«No. 2060—375 YXANIS ii gi beliren kibar bir tebessümle, Beşinci Corc bir gün avla- — Evet, gördük, haşmetpe- nıyordu. Adamlarından biri (nah. şöyle dedi: — Affedersiniz, Centilmen- İer, sizi beklettim! Kral Core, Bahriye imek- tebine mensuptur. Gemi içinde çalışmaktan çok zevk alırdı. Henüz Veliaht olduğu sırada bir gün Maltada bir gemi için- de bulunuyordu. Yüksek mev- ki sahibi bir ecnebi Veliahdi ziyaret için gemiye gelmişti. Bu ecnebi maksadını anla- tınca karşısına çıkan eli yüzü kömür tozu içinde bir genç zabit kendisine : — Korkarım ki, Veliahd şimdi görünemiyecek bir hal- de bulunmasın. Çünkü bu sa- atte gemişiçin kömür alıyoruz.» Dedi. Bu sözün manasını anlamıyan ecnebi Jâtite etti: — Öyle, öyle. İngiltere Veliahti gemiye kömür alındı- Kı sırada görülemez. Böyle za- manda Veliahdinizi pamuklar içerisine sarsanız daha iyi olur, sanarım |? Genç zabit yabancının bu sözüne gülmekle mu- kabele etti. Sonra ken- disini alarak gemiyi dolaştırdı. o Nihayet kaptanın yanına gi: rerek yabancıyı orada bıraktı. Kendisi ayrı- lap gitti. Söz arasın- sında yabanc: zat kap- tana: «Ne kadar ar- zu ederdim ki, Veli- ahdinizi bir kerecik göreyim »* o demişti. Kaptan hayretle göz- lerini açarak şöyle demişti : — Fakatşimdi sizi benim yanima getiren genç Velidahin ken- disi idil» bir aralık kendisine yaklaşarak: — Haşmetmeap, bütün vur- duğunuz kuşları ben aldım.» Dedi. Kral: — Teşekkür ederim, kaç kuş oldu?» — Haşmetmeap, onüç! — Hakikaten gariptir Hal- buki ben şimdiye kadar yalnız yedi defa silâh attım! Kral beşinci Corc, Prens dö Gal iken karısile Hindistan- da seyahat ediyordu. Yerliler, miütevazı vasıtalarile kabul res- mine iştirak etmek istiyorlardı. Bir Hindlinin beş ayaklı bir . öküzü vardı. Saf adam, bu he- diyenin böyle yüksek şahsiyet- lere pek makbule geçeceğine hükmetti. Fakat hediyesini bir türlü Prense kabul ettiremedi. Prens Core, Londraya dönünce babası yedinci Edvard seyahat intibalarını sordu. Prens, taban- sının kendisine ve Prensese gösterdikleri hürmetten ve bağ- lılıklardan bahsetti. — Pek âlâ, orada anormal hiç birşey görmediniz mi? Londra ziyaretinde: Kayzer İkinci Vilhelm, Kraliçe Aleksandra, İmperatoriçe Avgusta Viktorya, Kral Yedinci Edvard, şeref tahtı üzerinde oturuyorlar. -soldan itibaren sira ile- şereflerine verilen resmi bir baloda Kral, canı sıkılmış bir hal- de sordu: — Ne gördünüz? — Beş ayaklı bir öküz İ Bu cevap üzerine Kral kah- kahalarla gülmeğe başladı...... Kral Core, bir gün Lond- ranın en işlek caddelerinde gezerken, önüne çıken bir taksi şoförü tarafından, - şivesinden anlaşıldığı üzere - ancak Lond- ralı bir şoförün söyliyebileceği bir tarzda - küfüre maruz kal- mış. Kral, hiç aldırış etmemiş ve caddeyi geçip arabasına bin- dikten sonra, niaiyetine şu Söz- leri söylemiş i — Şimdi sadık tabaamdan biri tarafından, «menfur aptal» tesmiye edildim | Majeste, ne şoför söverken, ne de o hadiseyi maiyetine anlatırken, hiddete kapılmış. Gayet sakin davranmış. Tabii şoför yayan yürüyen bu zatin Kral olduğunun farkında de- gilmiş ! —Odecek sayıda başka hatıralar, fıkralar—