28 SERVETİFÜNUN Altes Abdullahın İstanbulda alınan resimleri e . . Bir Fikir Birer muhbir, birer filozof olan bizim muharrir. lere bir mezhep vazetmek haddim değildir, fakat şu ikide birde dillerine doladıkları insaniyet mefhumu var, mantık yürüterek, bu toplar, bu bombalar, bu tayyareler, bu zırhlılar neriye gidiyor insaniyetin üstüne mi diyorlar... Fakat düşünmüyorlar ki hangi insaniyetin üstüne? Hudut boylarına yerleştirilen havan toplarının tünel gibi uzanan borularına mı, yoksa bir karış arz için sırtlanlar gibi saldırmağa hazır tanklara mı insani- yet diyorlar... Bpice ölmüş olan bir filozof şairimiz Çelebinin dediği g le Ce ——— bu üç unsur Na kabil tefrik © Kaç yıldır pine Bm mamur Mamurelerin her biri bir türlü harabe, Şair Çelebi, galiba metafiziğe mevzu olan bu üç unsuru filozoflardan Si dinlemiş, fakat bir de gör- müş ki, vukuat pe Bugüukü erinin ise şeniyeti hâlâ görmü- yorlar.. Bu arkadaşların dikkat nazarını iki noktaya bilhassa çekerim., Bir defa müşrik kadar biz de insani» yetciyiz. Mehmed Emin gibi heyecanlı Türk gairleri; Vur Türk vur kemikten taslarla şarap yerine Kanını içmek istiyenlere vur diye haykırmışsa, bir diğeri de: Bir kişimiz yetiyor o saralı ordulara Düşmanlar imdaldı dönmüş Okyanuslara Demekle insaniyetsizlikleri istintaç edilemez. Fa- kat bizde şair Çelebi gibi insaniyetin yer yüzüne henüz inmediğini, arz üstünde patlayıp duran bom- balurdan ebediyen ürktüğünü biliyoruz. Binaenaleyh henüz mücerridat ve sergüzeşt peşin- de olan insaniyete değil, milliyete güvenebiliriz. Amerika misyonerlerinin kıt'alar dolaşarak vâiz et- tikleri insaniyete değil, ancak ihâaslarıza inanabiliriz... Biliriz ki bir vehime rabtı kalp edersek, ufyklarımız. da insaniyetin jeplinleri uçar Arkadaş sana hitap ediyorum!. mz iü di biz cihenı insaniyete kavuşturmak için çok ragini. Asırlardır ergenekon çocuklarının kanile, aralar bu- nun iğin böyadık, peygamberlerini, dinlerini bil mü- No. 2128—d441 Şarki Erdün Emiri Altes Abdullah Ankarada Ankarayı ziyaret eden Şarki Erdün Emiri Altes Abdullah, is- tasyonda Başvekil, vekiller, Riya- seticümhur yaveri Celâl ve daha birçok büyüklerimiz tarafından istikbal olunmuşlardır. Altes şehiri gezdikten sonra Ankara” Palas oteline vararak istirahate çekil- mişlerdir. Âltes Abdullah bundan sonra Reisicümhur Kamâl Atatürk tarafından kabul edilmiş ve Ata- türk bu ziyareti bilâhere Ankara Palas ötelinde Altes'e iade etmiş- lerdir, Gece aziz misafirimiz şere- fine bir suvare verilmiş ve Ata- türk bu suvareyi şerellendirmiş- lerdir. Maibaanuıza gelen eserler: ÜSTADIN ŞAİRİ Şair Hüseyin Siret, neslinin büyük romancıtı Ha- lid Ziya Uşaklıgilin ö5nci san'st yılı münasebetile üstada ithafen bu isimde uzun ve güzel bir şiir yaz- mış ve zarif bir şekilde baatırmıştir. 7,5 kuruşa sati- lan bu ince şiir hâtırasını karilerimize tavsiye ederiz. YENİ ADAM Başladığı yolda büyük bir azimle yürüyen ve her gün biraz daha tekâmül eden bu fikir ve san'at ga- zetesinin son #ayısı zengin mündericatla intişar etti. Bu sayıda İzmail Hakkı Baltacloğlunun « İmtihan Meselesi » isimli başmakasesinden başka, Hüseyin Avni, Hüsamettin Bozok, Adnan Cemil, HI. Ciritli, Niyazi Remzi, Dr. İzze ttin Şadan tarafından yazılan muhtelif yazılar, fıkralar, anket, kısa tedkik ve ten- kitler v.s. vardır. AR Bu nefis san'at mecmuasının 5önci sayısı intişar etti. Busayıda «Abideler Meselesi» başlıklı bir maka- leden başka, resim, heykel, arkeoloji bahislerine git çök enteresan yazı ve resimler bulunuyor. ÇIĞIR Ankarada intişar eden Çığır mecmuasının son #â- sında şu imzalar bulunuyor: Hfizı Oğuz Bekata, Celâl Bayar, Dr. Ziyaeddin Fahri, Cemil Sena Ongun, Hüseyin Namık Orkun, Şevki Berker, Halil Sezai, v.8. dafan edemiyen milletleri biz e ettik. İnsani- yet için Galiçyaya kadar karakurum erlerini saldık, fakat kendilerine bu kadar baktığımız insan sürüleri, arkamızdan köpek gibi uludular.. Arkadaş artık aldanamam, insaniyet namına atil- madığım savaş kalmadı.. Altaylardan Alplara, Alplardan Galişyaya oradan Dumlupınar İnönüne sürdüğümüz zafer atları, bu ay yıldızlı ün bayrağı, dalgalandıra dalgalandıra, ilelebet beşeriyetin önünde gidecektir. Biz insaniyetin üstüne değil, yıldızlı semaların altına, insaniyet için gaye olan muazzam hedeflere gidiyoruz. İzzettin Mete