No. 2102—418 — Sizinle tamamile samimi olmak isterim, dedi. Ben, cevabınızı beklemeden, bile bile Nev- yorktan kaçtım. Size telgrafımı henüz gönder- miştim ki, ifadesi mümkün olamıyan bir kor- kuya tutulmuştum, Size karşı itirafatta bulun- maklığımın icap edeceğinden şüpheleniyordum,. Çünkü, öyle şeyler vardı ki, bunları hiç bir şekilde izah etmek mümkün değildir. İşte bunun içindir ki karşınızdan kaçtım. Eğer bugün sizi görmek istediğim halde görememiş olsaydım, şimdi şu konuştuklarımızın hiç birini konuşa- mamış olacaktık. Her halde, bizzat kendi ken- me itirafatta bulunmak için gene sizin varlığı- nıza ihtiyacım vardır... Dostum mes'ut değilim... çok bedbahtım... Ve şimdi sizi niçin çağırdı. gımı anlıyorsunuz. Mur, şaşkın bağırdı: — 'Tatyana! Hiddetini, yaralı gururunu ve hürmetini unutuyordu. Başınıza ne gibi bir fe- lâket geldi? Size ne oldu? Buna kim cesaret edebildi ? Gözleri çok açık olarak, 'Tatyananın yolu üzerinde bulunacak olan herhangi bir kimsenin boğazına atılmak arzusunu ifade ediyordu. Genç kadın, hafif bir tebessümle devam etti: — Evet, size herşeyi tevdi edebilirim, Fa- kat ötekini, berikini ittiham etmekten ne çıkar? Bunların hepsi kaba ve adi insanlardır. Hayat onlar için bir işten başka birşey değildir. Ka- zanıyorlar, harcıyorlar ve eğleniyorlar... Hepsi bundan ibaret! Mur, ıztırapla sordu: — Peki, bu gibi işkencelere katlanmak ne- den icap ediyor? — Hiç şüphesiz, izdivaçtan hayır görmemiş küçük bir köylü kızı gibi annemin yanına dö- nebilir, yabut ta bir aile içine mürebbiye sıfa- tile yerleşebilirdim. Fakat, Tanrının bana bun- dan başka daha birçok şeyler göstereceğini zan- netmekte israr ediyordum. Niçin beni kadın ya- ratmıştı? Acaba dünyayı erkekler için mi halket- mişti? Bana kalırsa, öyle zannediyorum ki, hayat, her bir erkeğin arzusunu ve zevkini al- &n diye icat edilmiştir. Hatta bu arzular bazan okadar kaba ve okadar adi ki... Deniyor ki, kadın erkekle müsavi dere- ceye gelmiştir. Evet, fakat kadınlığı bırakmak şartile” Zira eski bir masala nazaran, kadınlık bizleri göğe çıkarmalı ve ebedi olmalıdır den- miştir. Eğer bu kadınlığı tercih ederseniz, dün- ya üzerindeki hayatın zevki kovuldu, demektir ki, artık ondan sönra herşey açık, muhtasar ve UYANIŞ ” 3I Toroslara Ben size kavuşmadan ne kadar büyüktünüz, Arzı kanburlaştıran tartılmaz bir yüktünüz. Yeşil etekleriniz serilmiş bir halıdır. Heybetiniz gönlümde ince bir çam dalıdır. Sonsuzluğa vurgunum, inanın, sizin kadar.. Size yoldaş bir gönül, sevgi dolu kalbim var. Gene göğe yükselip sarınız bulutlar. Allaha yakın görmek isterim mabutleri. Hamid Salih Asyalı adeta bir kasa defteri gibi muntazam olur. Hiç bir gün aldanmadan geçmez; her adımda ıztırab çekilir. — Hayatın bu iklimi benim için çok sert ve çok soğuk, aziz dostum... — Peki güneşli bir iklim bulunamaz mı?, — Bilmiyorum ve çok üşüyorum. Biraz s1- caklık için her türlü fedakârlığa hazırım. Fa- kat şunu da nazarı dikkate almalıdır ki, inşan ber gün günah çıkarmakla meşgul olmez. Ya- şamak lâzımdır... Bunun için de, az uzun bir istirahate çekilmeli veyahut göz kamaştırıcı bir ihtişama bürünerek herkesin arzusunu cezbade- cek bir şekil almalıdır. Mur, bütün bu kelimeleri bir musiki dinler gibi dinliyordu. Daima ihtiyatlı olan Tatyana acaba, böylece, genç adamın vaktile cesaret ede- mediği bir teşebbüsü teşci mi ediyordu? Glano- run eğer 'Tatyanayı seviyorsanız niçin ona mü- essir olmadınız? gibi sözlerini hatırlıyor; fakat kendisine tam bir kanaat gelmeden evvel biraz daha karanlık içinde kalmek istiyordu. 'Tatya- nanın aradığını verebilirdi. Ona aşktan daha güzel ve daha kıymetli bir şefkat verebilirdi, Bununla beraber, bütün varlığını kaplıyan Sa- adeti daha iyi tadabilmek için sabrediyordu. Uzun bir süküttan sonra, sözüne başlamakla düşüncelerini kısmen ortaya atmış oldu; — Uzun bir istirahat ve mütemadi bir debdebe haricinde üçüncü bir imkân yok mudur? — Filhakika bu üçüncü çarei hâl için karar verdim. Zira kendimi uzun bir istirahat için henüz çok canlı ve nihayetsiz debdebe için de çok yorgun hissediyorum. İşte bunun içindir ki, tiyatro hayatına girdim. Mur, şaşkın bir halde susmuştu. -— Bitmedi — | ü