6 SERVETİFÜNUN Tenkit; Haydar Rifat Beyin son eserleri: “İten Millek İçim” “Hep Vatan İçin” —3 üncü sayfadan mabaat— sürmek emelleriyle sütunlarında tekrar tazeliyorlar. Acıklı bir geçmişin fırtınalarıyla yıpranmış olan ka- dının şimdi yetişgen bir kızı vardır, temiz bir yuvada yaşamaktadırlar... Fakat bu iğrenç neşriyattan sonrâ, yalnır herşeyden habersiz olan masum yavrusunu düşünen kadın yakında Nevyork'un ileri ailelerinden biriyle evlenecek olan kızını kurtarmak için intihar ediyor. Bunu gören kocası da ayni yolun yolcusu oluyor. Neticede genç kız herşeyi anlıyor, bu yalnız- lığı içinde onu biricik nişanlısından da ayırmak isti- yorlar. Bilhassa genç nişanlısı Filipin bütün bu işleri kuran canavarlara karşı burada çok kuvvetli sözleri var: — «Siz bermutat zayıfların, müdafaasız sefillerin üstüne çökeceksiniz... Kadınların hususi hayatlarını örten perdeleri yırtarak, esrarlarını çalarak beş para ya satacaksınu...» Bu bıtişten gözlerindeki esrar bağları çözülen gir zetenin başmuharriri soysuz arkadaşının paçavrasından ayrılıyor. Ve onu ruhu çöpler arasına karışan bir pırlanta gibi eserin son yapraklarında pâk olarak yanıyor, yanıyor. Bu yangından biz onun bir müd- det için kendini unutan temiz ve iyi kalpli inşanlar- dan olduğunu anlıyoruz.. Sonra kitapta karşımıza ruhani ve muhterem tanınan (İzapat) adında bir de papas tipi çıkıyor. Genç kızların, genç kadınların hülâsa herkesin en gizli sırlarını avuçlarına bıraktık- ları bu adamın benliği aslında bir çöp yığım.. Yalnız ruhlar âleminde yaşayıp, tariki dünya olan bu papaz bozuntusu ayni zamanda dünyanın en çirkin bir gapkını.. Din kisvesi altında yaşıyanlara canlı bir misal.. Çok derin tahliller bulunan her iki kitapta da Haydar Rifat Bey pürüzâüz bir dil kullanmış, cidden zevkle okunan satırlar sıralanmıştır. İkinci eser de birincisi gibi çemiyetin ağrılarını yaşatması, menfaat dünyasının içini aydınlatmasiyle kuvvetli görüşlerle bezenmiş, çok yüksek mefkâreli bir eserdir. Türk okuyucuları aziz üstattan bunlar gibi kuvvetli daha çok eserler bekler. Daima özlü ve verimli yazıları okumağa alışık karilerin bu en tabii bir haklarıdır!.. Gavsi Hâlit Iki dudak Bır göz üstünde!. e a e zi) No.1945—260 Şiir: Bu da böyle Köylerden, şehirlerden uzak... Herbiri aynı ayrı renkle boyanmış, Zümrut aniyei yakut yaprakların Tama... uzak uzağında... Suyu bol denizin öbür kıyısında: Yığın yığın renkler göründü.. Güneş vücutlü, yumuşak pamuklar, Oraya toplandılar, oraya üşüştüler. Güzel denizin bağrı kanadı. e: Bir tabak dolu gül denize düştü. Beyaz nehirlere, zümrüt çiçeklere, Durgun havuzlara benziyen yığınlar Kayarak bükülerek denize düştüler. Dağların, ormanların, ovaların, Sesleri içlerine aktı: Ve: Suyu bol deniz, anını siyah örtülere silerek.. Siyahi Örtülere büründü. 21-11-933 Şevket Gültekin Saadefim — Babamın ağından — Penceremin her yanı çiçeklerle doludur, Sanlmıştır camına mor, pembe erguvanlar; Kapımda biten şu yol bir saadet yoludur, Saadete kavuşur bu ak yolda koşanlar. Ben de koştum bu yoldan gece gündüz demedim, Bir kızıl nura doğru durmadım ilerledim. Bazı çıktım gölgelere, bazı toprağa indim Gözümden düştü bütün o alkışlar o şanlar. Uyuma artık uyan! geçti akşam suların Yarından tatlımıdır bugünkü uykuların ? Gözyeşile bekliyor emin ol seni yarin, Yüksek dağları aşar bir sel gibi coşanlar. Ahmet Vehbi