356 SERVETİFÜNUN ya ep PEK RE TF No. 4097 — A7 Tiyatro Mevsimine Girerken 1936-37 Tiyatro Sezonu, Diğer Senelere Nazaran çok daha Zengin Olacak! VAV lekenin, İ Büyük San'atkâr, Rejisör Ertuğrul Muhsin Her mevsimin kendine göre başka başka zevkleri, eylenceleri vardır. Daima yeniyi ve başkayı arıyan insan, zevklerinde, alâkalarında, arzularında mütemadi değişiklikler bulmak ister. Bundandır ki, kafasıyla çalışan şehir adamı için, her mevsim, yeni bir hayatın başlangıcı sayılır. Yorulan dimağ dinlenmek ihtiyacındadır. Bu dinleniş, muhtelif mevsimlerde, muhtelif şe- killerde tezahür eder. Yazın, bir plâjın kumla. rına uzanirken nasıl sonsuz bir haz duyatsak; kışın da, bir sinema salonunda, sevdiğimiz bir yıldızı alkışlamaktan, bir tiyatro san'atkârının telkin eden sesinde bütün bir hayatı bulmaktan, aynı zevki tadarız. Şehirde, kiş aylarının başlıca eylenceleri, balolar, sinemalar ve bilhassa tiyatro ve kon- serlerdir. Bunların içerisinde de en başta tiyat- royu saymak icab eder. Çünkü, tiyatro sadece bir zevk vasıtası da değil, ayni zamanda bir terbiye mektebi, sosyal bir kıymet sayılır. Her gün etrafımızda gördüğümüz gülünç veya zavallı tipler, cemiyet hayatının acı tarafları, binbir zaaflarımız, hepsi hepsi, hakiki bir tiyatro ese- rinde karşımıza dikilirler, sosyal görüşlerimize kuvvet verirler, Bu bakımdan, tiyatroyu güzel san'atların en faydalısı olarak, kabul etmek 1â- zım gelir. Bir romanı belki ancak birkaç yüz kişi okuyabilir, oysaki o eseri bir piyes haline getirsek, sahnede binlerce kişi tarafından seyre- dilmek imkânını bulur. Dostoyevsky'nin meşhur «Cürüm ve Ceza» sının roman halinde, Türk- çede henüz bir tercümesi mevcut değildir. Hal- buki, bu eser Şehir Tiyatrosunda temsil edildikten sonra, birçok münevverler üzerinde kuvvetli tesirler bırakmıştır. Bütün bu mukaddemeyi yaptıktan sonra, bu kış İstanbuldaki tiyatro faaliyeti hakkında da, okuyucularımıza malümat vermek istedik. Evvelâ şunu söyliyelim ki, şehrimiz bu sene, gerek Şehir Tiyatrosunda, gerekse Halk Opere- tinde çok zengin bir repertuvarla karşılaşacaktır. Bir aydanberi temsillere başlamış bulunan Şehir *Tiyatrosunuu, yeni sezonu «Makbet> gibi, dünyaca tanınmış büyük bir san'at hârikasile açışı ve bu eserin Türk sahnesinde kazandığı muvaffa- kiyet te, bunu ispat etmiyor mu, zaten?.. Ân- cak, bu eserin, senenin ilk piyesi olması, bir- çok kimsenin, bu arada bilhassa sayfiyede otu- ranların görememesile neticelendi. Hiç değilse, mevsim nihayetinde «Makbet» in yeniden birkaç gün daha temsil edilmesini, bu bakımdan fay- dalı buluyoruz. Şehir Tiyatrosu şimdi mevsimin ikinci eseri olarak Saint-Georg De Bouhelier'den Bedrettin Tuncel'in çevirdiği «Bir Kadının Ha- yatı» nı oynuyor. Bu yıl içersinde sahneye ko- nacak diğer eserlere gelince: bunların içinde, Ra kiş Şehir Tiyatrosu San'atkârlarından Feriha