No.1920 —235 Gecelerin kahpesi.. O dertsiz başlarını derde saldın bu akşam, Seni ağaçlıklardan sulardan sordu dağlar.. Bulutların koynunda fazla kaldın bu akşam, Görmedin mi? hırsından nasıl mosmordu dağlar.. Bir gecede bin âşık göğsünde yatan kahpe! Kendini bulutlardan sulara atan kahpe | Ey gece seven kahpe! Gece aldatan kahpe! İyi kolla kendini! belâlındır bu dağlar.. Ahmet Cemil Bir günün sonunda Akşamın rengi suya, Akıp akıp gider. Günlerin dengi suya, Bakıp bakıp ta gider.. Kalır gözlerde bir yâr, Gönül gurbetten ağlar. Sonra gök renkli dağlar, 932 Yakup Sabri LANDOLFO Fakat, sız kendiniz diyorsunuz ki... IV HANRİ Sizin aptal olduğunuzu söylüyorum | Siz bu oyunu, bu komediyi kendiniz için oynıyacaktınız; benim kar- şımda, arada sırada buraya gelen bir iki ziyaretçinin karşısında temsil etmek için değil; siz bunu, en tabii bir surette, hergün, başkalarının karşısında olmadan da yapabilirdiniz;( #irtolbo'nun kollarından yakalıyarak)Sen, anlıyor musun, sen, bu komedinin içinde, yiyip içme- mi temin eder, uyur ve arkan kaşındığı zaman kaşır- dın. (Diğerlerine de dönerek) Burada, İmperatorunuz IV Hanri'nin sarayında, kendinizi XI asır tarihi içinde canlı, hakikaten canlı bir surette bulurdunuz ! Halbuki, düşünün, buradan, bizim okadar canlı ve renkli olan bu uzak devrimizden sekiz buçuk asır sonra yirminci asrın insanları dögüşüyorlar, bitmek bilmiyen bir en- dişe içinde işlerinin ne olacağını bilmek, anlamak için, onları akadar büyük bir heyecan ve endişe içinde ya- şatan şeylerin ne suretle halledileceklerini görmek için uğraşıyor, çabalıyorlar. Halbuki siz, bilâkis, benimle beraber, tarihin içindesiniz! Benim başıma gelenler elim ve müthiş olmakla beraber, mücadeleler sert ve vakalar feci olmakla berabe, anlıyor musunuz, bunlar artık tarihe girmişlerdir, tarihe aittirler, değiş- mezler. Tarihin verdiği zevk okadar büyüktür ki! — Devemı var — - i SERVETİFÜNUN 15 | DÜŞÜNCELER | 1 Medeniyet, âlim ve san'atkâr Müdekkik bir kimse biraz düşünürse görürki in- sanlar en iptidai şekillerile yeryüzünde cemiyet ha- yatına atıldıklarından itibaren yanlış bir kanaate, yanlış bir zihniyete saplanmışlardır: Maymun ecda- dımızdan bize intikal eden tecessüş hassası dolayısile çok bilmek merakı ve çok bilenlere kıymet vermek. Filhakika bu çok bilen kimselerin malümat ve keşifleri sayesinde kocaman bir kütle zahiri birçok faydalar görmüş, soğuk ve karanlık mağarasından çıkıp, parlak ziyalar veren, mazbut evlere taşınmış, uzun mesafeleri saatlerce kanter içinde alırken, oto- mobili veya tayyaresile birkaç dakikada alıvermiğş; fakat hiçbir zaman bu evlerin sihhati bozduğunu, bu ziyaların gözü körleştirdiğini, bu aletlerin, silâhların kuvvetaizleri, parasızları imha ettiğini kimse düşün- memiş, hiçbir zaman bütün bu keşiflerin, medeniyet camiası altında toplanan bu eşyanın ancak zahiri bir faydası olduğunu, insanların bütün bunlardan istifade ederken hakiki hiçbir fayda elde edemediğini anliya- mamış. İşte bütün bu vamtaları kullanan insanlara me- deni ve gösterdikleri kudret ve kuvvetlerin heyeti mecmuasına da medeniyet nami vermişler. Diğer taraftan bir diğer zümre hakikati daha iyi görmüş, bu medeniyet namı verilen kuvvetlerden istikrah etmiş, insanların zamanla hiçbir vakit kıy- metlerini değiştiremediklerini anlamış, gazla, topla, süngüyle boğazlananların ahını göklere çıkarmak için allahın lisanile semalara hitabetmiş, her taraf kar, fırtına,iken buz gibi souk odasında, takallüs eden parmaklarile piyânosunun tuşlarını inletmiş, kemanı nın yayıyla iki telin üstünden ilâbi nağmeler fışkır- mış, kırık paleti, iki boyasile kalbini parçalıyan, ru- hunu, benliğini coşturan lâvhalar tersim etmiş ve ekserjpa açlık ve sefalet içinde, insanların birliğinden uzak, dünyadan alâkasını keserek yaşamış; işte biz bunlara sanatkârlar, fevkalbeşer insanlar, diğerlerine, insanlığı çürüten mikroplara ise âlim diyorlar. Necip İki çift göz Subhi Nuri Bey tarafından ince bir üslüple yazı- lan birçok kıymetli hikâyeleri havi bu eser Suhulet kütüphanesinde satılmaktadır. okuyucularımıza tav- siye ederiz. Paravan Şiirler HALİT FAHRİ Fiati: 50 Kuruş