1 Haziran 1933 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20

1 Haziran 1933 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 SERVETİFÜNUN No.1920—233 # P me. m “ei i | ; e 5IOLEVOK Yİ) | Andrâ Gide | — Prof, Suphi Nari i i a Ve EE e i Eserin şüphesiz en manidar ve en çetin ve lâzım ol- duğunu düşünecekler: nasıl ki Syımphoni paatorale'la , halkı alıştırmak ve eseri yavaşça birleştirmek için de öyle olmuştu... «Pauvres Gene», «La maison des morts>, «Crimes et ehatiments» için ilk merak ve arzuları te- hir ve tahdit etmek her ne kadar iyi oldu isede bu gün okuyucunun artık büyük eserlerin karşımna ©ce- saretle çıkması zamanı gelmiştir: Les Possödee, 1.'idi- ot ve en ziyade Karomazov kardeşler, Bu roran üstadın son eseridir. Bir silsilenin ilk kitabı olacaktı. Dostoleveky o zaman elli dokuz ye şındaydı; ve böyle yazıyordu: «Ekseriya tesir ile müşahede ediyorum ki arzu edeceğimin ve hatta muktedir olduğumun ancak yir- mide birini bile tamamile, hakkile ifade edemedim. Beni kurtaran, Allahın bana birgün okadar kuvvet ve ilham göndereceği ümidi daimisidir. O vakit daha tamamen kalbimde ve fantezimde bulundurduğum şeyleri ifade edeceğim.» Üstat eserden esere mütemadi bir nevi terakki ile yürürken ölümün gelip durdurduğu nadir dehalar- dandı. Her vakit mukayese etmesini sevdiğim Rem- brandt ve Beethoven'in de ihtiyarlıklarında olduğu gibi bu adamın da gert şiddetli ihtiyarlığında hiçbir bükülme ve eğilme yoktu. Dostoleveky düşüncesinin emin ve şiddetli bir surette ilerilediğini biliyordu. Kendisine karşı katiyen iltimas ve hatırşinaslik oet- mezdi. Daima kendinden gayri memnundu. Bununla beraber hakiki kıymetini tamamile müdrikti. Kars mazof'lara başlamazdan evvel kendisini gizli bir memnuniyet titremesi haberdar ediyordu; akıbet ken- di boyuna, dehasının boyuna göre bir mevzuu elinde bulunduruyordu : «Bundan daha yeni, daha tamamı, daha orijinal birşey söylemeğe imkân bulduğum nadir olmusttir» di- yordu. İşte bu kitap Tolstoi'in ölüm döşeğinde baş ucunda bulundurduğu kitap olmuştur. Bunu bhöyük- lüğünden ürkerek ilk tercüme edenler, bu kıyası ka- bul etmiyen kitaptan bize bir takım kırpılmış #ercü- meler verdiler; harici birliği temin maksadile bize, şurası burası ve hatt bazan bütün bir takım fagıl- ları çıkarılmış olduğu halde tercüme edilmiştir. Bu çıkarılmış yerler Les Pröcoces namile toplanarak mü- him bir cilt halinde neşredilecek kadar çoktu, Yal- nız ihtiyaten ve okuyucuları için Kara- mazov ismi Chestomazov namına tebdil edilmiştir. Bu tercüme zaten pek iyi olmuştu. Ondan sonrakilere ben bunu tercih ederim. Nau ve Bienstock efendi- lerde bu kitabı yeniden tercüme ettiler. Fakat gene tamami değildi. Eser olduğu gibi meydans çıkmıyor- du. Bununla beraber bu kitabın ne kadar meziyeti olduğunu anlayınız ki bu kadar kıymeti tenzil edil- mesine rağmen gene mükemmel olarak kalmış olu- yor! Bu kitap, Stendhal'in kitaplarının sabır ile bek: dikleri gibi, vaktini sabır ile beklemeğe muvaffak olmuştur, Eşref saati geldiği zannedilen kitaptır. Almanya'da Dostoleveky hakkındaki tercümeler tankup ediyor. Doğrulukta her yenisi eskisine faiktir. Müteessir olmakta daha yavaş ve daha haşarı olan İngikere geri kalmamak için endişe ile gayret edi- yor. Arnold Bennett bu kitabın İngi 8 tercüme edildiğini haber verirken İngiliz roman ve hikâyeci- lerinin «şimdiye kader hiç kimsenin yazmadığı en kuvvetli muhayyel eserler» mektebine sülük etmele- rini temenni ediyor. Ve ezcümle Karamazovlardan bahsederek: «Orada ihtiras, meftuniyet ve aşk en yüksek azametine verıyor. Bu kitap bize katiyen bü- yük bir düzüne çehre ve timsal gösteriyor» diyor. Acabs bu «muazzam şahsiyetlere bizden evvel, bize olduğu gibi, Ruslara da kuvvetle tesir icra et- tiler mi ? Aliocha, Dimitri, İvan ayni zamanda birbi- rine bu kadar mubayin ve hepsi de babalarına ben- ziyen ve yarım kardeşleri olan uşakları Semerdiakov'- un sefil ve betbaht gölgesinin her yerde kendilerini takip ve rahatsız eden, üç kardeş. Mütefekkir İvan, âşık Dimitri, mistik Aliocha ihtiyar babalarının he- esletle firar ettiği manevi dünyayı kendi aralarında taksim ettiklerini zanpediyorlar, — Ve birçok genç üzerinde bunların saygısız ve teemmülsüz bir tahak- küm icra ettiklerini biliyorum; bunların sesleri artık bize yabancı gelmiyor; ne diyorlar? Biz onların ken: dimizde konuştuklarını işidiyorus. Bununla beraber bu eserin inşasında mevsimsiz hiçbir sembolizm yok- tur? Malumdur ki pisikoloğun ince zekâsının aydın. iatmak istediği bir adi vaka, bir meçhul «sebep» bu kitabın ilk hikmetini teşkil etmiştir. Bu manidar çehreler her vakit mevcut olanlardır; bunlar hiçbir vakit mübrem realitelerinden kaçamıyorlar, Bunları bugün tiyatro sahnelerine çıkarıyorlar. Bunların umumi ahengi bazan seslerini acaba aktörlerin sahte ve yapma gsedalarından ayınmp tanıyabilecek miyiz * Bunlar kadar, tarihin kahramanlarından ve mu- hayyilenin icatlarından, hiçbiri sahneye çıkmağa lâyık değildir. Yalnız şunu bilmeliyiz ki adaptasyonun mü- ellifi acaba bu şahısların içinde hareket ettikleri lü- zumlu vakaları fasla değiştirmeden bize gösterebile- cek mi? Ben bu müellifi mübalâga ile zeki ve usta farzediyorum; o anlamıştır. Sahnenin icabatına uy- mak için hergün yaptıkları gibi mutlaka yalnız par çalamak lâzım değildir. Fakat, kitabı aslında iyi anlamak ve yeniden teşkil etmek &onrs da kırpmak ieabeder. Her balde muhakkak onun, başka bir #peclive manzara için unsurlarını birleştirmek lâzım geldiğini anladığımı zannediyorum. — Devamı var — a AHMET İHSAN Matbaası Limited

Bu sayıdan diğer sayfalar: