m Beklerken .. 1 Dallar titreşiyorken ılık yelin kolunda, Ben, ıssız bir tepenin ağaçlıklı yolunda Her gün buluştuğumuz kıyıya akıyorum... nu Körpe tenli bir kumru demçekerken eşile; Sularda altınlaşan şu akşam güneşile Sana alışmak için gönlümü yakıyorum... III Gümüş ıhlamurların gölgesi ara ara; Yolun tam kıvnmından çıkan karaltılara Belki gelirsin, diye ümidle bakıyorum... IV Azalınca kumsalda denizin nefesleri, Kesilince yollarda, saklı ayak sesleri; Sevgi dolan içimi ufka bırakıyorum! SERVETİFÜNUN 4-V11-1986 Mehmed Hulüsi Dosdoğru Çoban çocuğu, arzularını dünya üzerinde en güzel şeylere götüreceğim. Nathanağl, dudaklarını yeni bir susuzlukla alevlen- direceğim... Ve sonra, onlara serinletici kadehler yak- laştıracağım. Ben dahi içtim ve dudakların ateşini söndüren mem- baları bilirim. Nathanasl, sana membalardan bahsedeceğim. Kayalardan fışkıran membalar vardır. Cumudiyeler altından sızanları da vardır. Renklerinin pek çok mavi oluşundan daha derin görünen membalar dahi vardır, (Siragözedeki Cyan& bu sebepten pek nefis görünür.) Mavileşmiş membalar; mahfuz fıskıyeler; sulardaki papirüslerin açılışı. Sandalımızdan eğildik : yakut sanı- lan çakıllarda mavi balıklar yüzüyordu. Zaghouanda, Nymphee'den vaktile Kartacayı sulı- yan sular fışkırıyordu. Vaucluse de epey zamandır akıyormuş hissini veren bol bir su akıyordu. Bir nehir halini alan bu su, ka- ranlıklara bürünerek mağaralar aşıyordu. Teneffüs edile- miyen bu yerlerde meşalelerin ziyası titriyordu. Bu yerlerin daha ötesinde öyle karanlık bir yer vardı ki insan orada kendi kendine: “Daha ileriye gitmek imkânsız, diyordu. Kayaları nefis bir tarzda boyıyan demirli membalar vardır. Yeşil ve sıcak suları olan sülfürlü membalar vardır. pm ge No. 2041—397 Görünüşte bunlar insana zehirli hissini verirler. Halbuki, onlarda yıkanmak cilde öyle birletafet verir ki, insan sonraları, her an cilde temas edişinde bu letafeti duyar. Sisleri, akşamlara serilen membalar vardır. Geceye yayılan bu memba sisleri, sabahleyin yavaş yavaş dağılırlar. Sazlar ve yosunlar arasında, havadan mahrum kal- dıkları için zayıf düşmüş membalar vardır. Kadınların çamaşır yıkadıkları membalar da vardır. Değirmenleri çeviren membalar dahi vardır. Bitmez tükenmez malzeme; suların fışkırışı; memba- lar altındaki suların bolluğu; gizli hazneler; çitsiz ba-. taklıklar; çatlıyacak olan yalçın kayalar. Dağlar çalılarla örtülecek; kurak diyarlar neşelene- cek ve çöllerin bütün acılığı çiçeklenecek. Yerden, susuzluğumuzu giderecek sulardan daha fazla miktarda sular fışkırıyor. Daimi surette yenileşen sular; düşen daimi buhar- lar. Şayet ovalarda sular eksilecek olursa içmek için onlar dağlara gitmeli veya yeraltı kanallarile onlara tepelerden sular yötürmeli. Girnatanın muazzam bir surette sulanışı. - Mahzenler. » Evet membalarda hari-- kulade güzellikler ve yıkanışlar vardır. Havuzlar | Havuzlar! Sizden temizlenmiş olarak çıkacağız. MembalarI Güneşin şafakta, mehtabın şebnemde yıkandığı gibi, yorgun vücutlerimizi sizin akıcı suları- mızda yıkıyacağız. Membalarda harikulade güzellikler ve yeraltına sı- zan sular vardır, Bu sular tekrar yeryüzüne vesil ol- duklarında, arzettikleri berrak manza yüzünden bül- lürdan geçmiş hissini verirlerdi. Bu suları içmek pek nefis olurdu. Onlar hava gibi solgun, mevcut değil- lermiş gibi renksiz ve lezzetsizdi. Onların farkına serin- likleri sayesinde varılır ki, bu onların bir nevi gizli bir faziletidir. Nathanağl, onların içilebileceğini sanıyor musun? Hislerimin en büyük neşeleri Giderilen susuzluklar oldu. — Bitmedi — ADANAda Türkkuşu okulu şubesinin açılış töreninden bir görünüş. Açılış töreninde hazır bulunanlar. X işa- retli vali T. Hadi Baysal ve XX işaretli general Salih. M. H. M. vilâyet merkez sekreteri Selâhaddin Okçu- nun yazdığı ve bu açılış töreninde okuduğu «Fürk- kuşumaz manzumesini daha evvel baamıştık.