Hikâye Gecenin mehtabjı sinesinde kaynayarak, cogarak bir çok tatli nefba ve kahkahalarla fışkıran eğlence gürültüleri var. Köşklerinin behçesi bu gece ruhları okşayan gihirli bir güzelliği göğsünde taşıyor; lâmba- lar güzel kızların, güzel kadınların ve bunların et- rafında kalplerini dalgalandıran erkeklerin üzerlerine sevgi ışıkları serpiyor; binlerce kalp heyecan ve &a- adetle eyleniyor... Bilmiyorum.. Düşünemiyorum. Ben de kendimden geçmiştim. İçkinin ateşlediği kafam, iki yıldır kalbi- min gizlediği heyecanlur: sanki duymayan gamez bir arkadaş olmuştu... Müzik şehvi bir titreyişle ellerdeki viski, şampunya kadehlerini masalanı üzerine bıraktırdı; baygın göz- ler sevdalı bakışlarla birleştiler ve hepsi çemenlerin üzerinde mesudane dönmiye başladılar! Ne güzel bir gece.. Ne güzel heyecanla geçen dakikalar! Fakat ben; ıstırap içindeyim. Kıskanıyorum... Onu bu gece ne kadar güzel görüyorum. Herkes müziğin oynak nefhalarına kapılarak birbirlerine gönüllerindeki sırları ifşa ederken ben, ağlamak istiyorum. Tahammül edemiyorum... Kıskançlık,. Bu ne bü- yük ıstırap... Müzik tango çalıyor. Çiftler gülüşüyorlar... — İh- tiyarlar bile — Bütün bu gürültüleri, eylenceleri durdurup başk» larının kolunda ben gibi müteessir dönen sevdiğim kızı düşünüyorum, onun bu teessürünü bilen varmı, diye sormak istiyorum. O neden müteessir | Susunuz., susunuz ! Ruhumda manâsını anlıyama- dığım boğuk bir gürültü duyuyorum. Etratımdakilere - içimden - duymadınız mı? diye 28 SERVETİFÜNUN Yakalanan Sevgili No, 2103—417 Niyazi Acun haykırmak istiyorum. Ve onların da anlayamadıkları bu gürültünün ne bir rüzgâr, ne İstanbulun bozuk kaldırımlarında evine gece dönen tekerlekleri lâstiksiz bir araba gürültüsü olmadığını söylemek istiyorum.. Heyhat! Fakat.. Sesimi duyurmak istediğim herkes, meltem rüzgârlarını yiyen mavi gular gibi nlüzikle dal- galanıyor. Neşelerinin bu sesimle nihayet bulmasını kat'iyen arzu etmiyorum. Gençlik, sevgi, aşk, müzik birleştiği vakit sabahlara kadar yorulmadan, kızgın saat Lili 2 ye arkasında koşmaktan kendini alam Kendi kendime konuşurken yine içimden : Sus nuz, bu korkunç gürültü, deminki sessizliğimi tekrar parçaladı; mavi gök yüzündeki yıldızlar bu aksi sa- dayı bana tekrar iade ettiler; lâkin bu sefer ruhuma akseden ses eskisinden daha yakın, daha bariz Gene onun hayallerine dalıyorum. Brat: Bi, Perihanı seviyorum; fakat bir gün ona aşkımı ne bir söz, ne bir gözle anlatmamıştım. Onu tam iki yıldır günden güne fazlalaşan bir kalp arzusile seviyorum. Sevgim kalbimden taştıkça onu görmiye değil, onun ismini bile duymıya tahammiil edemiyorum. Bu cesa- retsizliklerin ruhumda huşule getirdiği garip düşün- celer beni daima ondan uzaklaştırıyordu Kalbimdeki kan ruhumu yakıyordu. Bu cesnret- sizliğimin Içinde bir gece, işte bu köşke, Perihanın annesile, babasını köşkten çıktıklamnı gördüğün vakit... Ah! Burasını fazla düşünemiyorum. Evet, evden çıktıklarını gördüğüm vakit. zifiri karanlık bir « gecede adetabir hırsız gibi - adetası fazla - evlerine girdim. Odada piyanosunun başında bir aşk melodisi çalan Perihan: görünce, bütün vücudum titriyordu. O evlerine annesinin, babasının evden uzaklaşmasını görerek giren beni görmüş olsa kim bilir ne acı çığ- lıklarla bağıracak ve beni bu bağırışlarile polise tes- lim edecekti. Bir Alman lisesinde Kız talebe idman yapiyor.