No. 2126—441 Bu cd«ü N KÜLE R UYANIŞ 413 SÖYLÜYOR İsmail Safa Esgin: «Hep beraber girin bisan arıyoruz!» diyor İsmail Safa Esgin — Niçin yazarsınız? — Duygularımı, düşüncelerimi yaymak için. — San'at hayatımızda ne yapmak istiyorsunuz 1 Ha- gırlamakia olduğunuz veya tasarladığınız ne var? — San'at hayatım yoktur. Vazife ve geçim haya tının zorlu, sayısız meşakkatleri arasında eylence, ya” zı, okuma gezinti ayları her senemi üçeray üçer ay paylaşırlar. Medenilik, felsefe ve insanlık taşıyan yazılar yaz- mak isterim. Hakikat, tasavvuf “ve telsefe kitabları arasında değil, cemiyetin ıztırabını paylaşması lâzım .gelen yoksullardadır. Hazırlamakta olduğum iki eserim ar: <Ayna kırıkları», «Susuzluk ateşleri». Ayna kı- rıkları sonbaharda çıkacaktır. Tasarladığını söyliyen bulunür mu ? San'atkâr yaşanılan hayatın seyrini bi- teviye değiştiren hâdiselere tabidir. Hâdiseler san'at- kâra ne nisbette müegsir olursa, o nisbette eserinde değişiklik yapar. — Bizde ve garb edebiyatında en fazla sevdikleriniz kimlerdir 1 — Garp edebiyatını iyice tanımış olsaydım en fazla sevdiğim eser sahiplerini kolayca tasnif yap- manı gene mümkün olmazdı zannederim. Aradan engelleri atınca şiir ve tiyatro yazmaktan sevdik- lerim; Abdülhak Hâmid, Nâzım Hikmet, Tevfik Fikret, Ahmed Hâşim.. Saydıklarımdan daha fazla tercih ettiklerim şiirin lisanını arıyanlardır. Hep beraber arıyoruz. Söylen- memiş sözden ve benzemeyişten başka ne bulursak. — Bugünkü nesil içinde beyondiğiniz ve yarın ya- şıyacak olanlar kimlerdir ? Beyendiklerimi söyliyemem, yarın yaşıyacakları saymak kehanetinden beni mazur görün.. — Bizde yerli bir edebiyal varmı? — Xerli edebiyat olduğu gibi Türkçesini iyi bilmeden Fransıca eser, makale yazan hikâyecilerimiz ve onlara benzerlerin bize getirdikleri yabancı majl- zeme de var. — İstediğimiz edebiyat garb tesiri altında mı olmalı- dır, yoksa başlı başına bir milli karakler mi taşımalı? — Edebiyat damızlığına ihtiyacımız yoktur. Garblı yaşayış itibarile bizden ileridir. Yaşanılan hayatı ede- biyat çerçivesine sokmak san'atı itibarile değil, ka- rakterini kendi muhitinden almıyan bir edebiyat ka- rakter taşıyamaz. Ve barındığı cemiyetin karakterini taşıyamiyan edebiyat da ne milli olur, ne barınmak istediği kütleyi millileştirir. — Edebiyatımızda bir hareketsizlik var mı? — Hem ne hareketsizlik, suikaste uğratılmış gibi. On iki sene evvel Maarif vekâletinin binlerce lira yardımı ile çıkan Hayat mecmnasının kolleksiyonları meydanda, bugün yüz defa mükemmel çıkarılamaz mı? Edebi, büyük hareketler için büyük yardımlar lâzım- dır. Ferdin sermayesi ile iş yürümez. Geçen hafta bana takdim edilen bir zat bugünün birçok genç imzalarını hiç tanımadığından ciddiyetle bahsetti, şa» şırdım. Bana gelince, ilk kitabım olan Zindanı beş sene evvel okumuş yakın zamandanberi kolleksiyon» larına Kurun gazetesini muntazam ilâve etmek teşa- difile külliyatımızdan bir miktarını daha kütüphane- sinde bulunduruyormuş, fakat üç sene evvel çıkan damlalarımdan bihaber, — Yerinde sayan kimlerdir ? — Yerinde saymak eser vermemekde değildir. Şahsın verdiği eserler &rasında her hangi bir şekilde olursa olsun terakkiye dair seviye farkı bulunmama- aındadır. p 4 Bedbinlik Var düşüncelerimde.. ne bir ümid nebzesil. Koşup da yaslanacak, nede bir desteğim var. Dertlerim tesellimin çeşd çeşid mezesi, Kafam artık daraldı sarhoş masası kadar... Yaşamak ızturabın her lâhza kucağında, Baş yerde, gamlı gamlı ve her akşam dolaşmak. Herkesin saadeti gülerken dudağında, Benim niçin neş'emin yüzündeki bu yaşmak?., Bu benim hayatımdır eksi sedalar gibi Bir hayat ki tanımaz emel ve neşe Di Vefasız bir sevgiyi ören sevdalar gi Bitmiyen çözülmiyen kör düğüm bir iledir 1. Ruşeni Unan