ga No. 2060—375 dü; isteksiz isteksiz dışarı çıktı. Evden beş-on adım uzaklaşmış- dı ki beyninden vurulmuş gibi birdenbire geridöndü, odaya girdi, kocımın yüzüne haykır- dı: — Madem vergi veremez- sin, karının saçlarınıda mı ve- reme2zsin ? Onun saçını hediye göndereceğim |.. ” Yanındaki adamlardan biri” ne emir verdi. Hemen birma- kas getirdiler. O lepiska ve uzun ipek saçlarımı kırptılar, Giderken mültezim, kocama döndü: — Bana bak, dedi, karının saçları uzadıkça ben adam yol- lar, kestirtirim. Ulan! Nediye somurtuyorsun | Daha ne ister- sin? Senden ne vergi alacağım, ne de âşar. Yoksa kulübeni sattırmak mi istiyorsun bana ?. Bu hale ağlamaktan başka ne yapabilirdim, yavrum ? Ağ- ladım.. Günlerce ağladım. Bir kel gibi saçsız gezmeğe de alış- tım. Ertesi sene 'Tanrı yüzü- müze güldü. Bir bolluk oldu, bir bolluk oldu ki... Mahsul alinca bütün vergilerimizi ver- meğe huzırlandık. Mültezime haber saldık. — İstemiyorum. Karısının saçinin göndersin! diye bir a- dam yollamış. Yalnız başına gelen mültezimin bu adamı zor- la evimize girdi. Kocam saçla- Tımı kestirmek istemiyordu. A- damla kavga etti. Epi dalaştılar. Fakat zebellâhi herif ne yaptı, yaptı kocamı bir kenara yığa- koydu. Hayli uzayan saçlarımı hiç acımadan, yüreği hiç sızla- madan makaslayıverdi. Ertesi gün, mültezimin ko- camı çağırtmak üzere adam yuol- uyacağını haber aldık. Kocam köyden kaçmaktan başka çare bulamadı. Çönkü yakayı ele verir verimez kendisini sürgün- de bulacaktı. UYANIŞ, Her gelişinde bir saadetimi götüren yeni bir felâket bu se- fer de en büyük sıadetim olan kocamı benden uzaklaştırmıştı. Artık fazla düşünemiyordum, kendime malik değildim. O za- mana kadar yemenimin altında sakladığım saçsız kafamı örtme- gi akil edemiyordum. Birkaç gün evvel saçlarımı kesmeğe gelen adamı evime gi» rerken köylülerim görmüşler ve dostum zannetmişler. O günden sonra köyde dilden dile gezme- ge başladım: — Eminenin evine kasaba- dan zampara geliyormuş! Kocamın köyden kaçışı zaten beni deliye döndürmüştü. Bu dedikoduları düzeltecek, hattâ işitecek halde bile değildim. Sözde hatırımı sormağa gelip de güzel saçlarımın kırpıldığını görenler: — Kocası, Eminenin eve adam aldığını duymuş ve bir daha böyle şey yapmasın diye saç- larını dibinden kesmiş!. diyor- lardı. Kocamın köyden kaçışını da gene uydurdukları benim o gü- nahımda görüyorlardı: — Karısının namussuzlu- guna dayanamamış, köylüsü- nün yüzüne bakmaktan arlandığı için adamcağız yerini, yurdu nu birakmışda başını alıp git- miş.. Diyorlardı. Kocam gideli aradan aylar geçtiği halde kendisinden bir haber alamamıştım; kaçarken br yerde yakalanmış olacaktı. Köyde kimse artık ne yü- züme bakıyor, ne de bana bir tek lâf söylüyordu. Bu kötü tanılışa daha dayanamazdım. Bir gece sabaha karşı başımı aldığım gibi köyden çıkakoy- dum. Kasabaya varınca halimi mültezime anlattım : — Peki, dedi, seni evime uşak alacağım, rizan var mı? 187 Kocamı sordum. <Bilmiyo- rum» dedi. Dedi ama diyişin- den adamıma bir kötülük yap- ttklarını sezindim. Garip başımı; kocamın ve sandetimin katili ulan bu ada- mın evine sıkmak zorunda kaldım. Bir gece rüyamdn, hortlıyan sıadetimi görürken yüzümde soğuk bir şeyin dolaştığını duy- dum. Gözlerimi araladım: mül- tezimin eli yüzümü okşuyor, zehir akan gözlerile, kan fışkı- ran dudaklarile bana gülüyor- du. Bu gülüşlerde açık bir ce- hennem arzusu vardı, Bu anda onun büsbütün hayvanlaşdığını kıpışan uykulu gözlerimle ga- yet parlak olarak görmüşdüm. Birden yatağımdan fırladım ve giyindiğim gibi kendimi 89ka- ga attını. O, arkamdan koştu. Bir rezalet çıkaratağımı, ken- disini yerlere geçireceğimi sa- nıyordu, Kolumdan tuttu; — Gel, dedi, vallahi, bil- lahi, seni nikâh edeceğim, Ya- rından tesi yok. Ertesi gün bir sarıklı getir- di eve bir, iki uşağını da çağır- mış. Bir sene onun karısı olarak yaşadım. Bana bütün evin işi- ni yapdırırlardı da gık diyemez- dim. Her acıya, her kötülüğe boynumu eğdim. Bir suç işli- yormuşum gibi gizli gizli ağ. ladım. Bütün bunlar yetmiyor- muş gibi Mültezimin kız kar- deşide canı sıkıldı mı hıncını benden alırdı. Bir kadının ka- dından dayak yemesi de acı bir şey evlâdım ! Kocam olacak adam bir gün bana : — Sen benim karım değil- sin. Artı ben evleneceğim. Nikâhımız yalancı idi. Kafa kâğıtlarımızda hiç bir kayıt yok. Çünkü ben adamlarımdan birini -- Devamı son sayfada —