ği No.1945 —260 SERVETİFÜNUN 3 Tenkit: Haydar Rifat Beyin son eserleri: “Hep Hilleb İçim Kıymetli teröümeleriyle edebiyatımızda büyük bir boşluk dolduran üstat Haydar Rifat Bey, en son ol&r rak aslen tiyatro eseri olup, fakat umumiyet itibarile okumağa daha uygun iki eser neşretti. Bilhassa son zamanlarda matbuatımızda tercüme olarak pek az nümune ortaya atılabilmiş, bu yüzden herhangi bir ecnebi dilini bilmiyenler okuma zevk- lerinin büyük bir kısmını kandıramamışlar, garp edebiyat tekniğinden habersiz kalmışlardı. Vakıa ol- dnkça eski olarak Ahmet Vefik Paşanın (Moliere) külliyatı, Şekspir'in dilimize çevrilen engin eserleri ve daha bunlar gibi birçok garp edebiyat örnekleri kütüphanemize muhtelif eiler tarafından kazandırı)- mıştı. Fakat bu işi esaslı bir çalışma ile başaran şüphe yoktur ki Huydar Rifat Bey oldu. Her çığırda yazılan birçok özlü örnekleri şaşıma- yan bir gayretle dilime çevirmeğe başladı, büyük Rus edibi Tolatay'dan «Basübadelmevt», Dostaevaki'den «Ölüler evinin hatıraları», İvan Turgeniyef'ten «Dü- man» gibi, şöhreti dünyaca tanınmış san'at yıldızla- nal, Emil Ludvig'ten «Mussolini ile mülâkat», «Tem- muz 1014» gibi içinde tarihi yaşatan, hedefi içlimai davalara varan yüksek ve toplu fikirli eserleri kitap- larımız arasına katan, edebiyat boşluğunda ışıldatan o oldu. İşte son tercüme ettiği iki kitaptan birincisi L. Vitgenkory'nun «Hep millet için» adını taşıyan eseri. Üstat bu kitabı da bütün diğerleri gibi geniş çevreli mevzulardan seçmiş, onu berrak ve temiz “Hep Yaban İçin üslübiyle her kafaya elenebilecek bir şekilde işlemiş tir. Biz bu kitapta bugün çok kere rastgeldiğimiz cemiyet davalarından büyük bir kalabalığın karşı- mızda buluyoruz. Uzaktan hayranı kaldığımız Avrupa Gi içyüzünü bir imei sai EE) inli, Yurdun ve yurttaşların güttüğü ü Tika öyü kendi görüş leriyle kuvvetlendirmek, körlenmiş kafalara yaymak gibi geniş ve yüksek mefhumların ardına gizlenmiş, aslında ise gazeteciliği sırf kendine bir ticaret edinen insanların ruhunu bu kitabın satırları araşında ne güzel okuyoruz. «Hinçklif—Bakınız bir gazete satılmak için —ne kadar çok kabilse o kadar çok satılmak için— çıka- rılır. Bir gazetenin sıhhati, hayat kudreti satış ade- âiyle ölçülür; yoksa güzidelere, müvövverlere hitap kabiliyeti ile değil... Bizim arayacağımız kemmiyettir.» Yukarıki satırları bir gazeteci, demin saydığım kültür mefhumlarının perdesi arkasına çekilen bir gazete sahibi söylüyor.. Görülüyor ki bu adam gaze- tesini kurarken, her hengibir yağ ticarethanesini açı-. yorum gibi düşünmüş, sütunlarıni yurt ülküsünün ışıklarıyla yıkayacağına, kendi dar düşüncesinin iâleriyle okarartmıştır. Nihayet bakın bu adam ve onun şeriki olan arkadaşları ne yapiyorlar: Yirmi sene evvel ortaya atılan numusu için ken- dini ifal edip bırakan adamı öldüren zavallı bir kadı- nın hatıralarını sırf halka merak vererek, gazeteyi — Sonu 6 nca snefada — Gazi bu milletin elitldir. Elitin başıdır. Yani Türk milleti olmasaydı, Türk eliti olmazdı ve Türk elitl olmasaydi bir Gazi çıkmazdı. Şa halde Gazi kim dir? Suslimize, Gazi Türktür, Türk elitidir, bizdir. de meliyiz. Ne mutlu bize ki içimizden bir Gazi çıkardık. Ne mutlu Gazi'ye ki istediği vakit bu milletten bir elit buldu, bizi buldu. Zabit, memur, muallim, mebus, doktor, mühenstis, ktısatçı, gazeteci hep birden Gazi'nin açtığı kurtu- luş ve inkılâp bayrağı altına bir işsretile koştuk. On seneden fazla koşuyoruz. Dünden kaçmak, bugünü yaşamak, yarını hazır: lamak için koşuyoruz. Gazi bize bir Dumlupınar dinamizmi vermiştir. Bu dinavizm ile biz büriyetimize, istiklâlimize, inkılâbı mıza, Cümhuriyetimize kavuştuk. Fakat iyi bilelim ki bu dinamizm azalırsa, memlekette statik bir hal peyda olursa mahvolduğumuz gündür. Neme lâzım, bana mı kaldı, hatır ve gönül, ilti- mas, tavsiye, rüşvet ve hırsızlık karşısında gtatizm demektir. Yani intihardır. Ve bilâkis kendi varlığı- mızı animak, müdafaa etmek, memieketin sahibi ol- duğumuzu unutınamak, haksızlığa karşı gelmek, in- kılâbs ve Cümhuriyete fenalığı dokunacak şeylerin hemen önüne geçmek, tam bir (sitüayen) vatandaş gibi hareket etmek de dinamizmdir. Yani yaşamak, kuv- vetlenmek, ebedi olmaktır. Binaenaleyh Gazi'den, aldığımız ışığı, ateşi, ruhu, aşkı söndürmeye gayret edelim. Yarın dün olmasın. Bunun için ise feragat, fedakârlık, hizmet, vazife, samimiyet, alâkadarlık, itaat, birlik, ümit, iman lâ- gımır Bütün bunlar bizde vardır. Gazi devrinin on †neden yetiştirdiği şuurlu bir gençlik var. Kız ve erkek binlerce Gazi çocuğu bugün Gazi'den bir emir, bir hedef, bir dinamizm teşviki bekliyor. On sene evvel Cümhuriyet kurularken bu çucukların babaları Gazi'nin etrafına toplanmış ve hep birden muvaffak olmuştu. Bugün, gelecek on sene için, Ge zi'nin etrafına tuplanmak için can ve gönülden ça- lışan, bir işaret bekliyen yepyeni bir gençlik vardır. Bir kavvet ve kudret membaı duruyor, bekliyor. Gazi'nin ikinci on senelik proğramını, emrini, hede- fini duyuyor. Bu gençlik te babaları, ağabeyleri ka- dar memleketini sever. Bu vatana ve bu millete hiz- met edecektir. Suphi Nuri