No.1901—216 SERVETİFÜNUN 123 Hele Amerika son derece harekete geçti, hayali Ta- kamlar üstünde yükeeltilen borsa faaliyetleri yürü- dükçe yürüdü ve her mübaliğalı bareketin netice- sinde olduğu gibi 1929 sonbaharındaki yıkılışı gös- terdi. Harpten sonra geçen &eneleri ayırdığımız de- vitlerin üçüncüsü 1929 da başlar, Denllebilir ki dü- uyanın en karanlık iktisadi devresini bu devre açar. Evvelâ bütün mevaddı iptidaiye fiatları düştü; Ame- rikanın Avrupaya ödünç vermesi durdu; bilâkis kısa vadeli paralarını istedi. Netiçe olarak Almanya ts- mirat takeltlerini veremez oldu. Bir çok bankalar iflâs etti. Ameleler işsiz kalmağa başladı. Son iste- tistiklere nazaran 25 000 000 smele işsizdir, yine o kadarı baftada bir iki gün iş buluyor. Şu hesaba göre ve aile rakaraıma göre Amerikada sanayi ame- lesine mensup ailelerile yüz milyon adam yu açtır yahut açlıktan ölmeyecek kadar Hükümet veyahat merhametliler yardimile sürünüyor. Buhranın had bir devresi 1931 de görüldü. Avusturyanın meşhur ve asırdide bankası olan Kredi Anstalt tediyeleri kesti. İngiltere bankası onun Imdadına koştu amma bu fayda vermedi. Amerika Reisiçumhurunun teşeb- büsile beynelmilel moratoryom yapmak istediler. Fransanın dört beş hafta tereddüdü bu ilâcın da te- sirini bozdu. Netice olarak 1931 eylülünde İngiltere altın mikyasını terkeyledi ; isterlin liranın yüzde otuz sukutu dünyayı sarstı. Bir çok memleket paraları onun mkasından yuvarlandı. Bunlar da Kanada, Avusturalya, Hindistan, Mısır, Japon, Arjantin, Bre- zilya, Peru, Şili, Bolivya, İsveç ve Norveç, Dani- marka, İspanya, Portekizdir. Hele İngilterenin an” ane hilâfına liberalliği bırakıp muhafazakâr oluveri- şi işi dala giyade vahamete sevketti. Böylece dünya ticaretinin hacımi yüz &enedir görülmemiş derecede ufaldı. Cemiyeti Akvam hepsine nazımlık yapacak iken Çin ve Japon muharebesinin karşısında iktidar- sızlığı ile küçük düştü. İşte dünya buhranını doğu- ran sebepler, âmiller, vak'alar bunlardır.. Para işi - İktısad! inkişafın başlıca temeli altın mikyasıdır. Fakat bu altının milletler arasında müm- kün mertebe makul taksimi şartına bağlıdır. Halbu- ki iktisadi fırtına bu taksimi bozdu. Bazı memleket- lerin kasalarına altın doldu amma dolduğu yerde altın işlemez, doğurmaz halde kınır yatıyordu. Altı- nın toplandığı Fransa ve Amerika dahi mnhafaza- kâr ticaret siyasetine geçtiler ve alacaklarının öden- mesini istemekte ısrar eder oldular, Bu iki altın ba- bası devletin muhafazakârlık elyesetini kabulleri, alacaklarını istemekte israr etmeleri şğphe yok ki dünya buhranını dayanılmaz hale getirmiştir. Çünkü hali bazırın tesiri borçlu yani altın sahibi olmıyau- larla beraber sarı maden ashabının da aleyhindedir, İktisat aleması bu bapta hömen müttefiktir. Kredi işi - Buhran seneleri krediyi bozdu. Her memleket kendi hududu haricine para çıkarmak is- temedi. Fakat milletler nezdinde bir çok düzenbaz- lar çıktı. Sefdilleri dolandırdı. Fransada madam Ha- nau, İngilterede Hatry, Almanyada Skoluck ve İs- veçte meşhur Kreuger misaldir. Şu balde krediyi iade için altınların hudutlardan dışarı istikraz şek- linde çikmeası lâzımdır. ve bunu Amerika ve Fransa