile Suriyeye samimi dost luk bislerile bağlı bulunan Türkiye, elde edilen neticeden gerçek mem- nun olacaktır Teşekkürlerimi bizimle en kıy- metli mesailerde bulunan Milletler Cemiyeti genel sekreterile arkadaş- larına da arzetmezsem iptidai bir vazifede kusur etmiş olurum.» Eden, geçen Kânunusanide edi- len prensip aulaşmasında dolayı memnuniyet beyan etmiş ve fakat daha bir takım müşkülâtın mevcut bulunduğunu kaydeylemiş olduğu- nu hatırlatmış ve demiştir ki: «Bugün bu müşkülât çok şükür iktibam olunmuştur. Bu neticeyi eksperler komitesinin yorulmak bil- mez gayretlerine ve bilhasa onun İngiliz azasına, iki alâkadar tara- fın gösterdiği uzlaşma zihniyetine ve raportörün meharetine borc- luyuz.» Mumaileyh bütün ungurların ma balii menfaatlerinin korunmuş ol- masından dolayi bahtiyarlığını be- yan etmiş ve yeni rejimin muvaf- fak olması temennisinde bulun- MD Litvinof da memnuniyeti izhar etmiş e demiştir ki : «Rusyanın kendilerile bilhassa kuvvetli dostluk bağlfârı bulunan iki hükümet tarafındap büyük bir No. 2128—443 Ey gönlümde günlerce Bakire Gönüller radığım sevgiliye - uran sevgili! Bir aşkı kekeliyor dinle, başl dili: ; Bir tesadif eve seni gördükten sonra, Gözyaşile yadını bazan ördükten sonra; An oldu içimdeki aşkın sesile coştum, Gün oldu şu muztarip ruhumla sana kagir Kalbimde kanadıkça âh, güller gibi günler, Ne çağ çözülür dedim, şu bakire. gönüller?, Bilsen, gönlüm p kader “cikti, o kadar dar; Açmaz sanırım onu, senden başka anahter!, Nasıl mütahassintim, bendimden ai taşa | Kaldığım zamanlarda ah, seninle başbaşa. | Umduğum ruya, gerçek oldu diye çılgındım; Heyecanla titredim, belecanla çırpındım.., Kalbimi deşmeden, o dedim beni anlar da, Sükütumla Ker derinleşen anlarda, Bilmem neyi duyar, ne sezerdim hislerimde Ki kalkıp gitsem takat bulmazdım dizlerimde ay böyle müfrit değilim, -bilmem A u kadar yanıp tutuşmamıştı Kerem! Bilmiyorum kalbimi nedir Karşında burkan, ensiz de alevlenir neden kalbimdeki kan?. Hep seni duysam diye köpürerek taşarım; Akmıyor steşlerim, yakmıyor gözyaşlarım... Ağlamaktan ne çıkar, tutuşmak gi yarar? Bu mu aşkın mânâsı, sorarım sana, ey yâr? O kader âciz misin gönlümü çözmek için? O kadar hasta mıyım ben seni üzmek için?. Kalbini ki, oh, buldum benimki kadar hisli ai bir aşktır bu; ne çıkar kalsın gizli âşık olmasa, gönlüm ezelden âşık! Dudaklar bileme ai sre N > aldi e il ellik sos Oğus Turgud Yaylâlı muvaffakiyet kazanılmıştır. Bu ayni zamanda Milletler Cemiyeti ve biz- zat sulh davası için de bir muvaf- fnkiyettir.» Sovyet Hariciye Komiseri bu muvafiakiyetten dolayı Delbos, Tevfik Rüştü Aras ve onları mesai arkadaşları Vienot ve Menemenci- oğlunu tebrik eylemiştir. Sandler, vazifesinin ekâperler komitesini omegaisile kolaylaşmış olduğunu söylemiş, Fransa ve Tür- kiyenin gösterdikleri uzlöşma zih- niyetinden takdirle bahsetmiş, hak- kında söylenilen sözlerden dolayı çok mütehassis olduğunu beyan etmiş ve «raporun kabulü Sancak meselesinin nihai gureti tesviyesini teşkil edecektir» demiştir. Konsey reisi de Türk ve Fran- sız hükümetlerini ve Mi ko- mitesi azasını tebrik etmiştir. Delbos; Fransanın raporda gös- terilen sureti tesviyeyi ve bu sureti tesviyenin kendisi için tazammun eylediği hususi taahhüdleri kabul eylediğini beyan etmiştir. Tevfik Rüştü Aras, ayni beya natta bulunmuştur Reiş rapoftım kabil edilmi bildirmiştir.