SERVETİFÜNUN No.1901—216 haulleri idrak edilmiş değildir. İlmi 7 iz. Rusya halkının halihazırdaki raha- Dı erdil tehlikeye koyacak derecede fedakâr- lıklar icap ettiren bu mütbiş tedbir ve teşebbüsün hali hazırı sarstığı cihetle onun isabetinden iştibaha hakkımız vardır. Muharebe borçları - Parlâmentolar konferansın- dan evvel Lozanda toplanan tamirat borçları konfe- ransına kadar sürüklenip gelen muharebe borçları iş- leri, yani Fransanın uğradığı zararlardan dolayı Al- manyanın Fransaya vereceği paralar meselesi malüm olduğu üzere müspet yoldan çıkmıştı. Eğer Fransa uğradığı tahribatın Almanlar tarafından yapılmasına razı olsaydı yani zararların mukabilini para olarak istemekte ısrar etmeden harp yerlerini onlara yaptırsa idi; bu mesele çoktan hallolunurdu. Fakat Franşanın tamir değil bedel istemekte ısrarı işi böyle sürükle- miştir. Çünkü muharebe biteliberi yapılan tecrübe- lerle katiyen anlaşılmıştır ki muharebe borçları, ister tamir olsun ister tazminat olsun, mutlaka alacaklı tarafın bunu mal olarak ve el emeği tarzında kabulü şartına bağlıdır. Nakit istediği takdirde iş çıkmaza giriyor. Halbuki Fransa ile Amerika alacaklarını pa- ra olarak talep ettiler, hariçten gelecek mala ve iş- çiye karşı yüksek ve aşılmaz gümrük tarife duvarları yaptılar; netice olarak oyung plânı gibi ufak miky- aslı tediyeler bile yapılamadı ve Lozan konferansın» daki şekle döndü. Iktisadi maliyetçilik ». Asırlardır liberai siyaset tutan İngiltere dahil olduğu halde umumi harpten sonra bütün milletler beynelmilel iktisadi münase- bette muhafazakâr sistemi kabul eyledi. Evvelâ 83- lâhı burada gördü ve biraz sonra muhafazakârlığın tebdili lüzumunu ve belki terkini hisseyledilerse de muhafazakârlıkla beraber hudutlara kurulan müthiş 3 gümrük duvarları arkasında o duvardan müştefit bir çok büyük sermayeli fabrikalar kurulmuş, menfaat- ler bağlanmış olduğu cihetle sermayedarların karşı koyması yüzünden muhafazakârlığın tasfiyesi kabil olmadı. Sonra bir de beynelmilel münasebattaki iti- mafsızlık var. Devlet adamları mutlaka bir muhare- be çıkmasını muhtemel görüyorlar. Muhtemel gör- megeler bu derece silâhlanma hazırlıkları yapılmaz- dı, Muharebe muhtemel görüldüğü için harp zamanı- na lâzım olan muhafazakâr gümrük sisteminden m e Halbuki iktısadiyuu müttefiktir ki muhafazakâ sistemi öyle yokuştur. , Kolayca li Fakat geri donüp çıkmak hemen mümkünsüzdür. Şimdi bu meselenin izahı terki tes- lihata gidiyor. Bu karışık, dallıbudaklı meselerin tetkiki Dösarmement komisyonunca verilmiştir. Ra- porumuzda uzatmıyacağız, yalnız bazı rakamlar alacağız : - Avrupa ve Amerika devletlerinin senelik harp masrafları yekünu şudur : lar 5 000 000 000 yani Ltgs. (Türk lirası) 10 000 000 000 Askeri tekaüt maaşları, muharebe için aktolunan itikraz faizleri, devletlerin tahsisatı mestureleri, bil- vasıta ve açıktan itiraf edilmiyen > da buna ilâve olununca bütün dünyanın bütçesinin masraf künunun nısfından ziyadesi insanları imei bo- Buşturmağa bağlanmış olduğu görülür. Böyle bir hale ne isim vermek lâzım geldiğini ekonomistler bilemiyorlar “w hali hazırda en büyük tehlikenin iş ve çalışma âleminde doğan emniyetsiz- lik yüzünden kimsenin bir işe girişmek istememe- sinde, uzun zamanda kâr verecek teşebbüslerden ka- çılmasında görüyorlar. İtimatsızlık böyle istikrar bu- lunca iş açılmaz, iş açılmazsa işsizlik artar. İratlar azalır ve bubran temadi eyler. Halbuki buhran garp medeniyetinin vücudunda açılmış bir müthiş yaradır ve medeniyeti müthiş surette sarsıyor. Medeniyet âleminde 100 000 OVO adam işsiz yani açlıkla müca- delededir. Arasıra istirahat, çalışanlar için kiymet- tar ve faydalıdır. Fakat daimi istirahat onu yapan- ları her cihetten mahveyler, Şu halde mademki insanlar kendi ihtiyaçlarını temine kadirdirler, niçin yüksek çalışma saatini indirip boş kalanlar da çalış- tırlmıyor? Ancak o zaman herkes az fakat müsavi ücrete nail olabilir. Husnsaki Avrupa evvelden malik olduğu satış pazarlarının çoğunu kaybetti. Kendisinin fazla aha- lisini başka memleketlere mubacir olarak göndere- mez oldu. Çünkü başka memleketler muhacir kabul etmez oldular, Hudutlar sade mala değil muhacir- lere de kapalıdır. Umumi muharebeye kadar Avru- payı zengin eden geyler, başka yerlere mamul mal satmak, başka kıt'alara muhacir göndetip onların uzaklarda kazandıklarını çekmek idi. Her tarafta hudutlara çekilen yüksek gümrük duvarları aşılmaz olunca Avrupanın refahına asıl kuvvetli tekme bu- radan inmiş oldu. Bütün bu meseleler hükümetler arasında konu- şulmakta devam olunuyor. Terki teslihat konferansı ne beldedir malüm. Almanların tamirat işlerini Lo- zan konferansı pamuk ipliğine bağladı. Çin ve Ja- pon muharebeşinden çıkan ibtilâflar Cemiyeti Ak- vamdadır. Bu işleri kongre veya konferans halinde konuşmak lâzım, çünkü yalnız beynelmilel müzakere ile halli kabildir. Bir taraltan da para ve iktisat konferansının yakında toplanması etrafında konuşu luyor. Halbuki dünyayı sarsan meselelerin hiçbirisi diğerinden ayrı düşünülemez. Meselâ Almanyanın tamirat meselesi derhal milli iktısatçılığı kucaklar. Çin ve Japon harbi silâhların terki işini ortaya çı- karır. Binaenaleyh bilâtereddüt şöyle deriz: Garp medeniyeti büyük, mübim, bir imtihan geçirmek- tedir. Meşhur muktesitlerden Sir Arthur Walterin dedi- ği gibi, mutlaka dünyanın yaşama şeraiti ıslah olun- malı ve değiştirilmelidir. Hele Avrupa kendini dü- nyaya hâkim sanamaz, diğer kıt'alardaki milletlere nazaran Avrupalılar hiçbir veçhile imtiyaz sahibi değildir. Mali cephede büyük fütuhat hayallerinden vaz geçilmelidir. Daha az iştira kuvveti olan, fakat adetçe daha çok ahaliye malik bulunan, ticaret pa- zarlarına malik olmak sade iktisadi ihtiyaçları değil siyasi ve içtimai ihtiyaçları da temin eder.