? 424 a al No.1919—234 Yazan: TE Y Tercüme eden : i Andre Gide DOSTU | | p Prof. Suphi Nuri |? Seri bir yol yaptırmak için bir fikri her cepbeden hakkile aydınlatmak icap etmez. Muvaffak olmak için belki yalnız bir taraftan kat'iyetle yürütmek elverir. Muvaffak olmak için yalnız bir fikri ileri , sürmek lâzımdır. İyi bir formül bulmak kâfi değildir. İş bundan dışarı çıkmaktadır. Halk yeni bir isim ile karşalaş- akça bir kanaat sahibi olmak istiyor ve dimeğını dolduran fikirlere tahammül etmiyor. Meselâ: Pasteur'ü işittiği vakit aş kuduzu düşünür. Nietzsche 9 Fevkalbeşer ad Curie * Radyom. Maurire Barröcs*? Toprak ve ölüler. Çuinton ? Palazma. Parmentier ? Patatez.. gibi. Fransa'da Mösyö de Vogüe de Destolevsky için böyle birşey icat etti: sİrtirap dini. Maslesef bu ibare kâfi gelmiyordu. Üstadı ihtiva etmiyordu. O her taraftan hemen taşıyordu. Dostojeveky Allahı tanımak taraftarlarındandi. Al lahı karışık ve muztarip eserlerinde bildirmek “#ti- yordu. İbsen de kolaylıkla bir formüle sığmayor. Zaten eserleri tasdiki, kat'i olanlardan #iyade istifhami olan- ların hiçbirini bir formüle sığdırmak kabil değildir. İbsen'in (Maison des ponpds)(' Ennemi du peuple) nam .dramlarının nisbi muvaffakıyetin üstadın bunlara yalan öm birer netice ve hüküm vermek istemesindendir. Halk,eğer müellif eserlerine herbangibir parlak suret Silinüzin memnun olmıyor. Müellifin kararsızlığına, ten- 'belliğine, kanaatinin zafına hükmediyor. Halk ze i kâdan büyük birşey anlamadığı için müellifin kanas, ! #ini şiddetinin, sebatının, katiyetinin devamile, Itira- “ex dile ölçüyor. Dostoljevsky'in zıtları, öçleri telif etmek arzusuna pekaz münhemik olan bir ie gi fikri için, tezat vardır. Buna kanidir. Milliyetçilik ile Bilumum feragat- Karamazov'ları hazılıyordu... Gene hayattan birşeyler bekleniyor. Fakat, herşeyi almak kabil değildir. Bu- nunla bera ben tamamile meşudum.» İşte, üstadın muztarip hayatı ile eserleri arasında gizli bir surette hissedilen bu memnuniyeti de Vogüö farkedememiş olduğu haide Nietzsehe pekâlâ sezmişti. Dostoleveky hep yeni eserler düşünürdü. Hayatının sonuna doğru: <Diz çökerek ekseriya Allaha uzun uzadıya dua ettim. Bana temiz bir kalp, temiz bir lisan, günahsız bir arzu ve kimseyi kızdırmamak haş sasını versin.» Hayatının gonlarıua doğru âkıbet Rus milleti üş- tadı anlamağa, sevmeğe başladı. Nihayet etrafında, çok arzu ettiği, şa fikirlerin ittibadını fakat cebri olmamak üzere, buldu. Vefatı haberi üzerine bu fikir- lerin ittihadı ve karışıklığı parlak bir evrette mey» & geldi. Her ne kadar ilk dakikalarda aşın fikirler cenazesini benimsemek isedediler ise de biraz sonra hemen bütün Ruslar fırka, cephe, mus rızâ farkına bakmadan bir araya geldiler ve müşte- rek bir heyecan halinde hareket ettiler. Bu suretle hareket, eğer bir milli fıkir kendisini tahrik ederse, Rus milletinni kendine mahsus bir hassasıdır. De Vogü6 Nihayet gu yazıyı yazmağa mecbur olmuştu: «Bu fikir kıralı tabutu etrafına bütün Rus kalbini toplamıştı.» Şimdi de, bütün Avrupa'da, ayni suretle kalplelri toplıyor. Ezcümle Almanya'da, Orada eserleri kâmilen tercüme edilmiştir. Fransa'da yeni nesil üstadın faziletini istiyor, tanıyor, tadıyor. Do toieveky'nin muvaffakıyetini geciktiren gizli sebepler ayni muvaffakıyetin uzun müddet devam etmesini temin edeceklerdir. Karamozof kardeşler Nietzsche: «Dostoieveky peikolojide bana birşey- ler öğretmiş olan yegâne adamdır»? diyordu. Fransız'- lar arasında bu adamın tali ve muvaffakıyeti pek acayip oldu. Mösyö de Vogüe yirmi sene evvel Fran- sa'ya Rua edebiyatını takdim ederken bu acubenin azametinden ürkmüş görünüyordu. Özür diliyordu, ilk okuyucular tabakasının bunu Aanlıyamıyacağını nazikâne haber veriyordu; de Vogü&'nin sayesinde Tourgueneff'i pek ziyade sevmişlerdi; Pouchkine ve Gogol'a itimat ile hayran oluyorlardı; Tolstol'ye geniş bir kredi açıyorlardı; fakat; Dostoleveky... Cid- den fazla Rus idi; Mösyö de Vogüâ bir uçarum var., diye bağrıyordu. Ve üstadın eserinden en ziyede mu- nis olan ve fikrin kolaylıkla kendini bulabileceği iki üç cildini göstererek ilk okuyucuların merakını tatmin etmeğe razı oluyordu; fakat, heybat!, — Devesu var — AHMET İHSAN Matbaası Limited