Onlara dipteki kapının eşiğine kadar refakat eder, orada ları geçirir. Donna Matllde ve Doktor, eğilerek, çıkarlar. O kapı- yp tekrar kapar ve değişmiş bir halde derhal döner. Soytarılar | Soytarılar | Soytarılar! — (Markizden bahisle) Ses yerine renk çıkaran bir piyano! Dokunur : beyaz, al, sarı .. Ya öteki: pietro Damiani. — Ah! Ah! siilrömmeidi | Korkusundan bir daha karşıma çıkamadı! (Ru sözleri çılmın bir neşe ile söyliyecek, gözlerini eirafa çevirerek dolaşacak; nihayet bu ani değişmeden çok korkmuş ve şaşkın bir halde bir kenarda duran Bertolde'yu görür. Onun önünde durur, ve onu, büyük bir hayret içinde kalmış olan üç arka- daşına göstererek) : Şu budalaya da bakın, ağzını açmış yüzüme bakıyor |... (Onw omuzlarından yakalayıp sar- sür). Anlamıyor musun ? Görmüyor musun, korkudan titriyen o soytanlara nasıl muamele ediyorum, onları Öğretir kadar gelmeğe mecbur ediyorum ? Korktukla- rı şey de, üzerlerindeki gülünç maskeyi alıp atmam ve onların böylece kıyafet değiştirmiş olduklarının farkına varmam; sanki, onları öğre yi Beri değiştirmeğe X . burada deli rolü yap- LANDOLFO — ARIALDO — ORDULFO (Büyük bir hayret ve dehşet içinde birbirlerine baktmarek) - Me?! Ne diyor? Demek... ii IV HANRİ (onların bu sözleri üzerine derhal döner ve şiddet ve azamelie haykırır) Yeter | Artık bu oyunu bırakalım! Usandım! (Son- ra, birdenbire, sanki, iyice düşndüklen sonra, içi rahat edemiyor ve dönanamtyormnş gibi) O birşey değil! Bu- rada, şimdi, karşıma çıkması — yanında aşıkı da ol- duğu halde — karşıma çıkmaşı.... Sonra da sanki acı- yarak; dünyadan ii. payi uzak ve hayatın dı- za) ddete getigmek için buraya asa, deli olmasa o adam böyle bir tahakki eder mi? — Onlar ederler, her ının kendilerinin istediği gibi olm bu bir tahakküm değildir! — A böyle düşünür, böyle görür, böy n kendine mah- sus bir görüş | nize mahsus tarzmız var, , sizinki ne olabilir ? Hayvan fil, mütered- dit... Onlar da bun kendi fikir ve ei e görmeniz için! Böyle yaparlar, yahut yap- tıklarını zannederler! Çünkü, sonra, iki bön tatbik mi edebiliyorlar ? Onlar lâftır ! herkesin kendine göre anladığı, tefsir ettiği lâflar. Eh! fakat, başkalarının hak- SERVETİFÜNUN L. Pirandello: IV Hanri Tercüme. eden: Şemsi Talip Üç PERDELİK FACİA İKİNCİ PERDE No.1919—234 kımızdaki fikirleride böyle teşekkül eder. Ve, herkesin böyle tekrar ettiği bir kelimeyle — meselâ: “delil, meselâ, ne bileyim ben ?, “budalal,.... — kelimeleriyle insan alnına bir damğa yapıştırılmış gibi, birgün her- kesin nazarında artık hakikaten o hale girdiğini görür ! Adamın biri, başkalarını ikna etmeğe uğraşır, sizin ha- kikaten onun gördüğü gibi olduğunuzu başkalarına söy- ler, onları ikna etmek ister, sizin hakkınızda kendisi- nin edinmiş olduğu fikrin başkalarında da yer buldu- gunu ister, bunun için uğraşır. Böyle bir şeye nasıl tehammül edilir? Bu günden bahsetmiyorum: şimdi ben bu rolü, deli rolünü şakadan yapıyorum ! Evvelce, attan düşerek başımı yere çarpmadan evvel... (Dört gencin, büyük bir telâş ve heyecan içinde kaldıklarının farkına vararak birdenbire durur) birbirinize bakıyor- sunuz. (Onların yüzlerindeki hayret işareilerini iaklii ederek) Ah | Oo1 Acaba deli miyim, yoksa değil miyim ? — Peki peki, evet, deliyim! (Müthiş bir vasiyet alır) Fakat o halde, haydi, dizçökün, dizçökün (birer birer eğe mecbur eder) : karşımda hepinizin dizçökmenizi e rum — Böylel Alnınızda üç defa yere değsin! Yere değsin! Delilerin herkes böyle yapacak i Haydi, haydi, koyun sörüsü, kalkın! — Bana itaat ettiniz, değil mi? Halbuki beni bağlıyabilirdiniz .... — Birisini, bir kelimenin ağırlığı altında ezmek, zor birşey değil! Bir sinek nasıl ezi- lirse bir insan öyle ezilebilir ! —- Bütün hayatımız böy- le, Kelimelerin ağırlığı altında ezilir. Ölülerin ağırlığı | — İşte ben: IV Hanri'nin hâlâ sağ olduğuna ciddiyetle inanabilir misiniz ? Bununla beraber, işte ben, berha- yat olan sizlerle bitap konuşuyorum, sizlere emirler veriyorum. Sizin böyle olmanızı istiyorum! — Bu da, yani hayatı ölülerin idare etmesi de size bir alay gibi mi geliyor P — Evet, burada bir alay, bir şakadan iba- rettir. : fakat dişarıya çıkan asıl, hakiki canlı âleme bir bakın. Gün doğar. Zaman sizin önünüzdedir. Bir fecir. Siz diyorsunuz: önümüzde bulunan bu günü biz yaratacağız, biz yapacağız,. Öyle mi? Siz ha? (Tamamile aptallaşmış olan Bertoldo'nun karşısına dikilir.) Sen hiç birşey anlamıyor musunuz? — Adın ne senin? BERTOLDO Ben mi ?... Bertoldo.... IV HANRİ Ne Bertoldo'su, aptal i Haydi, aramızda, doğrusunu söyle: asıl ismin ne? BERTOLDO A... asıl ismim... Fino.... IV HANRİ (Diğer üçünün gayet küçük bir ihlar işareti üzerine, onları susturmak için derhal dönerek) Fino mu?