yapmalıdır ve bu işler Cemiyeti Akvamın beynelmi- iel kurulacak bankaların nezareti altına konulmalıdır. Nafia işleri - Çok senelerdir yapılan tecrübeler ortaya bir hakikat koymuştur. O da yol yapmak, demir yol kurmak, köprü atmak, liman vücuda ge- tirmek gibi büyük işlerin daima evvelden tetkik ve ihzarı ve bir memlektte işsizler arttığı zaman bu iş lere başlanıp işsizlerin kullanılarak işsizlere kürş gelmesi tedbiridir. Bu akılhea tedbir bir çok seneler- dir bir çok defa söylendiği halde milletler ve Hükü- metler bir türlü bu plânı tatbik edememişti. Ticaret ve sanayide buhran başladığı zamanlar yapılacak nafıa . işleri ekseriya hazırlanmış olmaz. Oular evvelden ya- pılp bitirilmiş bulunur. Şu halde Devletleree bir ted- bire baş vurulur; o da her maarafı kısmak ve kes- mek ve böylece iş ve çalışmak hacmini ufaltarak bilvasıta tekrar işsizlerin sayısını çuğalımaktır. Halbuki işsizlik şimdiki buhranda büsbütün baş ka ve acıklı bir şekil aldı; mutlaka yeni çareler bul mak lâzımdır. İşsizlere biraz para dağıtıp onları at&- lete alıştırmak ade iktisat kanunlarına mugayir de- ğildir. Ahlâk ve maneviyat kanunlarına da karşıdır. Diğer taraftan işsizlerin çoğaldığı zamanlarda ücret- ler düşer, boş adamları nafıs işlerinde kullanmak hem onları işgal eder, hem yapılan şey ucuza mal olur, «Yeni Avrupa» adile Fransiz muktesiti France Dalaisı yazdığı kitapta «Buharlı beygir kuvvetile çö- lışan Avrupa» ve «canlı beygir kuvvetile çalışan Avrupa» diye bir tefrike giriyor. Birincisi 230 mil- yon adamın çabaladığı asıl Avrupadır. İkincisi Rusya hariç olarak Baltık ile Akdeniz şrasında 90 milyon halk çalışmasıdır. Bunların iştirm kuvvetini artıracak tedbir almalıdır diyor. Bu 909 milyonluk kütle arasın- da biz de varız. Muharrir doksan milyonluk Kütlenin dahi buharlı beygir kuvvetine geçmesini istemiyor. Ansak bunlara yeni sermayeler verip yollarını, vâ- aitalarını zenginleştirmeli ve böylece onlara eskiden ziyade para kazandırıp buharlı Avrupudan iştira kuv- vetlerini artırmalıdır, tavsiyesinde bulunuyor ki bu da saklanmış altınların hudut haricine çıkarılmasını istemek kabilinden bir tedbirdir. B. T. 1, idaresinin maksatları da Afrika halkın: daha ziyade kazanma- ğa ve böylece fazla çalışmağa sevketmeli merkezin- dedir, Bu sayede sınai Avrupaya müşteri yapmalıdır, diyorlar ki bunların kâffesi, fabrikavör Avrupanın kendi mamulâtını mahreç bulamıyarak sağa sola baş vurmasından başka şeyler değildir. Çok gariptir ki , bütün bu tedbirlerin tatbikine kadar verilse bile bir acı hakikat daha karşıya dikilir. O da tedbirlerin geç kalmış olmasıdır. Şimdiki bulhranın azalmasına, kaldırılmasına bunlar çare olurdu, eğer dört beş sene evvel kabul ve tatbik edilseydi. Bunlar artık bu gü- nün tedbiri değildir. İşe yaramaz. Böyle olmakla be- raber bütün beşeriyetin hayatı ve atisi tesadüfe ve ihmale terkolunamazdı. Difhyanın yeni kurduğu ma kine hayatında mutlaka evvelden hazırlanmış ve buhran geçince tatbikına geçilecek plânların mevcut olması katiyen lâzımdır. Rusya - Plân deyince Rusların beş &enelik plân; ve kadrosu hatıra gelir. Bunun lehinde ve aleyhinde çok şeş söylenmiştir, Fakat henüz orada kurulan 8&