No.1919—234 Esir yurduma !.. (*) Senden çok uzaklarda, bir çocuk gibi sessiz Yaşıyorum ben mahzun buralarda kimsesiz. Sana candan hasretim, ey benim dertli yurdum! Çektiğim acıları ben bu gün, yudum yudum Cehennemi bir tastan sem gibi içiyorum. Uğuldıyan yelinde, ağlıyan, kalbi kırık, Bir kadın sesi gibi yükseliyor hıçkırık. Göz yaşımdır çağlıyan o nehrinin suları Çünkü : kuruldu bu gün Şam Arap pusuları. Kirletmek isüyorlar saf, Türk kokan havan; Maksatları bozmaktır nabzında vuran kanı. Ey arap diplomatı, sen şunu iyi tanı! Onu size birakmaz Türkün ana vatanı. İmanlı göğelmüze çarptığı gün kültürün, Göreceksin |**| bir daha varlığın Türklüğün. Dertli ——— Bizim sokak Bizim upuzun sokak öne doğru mıhlıdır, Bir çivi başı gibi görünür çıktığı yer. in bu sokaktan, evleri çarmıblıdır, Havari gözleridir şu yanan pencereler! Ayağımın sesinden tanır beni mahalle, Rap!.. rap... diye ses verir nallı kunduralarm, Giranit kaldırımı titretirim bu halle: Koşar kapı önüne çocuklarım ve karım. Birbirini iterek ta ilerden karşılar Beni görmek istiyen tahtadan çarpık evler. Bazan bir kafes kalkar, bazan bir kafes iner, Her pencere ardında mutlaka bir kadın var! İdris Ahmet (9) Antakya (99) Holagâ Hanın Bağdat'ta Arap ordusunu mağlup etmesi, Ölüler Aksediyor sesleri ta yıldızlara kadar: O matem havasını böylemi yaptı Mozar? Uzun bir senfoniyi besteliyor ölüler... Sesleri sez verdikçe daha daha derine; Uzun iskeletleri üflüyor nay yerine; Bacak kemiklerini desteliyor ölüler.. Bu ezeli fetyattan taşlar gelirdi dile, Oynatmıyor ne yazık bir diri kalbi bile; Dinleyin uzaklarda ses veriyor ölüler... Her birinin taşında yaldızlı bir cümle var, Günahla gidilirmi böyle Allaha kadar? Bu riya karşısında ürperiyor ölüler... Hiç bir diri çekmezdi bu işin tasasını, Yaşıyanın elinden çıkan yüz karasını Sıntan dişlerile gösteriyor ölüler... Hüseyin Necmettin — Yollar Oğlunu gurbete yollıyan anne, Bu uzun yollara bakar da ağlar... Hasreti bu yoldan dönmiyen gene Saçına solgun gül takar da ağlar... Genç bir kız bu zan giden bir ere, Çırpınır saçın yoluğ boş Başka bir diyara n bu dere Yaslı gönül gibi akarda fiğiler... Yolda dönmiyene ağlıyan gözler, Boşanan sel gibi çağlıyan gözler, Gönlümü bin dertle dağlıyan gözler, * Yaralı kalbimi yakar da ağlar... Halil Sezai